Sana Göre Haber

Cumhuriyet Savunmasında Tavizlere Yer Yok!

Geciktiğimiz bir gerçek, hem de çok büyük bir gerçek. Uyanışın en geç 2023’te gerçekleşmesi gerekiyordu. Manipüle edilmiş videolarla şekillendirilen seçimlerin ardından gidişatın ne yönde olacağı aşikardı.

Aslında bu durum, 2019 Mart ayında iptal edilen İstanbul seçimlerinde de, 2017’deki OHAL koşullarında mühürsüz oylarla kabul edilen referandumda da kendini göstermişti. Geriye dönüp bakıldığında, 2016’da “istedikleri her şeyi verdiklerini” itiraf ettikleri yapıların kalkışması ve hemen ardından ilan edilen OHAL sürecinde de işaretler netti. 2015 Haziran seçimlerinde tek başına iktidarı kaybettikten sonra yaşanan trajik olayların ardından Kasım ayında yeniden iktidara gelmeleri, 2010’da geniş bir kesimin desteğiyle onaylanan referandum, 2008’de AYM’nin partiyi “laikliğe aykırı eylemlerin odağı durumuna geldiği”ni tescillemesi, 2007’de cumhurbaşkanının tarafsızlığını yok eden referandumun kabulü ve hatta 2002 Kasım’ında gericiliğin tek başına iktidara gelmesiyle nelerin yaşanacağı en başından beri belliydi.

***

Ancak bu liste tam değil. Aslında her şey çok daha evvelden belliydi. Tehlike, 90’lı, 80’li, 70’li ve 50’li yıllarda, hatta cumhuriyetin ilan edildiği ilk günden itibaren sürekli olarak karşımızdaydı!

Reaksiyonerliğin ne anlama geldiğini, ne gibi sonuçlar doğurabileceğini ve neye mal olabileceğini uzun uzun izah etmeye artık lüzum kalmadı. Reaksiyonerlik tam olarak budur; içinde bulunduğumuz günler ve tecrübe ettiğimiz her şeydir!

FAŞİZME KARŞI CUMHURİYETİ MÜDAFAA ETMEK

Şu anda bariz bir faşizmle karşı karşıyayız. Fakat bu faşizmin zafere ulaştığını söylemek kesinlikle doğru olmaz.

Hukuktan kendilerini azade gören faşizan zihniyetler, istedikleri her suçu işleyip cezasız kalmaya alıştıklarında, aniden halkın direnişiyle yüzleşince, kendileri için tek çarenin sonuna kadar gitmek olduğunu düşünürler. Bugün AKP’nin sergilediği tavır tam olarak budur! Gidebilecekleri başka bir yol kalmadığı için sonuna kadar gitmeye çabalıyorlar. Bu noktadan sonra onlar için siyasi alanda hareket edebilecekleri bir mecra kalmamıştır. Bu nedenle siyasetin dışına çıkarak bir savaş başlattılar!

Gerçekten de bir savaş halindeyiz. Bu, cumhuriyet düşmanlarının cumhuriyete yönelik başlattığı bir savaştır.

Bugün cumhuriyet bir saldırı altındaysa, onu müdafaa etmek en asli vazifemizdir. Her türlü savunma, saldırı sürdüğü müddetçe yetersiz çözümleri kabul etmemekle başlar. Artık oyunun kuralları değişmiştir. Olağan bir siyasi dönemde değiliz. Faşizm, faşistlerle uzlaşarak bertaraf edilemez.

Devletin tüm kurumlarını kendi amaçları doğrultusunda birer araç haline getirdikten sonra açtıkları bu savaşla hepimizin korkuyla sinip teslim olacağını zannettiler. Ancak, hesapları tutmadı! Büyük bir yanılgıya düştüler.

Şimdi süratle toparlanmalıyız, aksi takdirde çok daha kötü bir duruma düşebiliriz. Bu durum bizi dış tehditlere karşı da savunmasız bırakır. Şunu aklımızdan çıkarmayalım ki, dünyada hiçbir devlet, zayıf düştüğümüz bir anda bize çelme takmayacak kadar dostumuz değildir.

Yine de cumhuriyeti savunma mücadelesinde oldukça talihli olduğumuzu da göz ardı etmemeliyiz. Zira bizler, insanlık onurunun en önemli simgelerinden biri olan Anadolu Devrimi’nin yarattığı bir ülkenin vatandaşlarıyız. Ne kadar yıpratılırsa yıpratılsın, bu devrimi temel alan toplumsal sözleşmemiz en büyük güvencemiz olmayı sürdürüyor. Üstelik kurucu parti, ne kadar geç kalmış olsa da, artık bu devrimi korumanın kendi sorumluluğu olduğunu idrak etmiş görünüyor. Bu nedenle genel başkan seviyesinde gece gündüz demeden bir gayret gösteriliyor. Bu partiye dair eleştirilerimizi saklı tutsak da, içinde bulunduğumuz bu günlerde ona olan desteğimizi bir pazarlık unsuru yapmamalıyız!

Zira bugün öncelikli hedefimiz faşizmi püskürtmektir. Bu amaca ulaşana dek asgari müşterekte birleşiyor, aramızdaki fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak cumhuriyetçi saflarda toplanıyor ve hep birlikte cumhuriyeti müdafaa ediyoruz.

Geç kaldığımız bir hakikat. Bu sebeple mücadelemiz zorlu olacak, ancak Fransız Devrimi’nin meşhur marşında dendiği gibi, her şeye rağmen “iyi olacak” (Fr. ça ira)!

***

Cumhuriyetin ve demokrasinin varlığını sürdürebilmesi adına, cumhuriyete ve demokrasiye hoşgörüsü olmayanlara karşı hiçbir hoşgörünüz olmasın!

Exit mobile version