Hande Erçel’in Dikkat Çeken İtirafları: ‘Hayatın Bana Borcu Olduğunu Hissediyorum’

Hakan Sabancı ile yaşadığı ilişkiyle ve sosyal medya paylaşımlarıyla sıkça adından söz ettiren oyuncu Hande Erçel, bu kez katıldığı ABtalks adlı YouTube programında yaptığı samimi açıklamalarla gündeme geldi. İlk defa bu kadar açık konuştuğunu belirten ünlü isim, programda aşk hayatından, annesinin vefatına, çocukluk anılarından bugünkü kimliğine kadar birçok özel konuya değindi.nn”KENDİMİ YENİDEN BULMAYA ÇALIŞIYORUM”nProgramın başlangıcında kendisine yöneltilen “Sen kimsin?” sorusuna Erçel, kendini tanımlamakta güçlük çektiğini ifade etti. “Ben kendimi tarif edemiyorum. İnsanların beni anlatmasını tercih ederim. Hangi Hande olduğunu tam olarak ben de bilmiyorum. Birden fazla Hande var ve bunu benim değil, başkalarının dile getirmesini isterim” dedi. Ünlü oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kim olduğumu bilmiyorum… Eskiden kim olduğumu çok net bilirdim. Fakat zamanla beni ben yapan birçok unsuru kaybettim. Şimdi kendimi yeniden keşfetme sürecindeyim.”nnÇOCUKLUĞUNU ‘NEŞELİ, MUTLU VE HEYECANLI’ OLARAK TANIMLADInÇocukluğunu üç kelimeyle anlatması istendiğinde Erçel, “Neşeli, mutlu ve heyecanlı” yanıtını verdi. Genç yaşta kaybettiği annesiyle ilgili en güzel çocukluk anısı sorulduğunda ise annesinin sesinden bahsetti. “Biz bir sitede oturuyorduk. Sitenin ortasında bir park vardı ve ablamla tüm günümüzü o parkta geçirirdik. Akşam olunca annem camdan ‘Hande, Gamze, hadi eve’ diye seslenirdi. Eve girmek için hep o sesi beklerdim. Ne zaman çocukluğumu düşünsem, en güzel anım bu olur. Annemin orada olduğunu ve bize seslendiğini bilmek…”nn“DEĞERSİZLİK HİSSİNİ KİMSEYE YAŞATMAMAYA GAYRET EDERİM”nHayatında “değer verme” kavramının çok önemli bir yeri olduğunu belirten Erçel, bu hassasiyetinin nedenini geçmiş tecrübelerine bağladı: “Çocukken bu duyguyu hiç yaşamadım, çünkü çok el üstünde büyütüldüm. Değersizlik hissini bana hayat sonradan yaşattı. Bu sebeple artık çevremdeki hiç kimseye bu duyguyu yaşatmamak için özel bir çaba gösteriyorum.”nn”GÜZELLİK BAŞARIYI GETİRMEZ”nDış görünüşüyle sıkça gündem olan oyuncu, “Güzellik önemli midir?” sorusuna içtenlikle cevap verdi. Erçel, “Güzellik elbette önemlidir. Ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın, kendinizi ispatlamaya çalışsanız da size olan bakış açısı değişmiyor. Eğer kalbinizde kötülük varsa, o güzellik görünmez hale gelir. Güzellik tek başına başarıyı getirmez. Başarı, kurduğun hayallere ne kadar yaklaştığınla ölçülür. İnsanların sadece dış görünüşe odaklanması gerçekten yıpratıcı bir durum” diye belirtti.nn”ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI İSTİYORUM”nGelecek planları arasında anneliğin de olduğunu söyleyen Erçel, “Bu düşünce benim için biraz korkutucu olsa da aynı zamanda çok istiyorum. Annemle aramda o kadar kuvvetli bir bağ vardı ki, ben de kendi canımdan, kanımdan olan biriyle bu bağı yeniden kurmayı arzu ederim” dedi.nn”ONUNLA KAVUŞACAĞIM GÜNE KADAR O DENİZDE YÜZÜYORUM”nAnnesinin kaybından söz ederken gözyaşlarına hakim olamayan Erçel, bu acıyla nasıl başa çıktığını anlattı. “Bu süreçle başa çıkabildim mi, emin değilim. Bu, yüzmeyi öğrenmeniz gereken bir deniz gibi. Ben hâlâ o denizdeyim… Onunla yeniden bir araya geleceğim güne kadar yüzmeye devam ediyorum” dedi. Annesiyle hastanedeki son anılarından birini de paylaşan oyuncu, “Sezen Aksu’dan bir şarkı açmıştım. O sırada başını çevirip bana baktı ve şarkıyı sessizce birlikte dinledik. Bu anıyı daima kalbimde saklıyorum” diye ekledi.nn”SESSİZLİĞİ TERCİH EDİYORUM”nRöportajda artık hayallerini gerçekleştirmeden önce kimseyle paylaşmama kararı aldığını açıklayan Erçel, “Bir şeyi anlattığımda enerjisinin tükendiğini ve olmayacağına inanmaya başladığımı hissediyorum. Bu yüzden artık sessiz kalmayı seçiyorum” ifadelerini kullandı.nnGÖRDÜĞÜ RÜYAYI PAYLAŞTInErçel, en son gördüğü rüyayı şu sözlerle anlattı: “Rüyamda ablamla bir okyanustaydık. İskele gibi bir yerden denize atladık. Çizgi film yunusları gibi ama yavru olan iki yunus yanımıza geldi. Onlara sarıldım, o kadar güzel bir rüyaydı ki…”nn”BEN DERİN BİR AŞK İNSANIYIM”nAşkı hayatındaki “en yüce duygu” olarak tanımlayan Erçel, kendisini en çok besleyen şeyin aşk olduğunu belirtti. “Ben derin aşık olan biriyim. Yeğenim Mavi’ye de, köpeklerime de, partnerime de aşığım. Aşk, kalbimi dolduran ve diğer tüm duygulardan daha büyük olan bir şey” dedi. İlk görüşte aşka inanıp inanmadığı sorusuna ise, “Çekim farklı bir kavramdır. Aşk için saygı ve güven gerekir. Bir markette gördüğünüz birine hemen ‘Sana güveniyorum’ diyemezsiniz. Ama ilk bakışta aşık olabilirsiniz. Bu bir yolculuğun başlangıcıdır” yanıtını verdi.nn“ŞÖHRET İNSANI KENDİSİYLE YÜZLEŞTİRİYOR”nŞöhretin hayatındaki etkilerine de değinen Hande Erçel, bu sürecin kendisini yeniden tanıma yolculuğuna çıkardığını söyledi. Artık tesadüflere inanmadığını belirten oyuncu, “Bugün burada olmamız bile bir seçim. Enerjimin daha huzurlu olduğunu hissediyorum. Bu durum, annemin vefatından sonra kendimle geçirdiğim zamanın bir sonucu” dedi.nn“HAYAT BANA BORÇLU GİBİ HİSSEDİYORUM”nYaşı sorulduğunda samimi bir cevap veren Erçel, “Kendimi 24 gibi hissetmek istesem de 30’lu yaşlarımı seviyorum. Bazen hayat bana borçlu gibi geliyor ama buna rağmen her şeye minnettarım” dedi.nn”BİR HAYVAN OLSAM BALIK OLURDUM”nEn sevdiği rengin “mavi” olduğunu söyleyen Erçel, bu rengin kendisi için taşıdığı anlamı şu sözlerle açıkladı: “Mavi bana huzur veriyor ve annemi hatırlatıyor. Aynı zamanda özgürlüğü çağrıştırıyor. Sanırım bir hayvan olsaydım, balık olmayı tercih ederdim. Deniz, sınırsız ve hâlâ keşfedilmemiş bir dünya gibi.”nn”KALBİM YENİ ÇİÇEKLERLE AÇMAYA HAZIR”nRöportajın sonunda kendisine yöneltilen “Kalbin dışarıda olsa, sana ne derdi?” sorusuna Erçel, “’Yorgunum ama hâlâ yeni odalar açmaya, yeni çiçeklerle bezenmeye hazırım. Asla yeter demezdi Hande’ derdi” cevabını verdi. Program, Erçel’in kendisini tek kelimeyle özetlediği “neşe” kelimesiyle sona erdi.