Cumhuriyet gazetesinin son dört senelik KCDP verilerini temel alan incelemesi, endişe verici sonuçları gözler önüne serdi. Araştırma, Türkiye’nin 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini Resmi Gazete’de ilan etmesinden bu yana geçen sürede 2 bin 449 kadının hayatını kaybettiğini tespit etti. Bu vefatların 1,380’i toplumsal cinsiyet temelli ‘kadın cinayeti’ olarak sınıflandırılırken, geriye kalan 1,069 vaka ise kaza, taksir veya intihar başlıkları altında ‘şüpheli ölüm’ olarak kayıtlara geçti. Son dört yıllık veriler analiz edildiğinde, şüpheli kadın ölümlerinde kayda değer bir yükseliş olduğu dikkat çekti. KCDP’nin 2025 Haziran Raporu’nda bu konuya dair, “Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.
Verilerin detaylı analizi, işlenen 1,380 kadın cinayetinin 919’unda failin, kurbanın mevcut veya eski eşi ya da partneri olduğunu gösterdi. Cinayetlerin 432’sinde ise kadınların boşanma, barışmayı veya evliliği reddetme gibi kendi yaşamlarıyla ilgili temel kararlar alma istekleri sebebiyle öldürüldükleri vurgulandı. Geriye kalan 811 cinayetin gerekçesinin ise bilinmediği belirtildi. KCDP raporu, bu belirsizliğin kadına yönelik şiddetin ve işlenen cinayetlerin adeta görünmez kılınmasına neden olduğuna işaret etti.
Analizler, kadınların en çok evlerinde katledildiğini ortaya koydu. İncelenen 4 yıl 3 aylık zaman diliminde işlenen 1,380 kadın cinayetinden 855’i, kadınların kendi evlerinde maruz kaldıkları şiddet sonucunda gerçekleşti. KCDP, yayımladığı raporda bu duruma ilişkin şu tespitlerde bulundu: “Aile Yılı adı altında yürütülen politikalar, kadınların kamusal yaşamdan adım adım çekilmesini meşrulaştırıyor. Ev, kadınlar için bir sığınak değil, çoğu zaman görünmeyen bir şiddet alanına dönüşmüş durumda. Güvende olmaları gereken yerler, hayatlarını kaybettikleri mekânlara dönüşüyor”.
Bununla birlikte, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi takip eden dönemde, kamusal alanlarda işlenen kadın cinayetlerinde de dikkat çekici bir artış gözlendi. Topluma açık yerlerdeki cinayetlerin sayısı Nisan 2021’den yıl sonuna dek 42 olarak saptanırken, bu rakamın 2022 ve 2023 yıllarında 79, 2024’te ise 109 olduğu belirtildi. Yalnızca 2025’in ilk altı ayında ise 31 cinayet bu şekilde kayıtlara geçti. Söz konusu istatistikler, kadına yönelik şiddetin son dört yıl içerisinde daha aleni bir nitelik kazandığını ortaya koymaktadır.