Terör Örgütü Suçlamasıyla Yargılanan Üniversite Öğrencileri Serbest Bırakıldı

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’na (SGDF) yönelik gerçekleştirilen bir operasyon kapsamında gözaltına alınan 40 kişiden 30’u tutuklanmıştı. Bu kapsamda, “silahlı terör örgütüne üye olma” iddiasıyla 24 Ocak’tan beri cezaevinde olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Senem Nur Pektaş ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi Azze Deniz Aktaş hakkındaki davanın karar duruşması yapıldı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşma saat 11:00’de başladı.

Duruşmada ilk olarak savunmasını yapan Pektaş, hakkındaki iddialara yanıt verdi. Pektaş, “Atılım gazetesinin düzenlediği ve sosyal medya hesaplarından duyurduğu 30. yıl etkinliği ile bir pikniğe katıldığım için suçlanıyorum. Atılım sosyalist bir yayındır ve ben de bir sosyalist olarak gazeteyi takip ediyorum. Söz konusu etkinlik, belediyeye ait bir binada izinli olarak gerçekleştirilen bir konserdi. Etkinlik esnasında polis tarafından hiçbir uyarıda bulunulmadı. Ayrıca bu konser, Atılım gazetesinin YouTube hesabından canlı olarak yayınlandı; yani gizli saklı değil, herkese açık bir etkinlikti. Bu konserin suç unsuru gibi gösterilmesi için özel bir çaba harcandığını görüyorum. İddianamedeki suçlamalar gerçeği yansıtmamaktadır. Diğer etkinlik ise bir kent ormanında yapılan piknikti. Bu piknikten yasa dışı bir örgütle bağlantı kurulmasını gerektirecek bir durumun olmadığını düşünüyorum” dedi.

Pektaş, savunmasının devamında, “İddianamede Yakup Bulut ile aynı evde kaldığım ve evde örgütsel dokümanlar ele geçirildiği belirtiliyor. Yakup Bulut’un kim olduğunu bilmiyorum; bu durum bile iddianamenin ne kadar üstünkörü hazırlandığını ortaya koyuyor. Bahsi geçen teknolojik cihazlar arasında sadece odamdan alınan telefonum ve dizüstü bilgisayarım bana aittir. İddianamedeki diğer cihazlar benim değildir. Hakkımda ‘Senem sanırım SGDF’lidir’ şeklinde bir ifade mevcut. Ben zaten sosyalist kimliğimi ve SGDF üyesi olduğumu inkâr etmiyorum. Ancak bu ifade, sanki farklı bir anlam taşıyormuş gibi sürekli karşıma çıkarılıyor” ifadelerini kullandı.

Pektaş’ın ardından Azze Deniz Aktaş’ın savunmasına geçildi. Aktaş, savunmasında şunları belirtti: “Ben yüksek lisans öğrencisi, sosyalist bir genç kadınım. Kendimi bildim bileli tüm baskı ve haksızlıklara karşı mücadele verdim. Bu mücadele beni SGDF ile tanıştırdı. SGDF, eğitim sisteminin ticarileştirilmesine, akademiye kayyum atanmasına, şüpheli kadın ölümlerine ve ezilen herkesin sorunlarına karşı mücadele yürüten, tüm antidemokratik uygulamalara karşı duran bir dernektir. Gözaltı ve tutukluluk sürecimde kötü muameleye ve yasa dışı bir sorgulama girişimine maruz kaldım. Gözaltındayken parmak izi alma bahanesiyle götürülüp kanunsuz bir şekilde sorgulanmaya çalışıldım. Bu durumun kayıtlara geçmesini önemli buluyorum. Ayrıca Suruç katliamının failleri yargılanmazken ve sanık sandalyesi boşken, Suruç için adalet arayan bizlerin yargılanması manidardır.”

Duruşma sonunda mahkeme heyeti, her iki sanığın da tahliyesine hükmederek davayı ileri bir tarihe erteledi.