Osmanlı kent kültürünün en belirgin unsurlarından olan ve namazgah olarak bilinen açık hava ibadet yerleri, asırlar boyunca hem dini vecibelerin yerine getirildiği hem de sosyal bağların güçlendiği merkezler olarak hizmet vermiştir. Zaman içinde bu yapıların birçoğu yok olup gitse de, bazıları gerçekleştirilen onarım çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırılmıştır. Bu yeniden ihya edilen eserlerden biri de, Boğaziçi’nin en eski sivil mimari yapılarından biri olarak kabul edilen Anadolu Hisarı Namazgahı’dır. Yapılan kapsamlı restorasyonlar neticesinde, bu tarihi mekan geçmişin atmosferini günümüze başarılı bir şekilde yansıtmaktadır.
İstanbul’un fethi esnasında inşa edildiği bilinen ve etrafı duvarlarla çevrili olan bu tarihi namazgahın kıble duvarında, kesme taştan özenle yapılmış bir mihrap ve hemen yanında bir minber bulunmaktadır.
Bölge sakinlerinden Namık Ayhan, yüzyıllardır namazgah olarak kullanılan bu alanın, restorasyon ve bakım çalışmalarının tamamlanmasının ardından İstanbul’un fetih yıldönümü olan 29 Mayıs’ta bir mehteran konseriyle yeniden ibadete açıldığını belirtti. Açılışın ardından hem mahalle sakinlerinin hem de diğer İstanbulluların mekana büyük bir ilgi gösterdiğini ifade eden Ayhan, “Şu anda da cemaatimiz gittikçe artıyor. Ben inanıyorum ki bir müddet sonra bu namazgah gelen cemaate cevap veremeyecek. Çünkü camilerde olduğu gibi hasırlar taşmaya, saflar çoğalmaya başladı.” şeklinde konuştu.
Cuma namazlarından sonra ikramda bulunmanın sünnet olduğunu hatırlatan Ayhan, namazın ardından cemaate aşure, tatlı ve son olarak Özbek pilavı gibi ikramlarda bulunduklarını dile getirdi. Hisar ve namazgah gibi yapıların tarihe vurulmuş birer mühür olduğunu vurgulayan Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan eserler, bu toprakların Müslümanlaşmasının ve Türkleşmesinin başlangıç noktaları. Anadolu Hisarı da böyle bir medeniyetin başlangıç noktası. Burada ilk Müslüman Türk şehitlerin kabirleri var. Bu topraklarda bu iklimi ihya etmek istiyorsanız, buna sahip çıkmak istiyorsanız bir yerden başlanması gerekir. Kovid-19 pandemisi nedeniyle burası kullanılmıyordu. Şimdi yeniden namaz kılınıyor.”
Beykoz Müftülüğü’ne bağlı vaizlerden Berat Atalay, Anadolu Hisarı Namazgahı’nın sıradan bir ibadet yeri olmanın ötesinde, İstanbul’un fethi için yapılan hazırlıklara ev sahipliği yapmış önemli bir mekan olduğunun altını çizdi. Uzun bir aradan sonra kadim bir geleneği yeniden yaşattıklarını söyleyen Atalay, “İnşallah uzun yüzyıllar da devam eder. Cemaatimizin ilgisi de had safhada, çok güzel. Halkımızın teveccühüyle bu güzel geleneği devam ettirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu da zaten bizim tarihimize karşı büyük bir vefa borcu.” dedi.
Semt sakinlerinden Fatih Sağlam, namazgahın 2017 senesinde dönemin Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek tarafından tekrar hizmete açıldığını ve müftülüğün bu geleneği sahiplenerek sürdürdüğünü ifade etti. Tarihi bir alanda ibadet etmekten duyduğu memnuniyeti belirten Sağlam, “Açık havada, yaz günü, özellikle böyle rahat bir şekilde namaz eda etmek çok güzel. Bu hizmetleri yapan, ikramlarda bulunan herkese teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
Doğma büyüme Anadolu Hisarı’nda yaşayan Murat Babuz ise namazgahın daha önceki dönemlerde tarihi mirasa yakışmayan, bakımsız bir durumda olduğunu aktardı. Bir dönem definecilerin de bölgede kaçak kazı faaliyetleri yürüttüğünü anlatan Babuz, Yücel Çelikbilek döneminde başlatılan çalışmalarla tarihi namazgahın yeniden canlandırıldığını ve ibadethane kimliğine kavuştuğunu söyledi.
Kılınan son cuma namazının ardından cemaate Özbek pilavı ve mantı sunularak gelenek devam ettirildi.
Anadolu Ajansı’nın internet sitesinde yayınlanan bu haber, AA Haber Akış Sistemi (HAS) aracılığıyla abonelere ulaştırılan içeriğin bir özetidir. Abonelik detayları için iletişim kurulması rica olunur.