Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) Medine’ye hicretinden evvel Nakîu’l-Hadamat’ta eda edilen ilk cuma namazına kırk kişinin katıldığı aktarılmaktadır (İbn Mâce, İkâmetu’s-Salavât, 78 [1082]). Bununla birlikte, daha düşük sayıda cemaatle de cuma namazının ifa edildiğine dair kayıtlar mevcuttur. Örneğin, Mus’ab b. Umeyr, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) talimatıyla Medine’de on iki kişilik bir topluluğa cuma namazında imamlık yapmıştır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/255 [5617]).
Güvenilir hadis kaynaklarında geçen bir başka rivayete göre, Resûlullah (s.a.s.) namaz kıldırdığı esnada bir ticaret kervanının geldiği haberini duyan cemaatten, on iki kişi haricinde herkesin mescitten ayrıldığı belirtilmektedir (Buhârî, Cum’a, 38 [936]). Diğer taraftan, Peygamber Efendimiz’in bir yerleşim yerinde yalnızca dört kişi olsa dahi cuma namazının kılınmasının bir zorunluluk (farz) olduğunu ifade ettiği de bilinmektedir (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 3/255 [5617]).
Tüm bu rivayetler ışığında anlaşıldığı gibi, Hz. Peygamber’den (s.a.s.) aktarılanlar, bir kişinin imamlık yapması koşuluyla en az dört kişinin bulunduğu bir yerde cuma namazının eda edilebileceğine işaret etmektedir. Dolayısıyla bu durum, cuma namazının sahih olması için aranan asgari cemaat sayısını teşkil etmektedir.