Özgür Özel’den Gerginlik Açıklaması: Sorumluluğu İktidara Yükledi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü gazetesine verdiği bir mülakatta, partisine yönelik son dönemde yoğunlaşan operasyonlar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Özel, iktidarın hukuki ve ahlaki sınırlar içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Şunu net olarak ifade etmeliyim ki, siyasi atmosferdeki gerilim sebebiyle doğru bildiklerimizden vazgeçecek veya mücadelemizden geri adım atacak değiliz. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi söylemini bir nebze azaltırsa, bu milleti sonsuza dek sustururlar. Cumhuriyet Halk Partisi bir adım geri çekilirse, bu ülkeyi bir asır geriye götürmeyi amaçlıyorlar. Bizim en ufak bir tavizimiz, bu halka diz çöktürmeleri anlamına gelecektir. Dolayısıyla, bu şekilde devam etmeleri halinde işler kopma noktasına gelecektir. Gerilimi düşürme sorumluluğu bana ait değil, çünkü bu gerginliği başlatan ben değilim.”

“‘DÜŞMANCA YAKLAŞIMI’ TERK ETMELERİ GEREKİR”
CHP lideri Özel, mevcut gerilimin nasıl aşılabileceğine dair bir soruya şu şekilde yanıt verdi:
“Her şeyden önce, ‘düşman hukuku’ olarak nitelendirdiğimiz uygulamalardan vazgeçmeleri şart. Ekrem İmamoğlu’na, parti mensuplarımıza ve son olarak Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar’a yönelik bu hasmane tutum son bulmalıdır. Belediye başkanlarımızın tutuklanmasına yol açan aynı kişi AK Parti ile çalıştığında sorun olmazken, CHP ile iş yaptığında gözaltına alınıyor. Bu çifte standarttan vazgeçmeleri gerekiyor. Hukuka, yasalara ve ahlaka riayet ederek gerçek bir iktidar gibi davranmalılar ki karşılarında da gerçek bir muhalefet bulsunlar. Eğer iktidar olma vasıflarını bir kenara bırakıp bize adeta taşla, sopayla saldırırlarsa ne yapacağız? Elbette biz de kendisine savaş açılmış bir yapının göstereceği meşru savunma reflekslerini ortaya koyacağız.”

“İNANDIĞIMIZ DOĞRULARI SAVUNMAKTAN ÇEKİNMEYECEĞİZ”
“Bu gerilimi ne başlatan, ne tırmandıran ne de devam ettiren biziz. Biz sadece bize yöneltilen kötülüklere misliyle mukabele ediyoruz. Aksi halde, seçmenimiz bize verdiği oyu helal etmez. Halk, bu kötülüğe teslim olalım veya yenilelim diye bize oy vermedi. Evet, hakkımızda çok sayıda ceza davası açılıyor. 40’ın üzerinde yüksek meblağlı tazminat davası devam ediyor. 26 ayrı ceza davasıyla ilgili fezleke ise TBMM’de bekliyor. Tüm bunlara rağmen, inandığımız doğruları söylemekten ve bu uğurda mücadele etmekten geri durmayacağız. Tüm dünyanın gözü önünde, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin son ayındayız. Düşünün ki ilk 25 yıl bitiyor. Bütün dünya ‘milenyuma’ büyük bir coşkuyla girmişti. Aradan geçen 25 yılda dünya, yapay zeka, robot teknolojileri, internet hızları ve yeni icatlarla muazzam bir ilerleme kaydetti. Maalesef bu 25 yılın 23’ünde AK Parti yönetiminde olan Türkiye’nin ne hale getirildiğine bakın.”

“23 YILLIK AK PARTİ İKTİDARI TÜRKİYE’YE ZARAR VERDİ”
“Türkiye, Avrupa Birliği üyeliğini hedeflemiş, muasır medeniyetler seviyesine ulaşma potansiyeli olan bir ülkeyken, bugün bir üçüncü dünya ülkesi konumuna geriledik. Demokrasi endeksi, hukukun üstünlüğü endeksi, adalete güven gibi tüm sıralamalarda en gerilerdeyiz. Hatta bizden sonraki ülkelerin haritadaki yerini bulabilecek tek bir AK Partili bakan dahi yoktur. Durumumuz bu kadar vahim. Buna karşılık yoksulluk, işsizlik, güvencesizlik, iş kazaları, kadına karşı şiddet ve çocuk istismarı gibi alanlarda Avrupa’da hep birinci sıradayız. Bu tablo, 23 yıllık AK Parti iktidarının Türkiye’ye iyi gelmediğini açıkça gösteriyor. Artık önümüzdeki ikinci 25 yıla Avrupa’yı ve dünyayı yakalayacak, Türkiye’nin yüzünü yeniden güldürecek bir iktidar gerekiyor. Biz de bunun gereğini yapmak için çalışıyoruz.”