NATO’nun son zirvesinde Avrupalı müttefikler savunma harcamalarını gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 5’ine çıkarma sözü verirken, İspanya’nın bu taahhüde iştirak etmemesi dikkat çekici bulunmuştu. Ancak İspanyol medyasında yer alan son haberler, Madrid’in farklı bir stratejik yol izlediğini gösteriyor: Ankara ile bir iş birliğine giderek Avrupa kıtasının en büyük uçak gemisini inşa etme projesinde kilit bir rol üstlenmek.
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından yapılan resmi açıklamaya göre, uzunluğu yaklaşık 300 metreyi bulacak olan bu devasa platform, İstanbul’daki tersanelerde hayata geçirilecek. Proje, tamamen Türk mühendisliği ve iş gücünün imzasını taşıyacak olup, Avrupa’nın en gelişmiş ve kudretli donanma varlıklarından biri olarak küresel sahnede yerini alması hedefleniyor. İspanyol Navantia firmasıyla kurulan bu ortaklık, Türkiye’nin özellikle Akdeniz ve Karadeniz’deki stratejik etkinliğini artırma vizyonunun somut bir adımı olarak değerlendiriliyor.
İspanyol basını, Madrid yönetiminin kendi savunma bütçesindeki mevcut kısıtlamalara rağmen, Türkiye’nin teknolojik yetkinliğine duyduğu güvenle bu denli büyük ölçekli bir projeye katıldığını özellikle vurguluyor. Geminin planlanan teknik kabiliyetleri, projenin ne denli iddialı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Katapultlu veya STOBAR kalkış sistemiyle donatılması planlanan gemi, üzerinde sabit kanatlı savaş uçakları, helikopterler ve yerli üretim insansız hava araçlarının (İHA) aynı anda operasyon yapmasına olanak tanıyacak. Bu özellik, Türkiye’nin yerli savunma sanayisindeki ilerlemesini ve karmaşık sistemleri entegre etme kapasitesini bir kez daha kanıtlıyor.
Son yıllarda TCG Anadolu gibi mühim platformlarla donanmasını takviye eden Türkiye, bu yeni uçak gemisi sayesinde askeri kapasitesini niteliksel olarak bir üst seviyeye çıkaracak. Bu hamlenin ana amaçları arasında, bölgedeki enerji koridorlarının ve kritik deniz ticaret yollarının güvenliğini güvence altına almak yer alıyor. Uzmanlara göre, Akdeniz, Karadeniz ve Ege’de jeopolitik gerilimin arttığı bir ortamda hizmete girecek bu gemi, Türkiye’ye önemli bir stratejik avantaj sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ülkenin bölgesel liderlik iddiasının da en bariz kanıtlarından biri olacak.
NATO içindeki güç dinamikleri açısından da büyük ehemmiyet arz eden bu girişim, İspanya’nın savunma harcamalarını artırma çağrılarına mesafeli duruşunun akabinde Türkiye ile böyle bir stratejik ittifak kurmasıyla daha da anlamlı hale geliyor. İspanyol medyasında çıkan yorumlarda, “Türkiye’nin bölgesel liderliği ve gelişen savunma kapasitesi, İspanya’nın stratejik tercihlerinde belirleyici oldu” gibi ifadeler öne çıkıyor. Bu durum, Ankara’nın ittifak içindeki pozisyonunu daha da güçlendireceğine yönelik kuvvetli bir işaret olarak görülüyor.
Gelecek on yıl içinde bu uçak gemisinin faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin Güney Avrupa denizlerinde de belirleyici bir aktör haline gelmesi öngörülüyor. İspanyol basınına konuşan analistler, İstanbul’da inşa edilecek bu devasa geminin, yalnızca Türkiye’nin kendi savunma kabiliyetlerini artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda Avrupa’nın genel savunma dengelerini de kökten değiştireceğini belirtiyor.