KOBİ’ler İçin ‘Nefes’ Kredisi Saatler İçinde Tükendi, Umutlar Hayal Kırıklığına Dönüştü

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) üyelerine yönelik başlattığı 25 milyar TL’lik Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli Nefes Kredisi, daha ilk günden tükenerek pek çok başvurunun geri çevrilmesine yol açtı. İş dünyası temsilcileri, başvuruların açılmasından yalnızca birkaç saat sonra bankalardan “limit kalmadı” yanıtı aldıklarını bildirdi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun öncülüğünde pazartesi günü hayata geçirilen kredi paketinde, vadesine bağlı olarak faiz oranı %37 ile %38 arasında değişiklik gösteriyordu. Kredi başvuruları Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank, Ziraat Katılım, Yapı Kredi, Akbank ve Denizbank şubeleri üzerinden gerçekleştirilebiliyordu.

Ekonomim gazetesinden Merve Yiğitcan’ın haberine göre, 25 milyar TL’lik toplam limitin yedi banka arasında eşit olarak dağıtıldığı varsayıldığında, her bankaya yaklaşık 3,5 milyar TL kaynak düştüğü hesaplanıyor. Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği verilerine göre bu yedi bankanın toplam 6 bin 39 şubesi olduğu dikkate alındığında, bazı şubelerin firma başına belirlenen azami 2,5 milyon TL’lik limiti dahi dağıtamadığı anlaşıldı.

**Önel: 1,5 saatte bitmesi hayal kırıklığı yarattı**

Peki, yoğun ilgiyle karşılanan Nefes Kredisi hakkında sektör temsilcileri ne düşünüyor? Üyelerinin çoğunluğunu mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin meydana getirdiği İstanbul Tüccarlar Kulübü Derneği Başkanı İlker Önel, son dönemde artış hızı yavaşlasa da yüksek enflasyon ve faiz baskısının devam ettiği çetin ekonomik şartların, yılın ilk yarısında reel sektörü olumsuz etkilemeyi sürdürdüğünü vurguladı. Önel, “6 ay geri ödemesiz 36 ay vade sunan Nefes Kredisi, bu zorlu dönemde mikro ve küçük işletmeler için hayati bir destek olacaktı. Fakat, limitlerin çok kısa sürede dolmasıyla bu fırsat da büyük bir hayal kırıklığına dönüştü” şeklinde konuştu. 2,5 milyon liraya kadar kullanım imkanı sunan kredinin, KOBİ’lerin özellikle işletme sermayesi sorunlarını çözmede önemli bir rol oynayacağını belirten Önel, “Ancak ne yazık ki KOBİ’lerimiz, ticari kredilerde olduğu gibi Nefes Kredisi’ne de erişim sağlayamadı. İTK üyesi çok sayıda firmamız, başvuruların başladığı ilk gün bankalara müracaat etti fakat eli boş döndü. Kamu bankalarında dahi limitlerin ilk 1,5 saatte tükendiği bilgisini aldılar” dedi.

**”Önceden haber alıp hazırlık yapanlar mı oldu?”**

Bu durumun bazı şüpheleri de beraberinde getirdiğini ifade eden Önel, şu soruyu gündeme getirdi: “Bu kredi için daha önce duyurulmamış bir bilgi talep edildi; KOSGEB’den KOBİ tanımının güncellendiğine dair bir belge. Başvurular açılır açılmaz bu beyannameleri yaklaşık 1,5 saat içinde hazırlayan firmalar bile eli boş döndü. Bu durumda, önceden bilgi sahibi olup KOSGEB beyannamesini hazırda bekletenler var mıydı diye insan düşünmeden edemiyor.” 2021’de yine KOBİ’lere 6 ay geri ödemesiz, 12 ay vadeli bir Nefes Kredisi sunulduğunu anımsatan Önel, “O dönemde başvuran bütün işletmeler bu krediye ulaşabilmiş ve piyasalara etkisi son derece olumlu olmuştu. Bu defa ise Nefes Kredisi’ni büyük bir heyecanla bekleyen firmalarımız erişim sağlayamadı. Bu sebeple Nefes Kredisi için ayrılan limitlerin yeniden değerlendirilmesini ve artırılmasını talep ediyoruz” diye ekledi.

**Önder: Hızlıca tükeneceğini öngörüyorduk**

Züccaciyeciler Derneği Başkanı Burak Önder, piyasadaki mevcut kredi maliyetlerinin yüzde 55-60 seviyelerinde olduğuna işaret ederek, Nefes Kredisi’nde sunulan faiz oranının nispeten daha makul olduğunu belirtti. Reel sektör olarak kaynakların kısıtlı olduğunun bilincinde olduklarını vurgulayan Önder, “Fakat piyasada, bilhassa üretici KOBİ’ler tarafında ciddi bir finansman sıkıntısı mevcut. Finansmanın hem niteliği hem de erişilebilirliği problemli. Üretici ihracatçıların finansman gereksinimi ise çok büyük. İş hacmi de hem iç piyasada hem de dış piyasada her geçen gün daralıyor. Bu yüzden, görece uygun maliyetli bu son pakete firmaların yoğun şekilde başvurduğunu gözlemliyoruz. Zaten çok çabuk tükeneceğini öngörüyorduk. Daha yüksek limitli ve uygun maliyetli paketlerin çoğaltılması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

**Özüren: Yetersizliği aşikar**

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Eş Başkanı Ümit Özüren, sanayinin finansmana erişiminin uzun zamandır sorunlu olduğuna dikkat çekti. Özüren, “Neredeyse her firmanın hem teminat hem de kredi maliyeti açısından zorlukları var. Dolayısıyla son paketteki koşulların görece uygun olması sebebiyle yoğun bir talebin oluşması gayet normal. Bu durum, paketin büyüklüğünün hiç de yeterli olmadığını ortaya koyuyor. Elbette olumlu bir atmosfer yarattı; hiç yoktan iyidir, fakat yetersizliği aşikar. Desteğin çok acil bir şekilde büyütülüp yaygınlaştırılması gerekiyor. Zira işletme sermayeleri erimiş durumda. Sektörümüz ise 2 senedir zarar ediyor. Bu nedenle firmaların faaliyetlerini sürdürebilmesi için acil krediye ihtiyacı var” diye konuştu.

**Çetin: Bütün sektörlerde sorun büyük**

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Çetin, Nefes Kredisi’nde toplam maliyetin banka ve KGF komisyonuyla birlikte yüzde 40’a ulaştığını, bu haliyle maliyet yüksek olsa da piyasa faizlerinin yüzde 55-60 civarında olması nedeniyle ilginin yoğun olduğunu dile getirdi. 25 milyar TL’lik kaynağın ise yetersiz olduğunu belirten Çetin, “Tüm sektörlerde ciddi zorluklar yaşanıyor. Konkordatolar hızla artış gösteriyor. İlk 6 ayda geçen seneye kıyasla çok yüksek bir artış oldu. Bu vaziyet küçük işletmeleri de menfi etkiliyor. Bu nedenle açıklanacak yeni paketlerle üreticilere daha fazla kaynak sunulmalıdır” ifadelerini kullandı.

**İçten: Emek yoğun sektörlere paketlerde öncelik tanınmalı**

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, Nefes Kredisi’nin nispeten uygun faizi ve teminat kolaylığı sebebiyle sektör firmalarından rağbet gördüğünü ifade etti. İçten, “Bu türden daha çok desteğe ihtiyacımız var. Genel giderlerimiz ve işçilik maliyetlerimiz çok yüksek. Sıkılaşma politikaları yüzünden iç talep daraldı. Mevcut kur politikası nedeniyle de ihracat gerçekleştiremiyoruz. Bu süreç atlatılana kadar firmaların ayakta kalabilmesi için bu gibi destekler şart. Ancak paketlerdeki limitler düşük. Limitin daha yüksek, faizin ise bir miktar daha uygun olduğu yeni paketlere ihtiyaç duyuluyor. Özellikle de zor zamanlar geçiren bizim gibi emek yoğun sektörlere bu tip paketlerde pozitif ayrımcılık yapılarak öncelik tanınmalı” şeklinde görüşlerini bildirdi.