Dünyanın en düşük doğum oranlarıyla boğuşan Güney Kore’de, doğurganlık kliniklerine olan ilgi çarpıcı bir şekilde yükseliyor. Ülkede 2018 ile 2022 döneminde yapılan doğurganlık tedavileri yaklaşık yüzde 50’lik bir artışla 200 bin seviyesine ulaştı. Öyle ki, geçtiğimiz yıl başkent Seul’de dünyaya gelen her 6 bebekten biri, bu tedavilerin bir sonucu olarak doğdu. BBC’ye görüş bildiren uzmanlara göre, bu artışın ardında aile planlamasına yönelik yaklaşımlardaki dönüşüm yatıyor.
Nüfusun yaşlanma hızı da endişe verici boyutlarda; artık her beş Güney Koreliden biri 65 yaşını geçmiş durumda. Bu durum, ülkenin toplam nüfusuna kıyasla tarihin en düşük bebek doğum sayısının kaydedilmesiyle paralellik gösteriyor. Güney Kore, kadın başına düşen bebek sayısında kendi rekorunu sürekli olarak yeniledi; bu oran 2018’de 0,98, 2020’de 0,84 ve 2023’te 0,72 olarak kaydedildi. 2024 yılında ise 0,75’e çıkarak küçük bir toparlanma gösterdi. Uzmanlar, mevcut gidişatın sürmesi halinde 50 milyonluk ülke nüfusunun 60 yıl sonra yarıya düşebileceği konusunda ikazda bulunuyor.
DÜŞÜK DOĞUM ORANININ ARDINDAKİ FAKTÖRLER
Çocuk sahibi olmanın önündeki tek mani, hamile kalmada yaşanan güçlükler değil. Güney Kore’nin demografik problemlerinin kökeninde, gençleri aile kurmaktan alıkoyan çok sayıda sosyal ve ekonomik etken bulunuyor. Bunlar arasında, çocuk bakımı yükünü büyük ölçüde kadınların omuzlarına yıkan ataerkil toplumsal yapı, uzun mesai saatleri ve fahiş eğitim giderleri gibi baskılar yer alıyor.
Yine de, pek çok kişi için çocuk sahibi olma hayali tamamen rafa kaldırılmış değil, yalnızca ileri bir tarihe ertelenmiş durumda. Nitekim bir BM raporu, Güney Korelilerin yarıdan fazlasının çocuk arzuladığını ancak finansal imkanlarının buna elvermediğini ortaya koyuyor. Bu durum, kadınların ilk çocuklarını doğurma yaşını da etkiliyor; ortalama 33,6 olan bu yaş, küresel ölçekte en yüksek seviyeyi temsil ediyor.