Ukrayna’nın doğu cephesindeki yoğun çatışma bölgelerine ulaşan yollar, artık yalnızca kalkan toz bulutlarıyla değil, aynı zamanda gökyüzünden uzanan devasa ağlarla kaplanmış durumda. İlk bakışta sıradan balıkçı ağlarını andıran bu yapılar, gökyüzündeki modern tehditlere, yani Rus dronlarına karşı geliştirilmiş dahiyane bir savunma mekanizmasıdır. New York Times’ın haberine göre, yolların, kontrol noktalarının ve askeri pozisyonların üzerine gerilen bu ağların çalışma prensibi oldukça basit: Dronların pervanelerine takılarak onları anında devre dışı bırakıyorlar. Yoğun dokuları, yüksek süratle yaklaşan bir saldırı dronunu bile saniyeler içerisinde yakalayıp yere indirme kapasitesine sahip. Bu yöntem, özellikle sinyal karıştırıcı (jammer) sistemlere karşı bağışıklığı olan ve fiber optik kablolarla yönetilen Rus dronları karşısında en verimli çözüm olarak öne çıkıyor.
Bu savunma sisteminde kullanılan ağların büyük bir kısmı, çatışma alanlarından çok uzaklardan, Kuzey Avrupa limanlarından temin ediliyor. İsveç merkezli bir yardım derneği olan OperationChange’in kurucusu Ludvig Ramestam, “Bu ağları yeniden işlevlendirerek onlara yeni bir yaşam amacı sunuyoruz” şeklinde konuştu. Ramestam’ın belirttiğine göre, sadece 2025 yılının ilk yarısında Ukrayna’ya 250 ton ağ sevkiyatı yapıldı. Projenin nihai amacı, cepheye giden yolları bu ağlarla donatarak dron saldırılarına karşı korunaklı, güvenli geçiş koridorları oluşturmak. Ukraynalı askerlerin “ağ tüneli” olarak adlandırdığı bu sistemler, direkler arasına gerilerek oluşturulan ve askeri araçların içinden güvenle geçerek Rus dronlarının saldırılarından korunmasını sağlayan tül benzeri geçitlerdir.
Ağların kullanımı sadece yollarla sınırlı kalmıyor; askeri araçların kendileri de bu ağlarla kaplanarak ek bir koruma katmanına kavuşuyor. Bazı araçlar ise, “Mad Max” filmlerindeki sahnelere benzer şekilde, zincirlerden yapılmış kafeslerle güçlendirilmiş durumda. Bu kafesler, dronların araca ulaşmadan birkaç metre uzakta patlamasına neden olarak oluşacak hasarı önemli ölçüde azaltıyor. Ukrayna’da dron tehdidine karşı başvurulan bu yöntemler, modern savaşın tezatlarla dolu yapısını da çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Bir tarafta en ileri teknolojiye sahip insansız hava araçları bulunurken, diğer tarafta balık ağları, sıradan makaslar ve hatta II. Dünya Savaşı döneminden kalma makineli tüfekler gibi son derece basit çözümler yer alıyor. Herson’da bir yerel yetkilinin, vatandaşlara fiber optik kablolu dronlarla karşılaşma ihtimaline karşı yanlarında makas bulundurmalarını tavsiye etmesi, bu mücadelenin en basit araçlarla dahi kazanılabileceğinin canlı bir kanıtıdır.
Bu taktiğin kökeni ilginç bir şekilde, ilk olarak 2023 yılının ortalarında Rus kuvvetlerine dayanıyor. Rus birlikleri, o dönemde küçük çaplı saldırı dronlarını engellemek amacıyla bu metodu kısıtlı alanlarda denemişti. Ancak Ukrayna, bu fikri alıp stratejik bir ölçekte uygulayarak cephe hattının ayrılmaz bir unsuru haline getirdi. Günümüzde özellikle Donetsk, Sumı ve Kostiantynivka gibi çatışmaların şiddetlendiği bölgelerde “ağ koridorları” yaygın bir uygulama haline gelmiş durumda. Mühendisler yüzlerce kilometreyi bulacak yol ağlarını bu sistemle donatmak için çalışmalar yürütürken, yardım organizasyonları da artan talebi karşılamak üzere yeni ağ sevkiyatları için harekete geçmiş bulunuyor.
Bu durum, savaşın sadece füzeler ve tanklar gibi ağır silahlarla değil; aynı zamanda zeka, yaratıcılık, mühendislik ve toplumsal dayanışma ile de yürütüldüğünü gösteriyor. Askeri analistler, Ukrayna’nın bu balık ağı stratejisinin, düşük maliyetine rağmen sunduğu yüksek verimlilik sayesinde askeri taktikler tarihindeki yerini almaya hazırlandığını belirtiyor.