By Euronews
Yayınlanma Tarihi
11/07/2025 – 22:11 GMT+2
REKLAM
CNN Türk’e konuşan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi olan Tom Barrack, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) mensubu birinci grubun Irak’ın Süleymaniye kırsalında silahlarını teslim etmesi üzerine değerlendirmeler yaptı.
Barrack, yaptığı açıklamada, “SDG, YPG ve PKK’dan oluşmaktadır. Onlara karşı bağımsız bir devlet kurma sorumluluğumuz bulunmuyor. Ne özgür bir Kürdistan ne de özgür bir SDG devleti kurulacaktır,” şeklinde konuştu.
Cuma günü 11:48’de tamamlanan silah teslim törenine üst düzey yöneticilerin katıldığı rapor edildi. Sonrasında paylaşılan görsellerde, yaklaşık 30 PKK mensubunun silahlarını büyük bir kazana attığı gözlemlendi. Bu kazandaki silahlar imha edilirken, cephaneliğe ait envanterin ise merasimde hazır bulunan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) görevlilerinden bazılarına teslim edildiği bilgisi paylaşıldı.
Bahsi geçen tören hakkında gazeteye yorum yapan Barrack, şu ifadeleri kullandı: “PKK, bugün itibarıyla silah bırakma sürecini başlattı. Öcalan da hala bu denklemin içinde. Geçmişte orayı bir cennet adası zannederdim, fakat bu şahsı burada tecrit altında tutuyorlar. Bu, Türkiye açısından çok önemli bir sorunsal. PKK-Türkiye açmazı, hakikaten girift bir mesele. YPG ise PKK’dan doğmuş ve IŞİD ile mücadelede ortaklık yaptığımız bir oluşumdur.”
Amerikalılar arasında ‘Onlarla işbirliği yaptık, bu yüzden onlara bir borcumuz var’ şeklinde bir hissiyatın mevcut olduğunu belirten Barrack, şöyle devam etti: “Ancak bu borç, onlara bir devlet içinde ayrı bir devlet kurma hakkı tanımak değildir. Bizim onlara olan borcumuz, yeni yönetime geçiş sürecinde kendilerine mantıklı bir yol haritası sunmaktır.” Barrack, Suriye’nin yeni idaresi ile SDG arasındaki entegrasyon sürecinin nasıl işlemesi gerektiğine de değinerek, “Bu yeni rejim altında tek bir Suriye çatısı altında nasıl birleşecekleri konusunda akılcı bir yaklaşım sergilemeleri şart,” diye ekledi.
Suriye yönetiminin pozisyonunu aktaran Barrack, “Suriye, federal bir sistemin mümkün olmadığını savunuyor. Dürzilerin Dürzi, Alevilerin Alevi, Kürtlerin Kürt kimliğiyle ayrı ordular kurması kabul edilemez; tek bir askeri yapı olmalı. Yedi aydır yönetimdeler ve bu farklı menfaatleri bir araya getirme çabasındalar. Bu durumun SDG için ne denli çetin bir mesele olduğunun bilincindeyiz,” dedi. Barrack, sözlerini şu şekilde tamamladı: “SDG, Amerika’nın kendilerine bir borcu olduğunu düşünüyor. ABD’nin yanıtı ise şu: ‘Size karşı makul davranma sorumluluğumuz var, fakat eğer siz makul bir tutum sergilemezseniz, masaya farklı seçenekler gelecektir.'”
**’Yeni Sürecin’ Arka Planı**
Kamuoyunda ‘yeni süreç’ olarak adlandırılan gelişmeler, 1 Ekim 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açılışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve diğer milletvekilleriyle el sıkışmasıyla fitillendi. Bahçeli, o gün yaptığı açıklamada, “Yeni bir evreye adım atıyoruz. Dünya genelinde barış arzularken, öncelikle kendi memleketimizde barışı tesis etmeliyiz,” ifadelerini kullanmıştı.
Bunu takiben 22 Ekim’de MHP lideri, Öcalan’ın TBMM’de bir konuşma yapması yönünde bir çağrıda bulundu ve “Eğer terörist başının üzerindeki tecrit kaldırılırsa, DEM Parti grup toplantısına katılsın ve terörün sona erdiğini, örgütün kendini feshettiğini duyursun” dedi. Bu çağrının hemen ertesi günü, 23 Ekim’de, uzun bir aradan sonra kimseyle görüştürülmeyen Öcalan’ın, yeğeni ve DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili olan Ömer Öcalan ile bir araya gelmesiyle İmralı’ya yönelik ziyaretler de başlamış oldu.
DEM Parti milletvekillerinden meydana gelen bir heyetin İmralı’da gerçekleştirdiği temasların neticesinde Öcalan, 27 Şubat Perşembe günü Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) heyeti aracılığıyla yolladığı bir mektupla PKK’ya silah bırakma ve kendini lağvetme çağrısı yaptı. Bu çağrıya yanıt olarak PKK, 1 Mart Cumartesi’den itibaren yürürlüğe girecek bir ateşkes ilan ettiğini açıkladı. O günden beri örgütün kendini feshedeceği kongreyi toplaması beklenmekteydi; hatta süreci başlatan aktörlerden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu kongre için bir mekan ve tarih teklifinde dahi bulunmuştu.
Süreçle ilgili olarak en güncel açıklamalardan biri 2 Mayıs’ta AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten geldi: “Terör örgütünün silahlarını bırakması ve kendini lağvetmesi yönünde önümüzdeki dönemde atılacak her pozitif adım, bir sonraki olumlu gelişmeyi tetikleyecektir. Tüm aşamaları büyük bir dikkatle izliyoruz.” PKK tarafı ise kongrenin toplanabilmesi için Öcalan ile doğrudan iletişim kurulmasını ve güvenlik garantisi verilmesini talep ediyordu. Nihayetinde örgütten yapılan açıklamada, kongrenin 5-7 Mayıs tarihlerinde ‘Medya Savunma Alanları’ olarak bilinen bölgede, iki ayrı lokasyonda eş zamanlı olarak düzenlendiği duyuruldu. Ayrıca, kongrede Öcalan’ın ‘fesih’ direktifi doğrultusunda tarihsel nitelikte kararlar alındığı da belirtildi.