PKK Lideri Öcalan’dan Video Mesajı: ‘Savaş Stratejisi Bitti’ ve ‘Pozitif Entegrasyon’ Vurgusu

PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, silah bırakma sürecine dair bir video mesaj yayınlarken, örgüte mensup 20-30 kişilik ilk grubun silahlarını teslim etmesi bekleniyor. Öcalan mesajında, “Varlık inkarına dayalı ve ayrı bir devlet kurma hedefi güden PKK hareketi ile bu hareketin dayandığı ulusal kurtuluş savaşı stratejisi sona ermiştir. Varlığımız tanınmış, bu nedenle temel amaç hasıl olmuştur” diyerek, silahların bırakılması sürecinin ivedilikle tamamlanması gerektiğini vurguladı.

Bu ifadeleri yorumlayan siyaset bilimci Prof. Dr. Barış Övgün, bu söylemin “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna karşı bir rakip konsept oluşturma” manasına geldiğine dikkat çekti. Övgün, metinde yer alan “pozitif entegrasyon” kavramıyla ilgili ise, “Bu, yeni anayasada Kürt kimliğinin tanınacağı anlamına mı geliyor? Çünkü pozitif entegrasyondan bahsediyorsanız, bir yapıya kendi öz kimliğinizle dahil olursunuz. Ben bunu yeni anayasaya dönük bir beklenti olarak değerlendiriyorum” şeklinde konuştu.

PKK terör örgütüne bağlı 20-30 kişilik ilk kafilenin yarın, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) denetimindeki Süleymaniye kentinin kırsal bir bölgesinde silah bırakacağı öngörülüyor. Bu gelişme öncesinde, KCK/PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın beklenen video mesajı, örgüte yakınlığıyla bilinen ANF aracılığıyla dün kamuoyuna duyuruldu. Yaklaşık 7 dakika süren videoda Öcalan, sürece ilişkin görüşlerini ve taleplerini aktardı.

İKİ FARKLI ÇÖZÜM SÜRECİNİN SEKRETERYALARI BİR ARAYA GETİRİLMİŞ

ANF tarafından servis edilen videodaki ifadelerin, terör elebaşısı tarafından 19 Haziran’da kaleme alındığı ancak kamuoyuyla 20 gün sonra paylaşıldığı belirtildi. Kayıtta Öcalan’a 6 kişinin eşlik ettiği görüldü. Bu kişilerden üçünün, DEM Parti İmralı heyetinin 27 Şubat’taki ziyaretinde basına yansıyan fotoğrafta yer alan PKK’li Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım olduğu anlaşıldı. Diğer üç ismin ise geçtiğimiz ay İmralı’da kurulan yeni sekretarya için adaya sevk edildiği iddia edilen PKK’li yazarlar Mahmut Yamalak, Zeki Bayhan ve Ergin Atabey olduğu tespit edildi. Konar, Aktaş ve Yıldırım’ın 2015 yılındaki çözüm sürecinde de “sekreterya” göreviyle adaya gönderilen isimler olduğu biliniyordu.

KENDİSİNİ ‘TARİHİ BİR FİGÜR’ OLARAK KONUMLANDIRMA ÇABASI

Öcalan, “tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini oluşturduğunu” iddia ettiği bir “Demokratik Toplum Manifestosu” hazırladığını ve bu metnin PKK’nin terör felsefesinin yerini alarak bölgesel ve küresel topluma hitap edeceğini ifade etti. Öcalan’ın açıklamaları boyunca, başta kendi manifestosu olmak üzere süreçle ilgili gelişmeler için tam 8 defa “tarihi” nitelemesini kullanması dikkat çeken bir diğer unsur oldu.

ÇÖZÜM YOLU OLARAK ‘POZİTİF ENTEGRASYON’ ÖNERİSİ

Çağrısında terör örgütünün artık miadını doldurduğunun altını çizen Öcalan, “Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolaysıyla ana amaç gerçekleştirilmiştir. Bundan sonrası ise aşırı bir tekrar ve çıkmaz olarak görülmüştür” sözlerini kullandı. Öcalan, sürecin başarıya ulaşmasının ancak “pozitif entegrasyonalist bir bakış açısıyla” mümkün olabileceğini ileri sürdü.

‘SİLAHLI MÜCADELEDEN DEMOKRATİK SİYASET VE HUKUK ZEMİNİNE GEÇİŞ’

Silah bırakma aşamasını, sürecin demokratik ve hukuki bir zemine taşınmasını sağlayacak bir dönüm noktası olarak niteleyen Öcalan, “Siyasetin boşluk kabul etmeyeceği ilkesinden hareketle, bu boşluk demokratik siyaset stratejisi ve bütüncül bir hukuk anlayışıyla doldurulmalıdır. Sürecin genel başarısı için silahların gönüllülük esasına göre bırakılması ve TBMM’de yasayla kurulması planlanan yetkili ve kapsamlı bir komisyonun çalışması büyük önem taşımaktadır. Bu, yapılan silahlı mücadele evresinden demokratik siyaset ve hukuk evresine gönüllü bir geçiştir” ifadelerini kullandı.

SÜRECİN HIZLANDIRILMASI TALEBİ

Kendi üzerindeki tecridin kaldırılması yönündeki talepler hakkında ise Öcalan, “Ben şahsi özgürlüğümü hiçbir zaman bireysel bir mesele olarak ele almadım. Birey özgürleştiği ölçüde toplum, toplum özgürleştiği ölçüde de birey özgürleşebilir” dedi. Öcalan, sürecin süratle neticelendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

CUMHURİYETİN KURULUŞUNA BİR RAKİP YARATMA GİRİŞİMİ!

Öcalan’ın açıklamalarını Cumhuriyet gazetesine yorumlayan siyaset bilimci Prof. Dr. Barış Övgün, “Bizim terör olarak tanımladığımız süreci, Öcalan bir ulusal kurtuluş savaşı olarak nitelendiriyor. Bugüne dek bu şekilde bir tanımlama yapılmamıştı. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna eş değer bir rakip konsept yaratma çabasıdır. Bazı çevrelerin bunu bir meydan okuma olarak görmesi mümkündür ve bu yanlış bir yorum olmaz. Üstelik Öcalan, bahsettiği bu savaşı başarıyla nihayete erdirdiğini iddia ederek bir zafer ilan ediyor” dedi.

‘KURUCU ÖNDER’ SÖYLEMİ ÖCALAN’I CESARETLENDİRDİ

Öcalan’ın bu sözde zafer ilanının ardından kullandığı “varlık tanınmıştır” ifadesinin olumsuz neticeler doğurabileceğini vurgulayan Övgün, şunları söyledi: “Burada ‘varlık’ kavramının içini doldurmuyor. Muhtemelen hem kendisini hem de PKK’yı kastederek diyor ki; ‘Artık bizi bir terör örgütü olarak görmüyorlar. Hatta en yetkili ağızlardan bile benim için kurucu önder nitelemesi kullanılıyor.’ Bunu kendi kamuoyuna açıkça deklare ediyor. Siyasette son dönemde kullanılan ‘kurucu önder’ ifadesinin Öcalan’ı cesaretlendirdiği anlaşılıyor. Buradan, gelecek süreçte PKK’nın bir terör örgütü olarak anılmayacağı sonucu çıkarılabilir.”

‘YENİ ANAYASADA KÜRT KİMLİĞİNE YER Mİ VERİLECEK?’

Övgün, Öcalan’ın kullandığı “pozitif entegrasyonalist” kavramını ise şöyle açıkladı: “Bu, Avrupa Birliği literatüründe sıkça geçen ve üye devletlerin kendi ulusal kimlikleriyle çatı organizasyona katılmalarını ifade eden bir kavramdır. Bu kavramın, zafer edası ve ‘varlık’ ifadesiyle aynı metin içinde kullanılması, sürecin sonraki adımlarına dair bize önemli sinyaller veriyor. Acaba yeni anayasada Kürt kimliğine yönelik bir tanım mı yapılacak? Çünkü pozitif entegrasyon, bir organizasyona kendi kimliğinizle katılmanız demektir. Bunu, yeni anayasaya yönelik bir talep olarak okuyorum. Kendi tabanına da ‘Biz varlığımızı kabul ettirdik, amacımıza ulaştık ve örgütü feshettik; bu durum yeni anayasada da kendini gösterecektir’ mesajını iletiyor.”

‘ÖCALAN ŞARTLARINI SIRALADI’

Öcalan’ın yeni anayasanın TBMM çatısı altında bir komisyon kurularak hazırlanmasını talep ettiğine de dikkat çeken Övgün, “Bu süreç bize, PKK’nın ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda koşulsuz bir şekilde silah bırakacağı şeklinde sunulmuştu. Fakat Öcalan bugün kendi koşullarını ilan etti. ‘Bizim varlığımız savaşla tanındı, şimdi de yasal güvencelerle sağlansın’ dedi. Bu açıklama, anayasadaki Türklük, laiklik ve anadilde eğitim gibi konular üzerinden yeni tartışmaların yaşanacağını işaret ediyor. Bir pazarlığın sürdüğü aşikâr. Diğer unsurlardan ise hiç söz etmiyor. Öcalan, KCK liderliğinden bile bahsetmiyor ve bu videodan diğer unsurların silah bırakmayacağı sonucunu çıkarıyoruz” diye ekledi. ANKARA

‘TÜRK MİLLETİ VATANA İHANET EDENLERİ AFFETMEYECEK’

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve emekli albay Kevser Ofluoğlu, Öcalan’ın videosuna çok sert ifadelerle tepki gösterdi. Ofluoğlu, “Daha dün (önceki gün) on iki evladımız şehit düşmüşken; bugün (dün) İmralı canisi, sanki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekmiyormuş da siyasi bir parti genel başkanıymış gibi video yayınlayıp gelecek için yol haritası çiziyor. Bu toprakları bize vatan kılan şehitlerimizden, gazilerimizden ve onların emaneti olan ailelerinden zerre kadar utanmadan, binlerce evladımızın katili olan o kansız terörist başından medet umuyorlar. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki; Türk milleti, koltuk sevdaları uğruna memlekete ihanet eden bu şahısları asla unutmayacak ve vakti geldiğinde bu çıkarcıları sandığa gömecektir” şeklinde konuştu.