Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de 78 kişinin yaşamını yitirmesi ve 133 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan yangın felaketine ilişkin davanın dördüncü gününde, otel sahibi Halit Ergül savunmasını yaptı. Aralarında belediye görevlilerinin de yer aldığı 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı dava, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda kurulan özel duruşma salonunda görülüyor. Tutuklu sanık Halit Ergül, ifadesinde şunları söyledi: “Facia gecesi Gazelle Otel’de bulunuyordum. Eşim, saat 03.00-03.30 sularında arayarak, ‘Halit çok kötü yanıyoruz’ dedi. Bu, ilk ifademle çelişiyor gibi görünebilir ancak zaman farkını tam kestiremiyorum. Hemen giyinip süratle yola koyuldum. Yoldayken 112’yi aradığımda, ‘Haberimiz var, gidiyoruz’ yanıtını aldım. Mehmet Güner de arayıp durumu sorunca yolda olduğumu ilettim. Kartalkaya’ya 15 kilometre kala bir kızıllık fark ettim ve ‘Eyvah’ dedim. Otele ulaştığımda ise alevler her yanı sarmış, tam bir felaket yaşanıyordu.”
Yaklaşık 45 dakika ile bir saat arasında süren bir yolculuğun ardından otele vardığını belirten Ergül, “Ben otele vardıktan çok kısa bir süre sonra itfaiye ekipleri art arda gelmeye başladı. Binanın içine girmeye çalıştım fakat girilecek gibi değildi, bu yüzden geri çekildim. Bir süre sonra itfaiyeci sayısı arttı ve bu esnada personel, merdivenler aracılığıyla indirebildikleri kişileri indiriyordu,” diye ekledi.
Ergül, bir kişinin hayatını kaybettiği haberini aldığında yıkıldığını ifade ederek, “O andan sonra adeta serseri mayın gibi etrafta dolaşırken bir forklift ve kepçe operatörü geldi. İtfaiyenin yanaşması gereken yerde misafirlerin pahalı cipleri gibi araçlar vardı. Kepçeciye, artık pahalı olup olmadığına bakmadan araçları kaldırması için elimle işaret ettim. Kepçe, arabaları çekerek itfaiyeye yol açtı. Yangından bu şekilde haberdar oldum,” sözlerini sarf etti.
Damadı ve şirketin genel müdürü olan tutuklu sanık Emir Aras’ı aradığını anlatan Ergül, “Üzeri ve başı tamamen is içindeydi. Otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ı da orada çabalarken gördüm. İtfaiye ve AFAD ekipleri bizi bölgeden uzaklaştırarak müdahaleyi kendileri sürdürdü,” dedi.
Bir süre sonra Kartalkaya’daki karakola çağrıldığını aktaran Ergül, “Daha sonra Bolu’ya geldik. Yangının, ‘şov bölümü’nde aşçıların yapmaması gereken bir eylemi sonucunda çıktığını düşündüm. Görünüşe göre yanılmamışım; 300 personelden birinin yaptığı bir hatanın cezasını bugün burada hepimiz çekiyoruz,” şeklinde konuştu.
Bilirkişi raporunda, gazın kontrol edilmesi halinde yangının kendi kendine sönebileceği bilgisinin yer aldığını iddia eden Ergül, “Avukatlarımın belirttiğine göre, Aygaz ile bir sözleşmemiz mevcutmuş. Bu sözleşme uyarınca Aygaz’ın senede 2 defa denetim yapması gerekiyormuş fakat böyle bir denetim hiç yapılmadı,” dedi.
“Kendimi güvencede hissetmeseydim konuklarımı riske atmazdım”
Personelin birçoğunun, “Aman bana bir şey olmasın” düşüncesiyle Gazelle Otel’de çalıştığını söylediğini öne süren Ergül, iş güvenliği ve denetim konularıyla muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir’in ilgilendiğini belirtti.
Sanık Özdemir’in, kendisinin “İş sağlığı ve güvenliği uzmanı tutmaya gerek yok” dediği yönündeki ifadesini hatırlatan Ergül, böyle bir ifade kullanmadığını savundu. Ergül, Özdemir’in Kartalkaya’ya ayda bir gittiğini belirterek, “Hatta bana ‘Araba eskidi, Kartalkaya’ya giderken zorlanıyorum’ demişti. Ben de rahatça gidip gelebilmesi için ona bir 4×4 araba aldım,” diye ekledi.
İtfaiye raporuyla ilgili olarak Ergül, şöyle devam etti: “Aşağıdaki inşaat alanındayken Emir telefonla arayıp bazı eksiklikleri sıraladı. Listeyi okurken, ‘Kadir yanlış bir başvuru yapmış ama geri çekebilirmiş’ dedi. Ben de ‘Anormal bir durum yoksa çeksin ama yapılması gerekenleri yapalım’ karşılığını verdim. Ayrıca bizim zaten 2007’de alınmış güncel bir raporumuz mevcuttu. Tüm tesislerimizin girişinde ‘Bu tesis Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlenmektedir’ ibaresi bulunur. Hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetleniyoruz. Bu sebeple kendimizi güvencede hissediyorduk. Eğer güvende hissetmeseydim, misafirlerimi tehlikeye atmazdım. Kendi torunlarımı da o otelde konaklatıyordum. 12. katta özel misafirler dahil kimse kalmıyordu; hatta 11. kata asansör dahi çıkmaz. O katın kameraları incelenirse müşteri giriş çıkışı olmadığı görülecektir. Zeki Bey de o katın boş olduğunu söylemişti.”
“Yangın tatbikatının yapılmadığını duruşmada öğrendim”
Mahkeme Başkanı’nın sorularını yanıtlayan Ergül, “Emir Aras, bana danışmadan bir iş yapmaz. Kadir Özdemir muhasebe müdürü olmasına rağmen oldukça yetkilidir; satın almaları o yapar. Büyük alımlar için benim onayıma başvurur. Cemal (otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer) ve Mehmet (muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun) ise Kadir’i temsilen Kartalkaya’da görev yaparlar,” dedi.
İki yıl öncesine kadar kendi elektrikçilerinin olduğunu söyleyen Ergül, teknik personel sanıklar Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü’nün her iki otelin elektrik işleriyle ilgilendiğini aktardı. Ergül, “Hüseyin emekli olduğunda Emir, ‘Bu yetişmiş bir eleman, kaybetmeyelim, lazım olur’ dedi. Bunun üzerine Hüseyin’i tekrar işe aldık. Genellikle Gazelle’de dururdu ve çok nadiren Kartalkaya’ya çıkardı,” diye konuştu.
Teknik personel şefi tutuklu sanık Tahsin Pekcan’ın Grand Kartal Otel’de değil, Gazelle Otel’de görevli olduğunu belirten Ergül, “Zeki Yılmaz müdür olmasına rağmen yetkileri sınırlıdır; genellikle rezervasyonlarla ilgilenir ve misafirleri gezdirir. Cemal Özer ise sıradan bir çalışandır. Zeki Yılmaz, Mehmet Salun ve Kadir Özdemir’in imza yetkisi yoktur. Yangın vanalarının kapalı olup olmadığını bilmiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetmenleri geldiğinde Emir, duman dedektörleri dahil her şeyin kontrol edildiğini söyledi. Ben de ‘Daha iyi’ diyerek onların çalıştığını varsayıyordum. Elektrik tesisatında bir değişiklik yapılmış olsaydı Hüseyin Bey’in bundan haberi olurdu,” şeklinde savunma yaptı.
Ergül, “Yangın eğitimi verilip verilmediğinden haberdar mıydınız?” sorusuna, “Bunu burada öğrendim, verilmemiş. Gaz bağlantı borusunda bir değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, eğer yapılmış olsaydı Hüseyin Özer’in bilgisi olurdu,” yanıtını verdi. “Şov alanını denetleyen bir görevli var mıydı?” sorusu üzerine Ergül, “Oranın tüm denetimi aşçıbaşı Reşat Bölük’e aittir. Hatta dünkü konuşmalarda ‘Saat 00.00-00.30 gibi açar, 04.00’te kapatırım’ dedi. Tam tersine, saat 04.00-05.00 gibi açması gerekirken o saatlerde neden açıldığını anlamış değilim,” dedi.
Yangın müdahale ekibi ve tatbikatlarla ilgili sorulara Ergül, “Yangın müdahale ekibi diye bir şeyi burada duydum. Yangın tatbikatı yapılmadığını da burada öğrendim. Her katta yangın tüpü mevcuttu. Duman dedektörleri de vardı, bir sorun yoktu. Eğer bir sorun olsaydı, Kültür ve Turizm Bakanlığı denetçileri bize bunu söylerdi. Bize bir süre tanır, eksiklikleri tamamlamazsak oteli kapatırlardı,” şeklinde cevap verdi. Resepsiyondaki yangın alarm sisteminin çalışıp çalışmadığına dair bilgisi sorulduğunda Ergül, “Cezaevine girdiğimizde Hüseyin çalıştığını söyledi,” dedi.
Yangın raporuyla ilgili denetimden haberi olup olmadığı sorusuna Ergül, “Sadece Emir’in bana aktardığı kadar bilgim var. Emir bana 7-8 maddelik bir liste okudu ve ‘Kadir yanlış bir başvuru yapmış, bunlar bize eksiklik olarak yansımış ama geri çekebilirmiş’ dedi. Ben de ‘Geri çekmesi yasal mı, bize bir sorun yaratmasın?’ diye sordum. ‘Yasalmış’ yanıtını alınca, ‘Tamam o zaman ama yapabileceklerimizi yapalım’ dedim,” yanıtını verdi.
Bir başka soru üzerine sanık Emir Aras’ın genellikle bilgisayar işleri, fiyat araştırmaları ve kampanyalarla ilgilendiğini, sık sık İstanbul’a gittiğini aktaran Ergül, Kadir Özdemir’in ise ödeme yetkisine sahip olduğunu kaydetti. Mahkeme Başkanı’nın, “Kadir Özdemir, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı gerektiğini söylediğini, sizin ise ‘Gerek yok’ yanıtını verdiğinizi beyan etmiş,” demesi üzerine Ergül, “Ben öyle bir şey söylemedim,” diyerek iddiayı reddetti. Denetimlerin takibinin kim tarafından yapıldığı sorusuna ise “Kadir Özdemir” cevabını verdi.
Ergül, eşinin oteldeki rolü hakkındaki soruyu, “Eşim oteldeki hiçbir konuya karışmazdı. Onlar genellikle İstanbul’da yaşardı. İstanbul’daki evimiz kentsel dönüşüm nedeniyle yıkıldı ama gittiklerinde kızlarımız da orada kalırdı,” diye yanıtladı. Kızları ve şirketin yönetim kurulu üyeleri olan tutuklu sanıklar Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu’na huzur hakkı ödenip ödenmediği sorulduğunda, “Hiçbir işe karışmazlardı. Kararları ben kendim verir, kendim uygularım. Huzur hakkı ödemeye geçen sene başladık. Mali müşavir kontrolünde, herkesin payı oranında belirli zamanlarda büyük meblağlar ödeniyordu,” cevabını verdi.
“Personele müşterileri uyandırmamaları yönünde bir talimat verilip verilmediğinden haberiniz var mı?” sorusunu Ergül, “Duymadım ve böyle bir şeyin olabileceğini de zannetmiyorum,” şeklinde yanıtladı. Bir soruya karşılık Ergül, “Kültür ve Turizm Bakanlığı neredeyse her yıl denetime gelirdi. Zeki Bey veya muhasebe birimiyle birlikte denetim yaparlardı. Bu sene denetmenler Gazelle’de konakladı. Denetçileri Grand Kartal Otel’e (tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü) Ahmet Demir götürdü,” dedi.
“Yangın ikaz sistemi kapalı mıydı, bilginiz var mıydı?” sorusuna Ergül, “Hüseyin Özer ile konuştuğumuzda çalıştığını söylemişti,” cevabını verdi. Bir başka soruya karşılık Ergül, “Grill plate (elektrikli pişirme cihazı) bildiğim kadarıyla uzun zamandır değiştirilmedi. Zaten bakım için servis geliyordu. Değiştirilmesi gerekseydi bize söylerlerdi,” dedi. Ergül, “Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin sözleşmesinden haberiniz var mı?” sorusu üzerine, “Vardı, Emir ilgileniyordu. Ancak yangın raporu başvurusundan haberim yoktu,” dedi.
Cumhuriyet savcısının sorularını yanıtlayan Ergül, “LPG projesi daha önceden, kayınpederim zamanında, 2005’te yapılmıştı. Ben tesisi 2007’de devraldım. 2007’den bu yana tesisatın yerinde herhangi bir değişiklik yapılmadı,” ifadelerini kullandı. “İlgili müdürler size personelin yangın güvenliği eğitimi alması gerektiği yönünde bir teklifle geldiler mi?” sorusunu ise Ergül, “Hayır, gelmediler. Eğer gelselerdi, kesinlikle ‘Hemen yapın’ talimatını verirdim,” şeklinde cevapladı.
Kartalkaya Yangını Davasında Otel Sahibi Halit Ergül Savunmasında Sorumluluğu Personele Yöneltti
