İsrail’den ABD’ye Çelişkili Açıklama: İran’ın Nükleer Uranyumunun Bir Bölümü İmha Edilemedi

İsrail ve İran arasındaki 12 günlük askeri gerilimin bir ateşkesle sona ermesine rağmen, İsrail ile ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıların ne ölçüde başarılı olduğu ve Başkan Donald Trump yönetiminin beyanlarının doğruluğu konusundaki tartışmalar sürüyor. The New York Times (NYT) gazetesinin aktardığına göre, üst düzey bir İsrailli yetkili, İsrail’in konuya ilişkin vardığı sonuçları kamuoyu ile paylaştı. Yetkilinin öne sürdüğüne göre, İran’ın yer altındaki zenginleştirilmiş uranyum rezervlerinin bir bölümü, geçen ay ABD ve İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılardan hasar görmeden kurtuldu. Bu uranyumun “bomba üretimine elverişli seviyede” olduğu da belirtildi.

Söz konusu İsrailli yetkili, yaptığı açıklamada, İsrail’in askeri eyleme geçme kararının, “İran’ın gizli bir proje çerçevesinde bir bomba imal etme yarışına girdiğinin anlaşılması” üzerine alındığını iddia etti. Yetkiliye göre, İsrail istihbaratı, nükleer silah geliştirme faaliyetlerini, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın İsrail Hava Kuvvetleri’nin düzenlediği bir saldırıda ölmesinden kısa bir süre sonra tespit etti. Bu gelişmelerin ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “ABD’nin yardımı olsun ya da olmasın” bir saldırı için hazırlıklara başlama talimatı verdi.

İlginç bir şekilde, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının devam ettiği sıralarda, ABD istihbarat yetkilileri İran’ın nükleer silah yapma çabası içinde olduğuna dair herhangi bir kanıt görmediklerini belirtmekteydi. Bu açıklamalara rağmen, ABD daha sonra İran’a yönelik operasyonlarında üç nükleer tesisi hedef aldı. Bu hedefler arasında İsfahan ve Natanz’daki tesislerin yanı sıra, “İran’ın nükleer kalbi” olarak bilinen ve “sığınak delici” bombalarla vurulan Fordo tesisi de yer alıyordu.

Çarşamba akşamı gazetecilere yönelik bir brifingde konuşan üst düzey İsrailli yetkili, İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirdiği uranyumun saldırılardan kurtulmuş olmasından dolayı bir endişe taşımadıklarını ifade etti. Yetkili, İran’ın bu uranyuma ulaşmaya yönelik herhangi bir girişiminin “neredeyse kesinlikle” belirleneceğini ve böyle bir durumda tesislere tekrar saldırı düzenlenebileceğini savundu.

NYT’nin haberine göre, Batılı istihbarat örgütleri de İsrail’inkine paralel bir değerlendirme yaparak, İran’ın uranyum stoğunun İsfahan’da ve potansiyel olarak diğer bölgelerde enkaz altında bulunduğunu düşünüyor. İstihbarat yetkililerinden biri, İranlıların zenginleştirilmiş uranyumu enkazdan çıkarma girişiminde bulunması halinde ABD veya İsrail’in bundan haberdar olacağını ve bu tür bir hareketin yeni bir İsrail saldırısını tetikleyebileceğini vurguladı.

Buna karşın, Başkan Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran’ın nükleer programının sadece birkaç ay geriye gittiğini belirten Pentagon raporuna şiddetle karşı çıkmış ve programın tamamen yok edildiğini savunmuşlardı. Trump yönetimi, bu iddiasını dün yaptığı bir açıklamayla pekiştirdi. Beyaz Saray sözcülerinden Anna Kelly, “Başkan Trump’ın defalarca ifade ettiği gibi, ‘Gece Yarısı Çekici Operasyonu’ İran’ın nükleer tesislerini tamamen imha etmiştir. Onun kararlı liderliği sayesinde tüm dünya daha güvenli bir yer haline gelmiştir” şeklinde konuştu.

İran’ın ateşkesin ardından işbirliğini askıya aldığı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, daha önce yaptığı bir açıklamada, İran’ın İsfahan’da tuttuğu uranyumun büyük bir kısmının saldırılar başlamadan önce tesisten çıkarıldığına inandığını dile getirmişti. Ancak İsrailli üst düzey yetkili, bu iddiayı da yalanladı ve “hiçbir şeyin hareket ettirilmediğini” belirtti. İsrailli yetkiliye göre, İran’ın İsfahan’daki nükleer tesisi “en güçlü Amerikan silahlarının bile yok edemeyeceği kadar derinde” inşa edilmişti.