Türk futbolunun Cumhuriyet’ten bile eskiye dayanan iki köklü markası olan Altay ve Karşıyaka, sadece İzmir için değil, ülke sporu için de büyük önem taşıyor. Ancak bu iki kulüp, ne yazık ki şu sıralar ciddi bir buhranın içinden geçiyor. Her iki camia da bir yandan yönetimsel krizleri aşmaya çabalarken, diğer yandan da üstesinden gelinmesi son derece güç mali problemlerle mücadele ediyor.
ALTAY’DA ŞİRKETLEŞME HAMLESİ SONUÇSUZ KALDI
Bu sezon itibarıyla bölgesel statüye geçen 3. Lig’in 4. Grup’unda yer alacak olan siyah-beyazlı ekip, profesyonel futbol faaliyetlerine ilişkin yarışmacı haklarını Büyük Altay 1914 A.Ş. isimli şirkete devretmişti. Ne var ki, beklenen yatırımcının bulunamaması neticesinde şirket, Prof. Dr. Yüksel Gürüz başkanlığındaki mevcut yönetimin kontrolüne geçti. Şirketin mülkiyetinin ise başkanın oğlu Görkem Gürüz’e ait olması dikkat çeken bir başka detay. Bununla birlikte, geçmiş mali döneme ait hesapların ibra edilmemiş olması da Altay için çözülmesi gereken bir diğer sorun olarak duruyor.
Altay yönetiminin öncelikli hedefleri arasında bir sponsor bularak birikmiş personel maaşlarını ödemek, transfer yasaklarını kaldırmak ve altyapıyı yeniden yapılandırmak bulunuyor. Bu doğrultuda, U17 ve U19 takımları, teknik direktörlük görevine getirilen Ramazan Kurşunlu idaresinde 7 Temmuz’da Kutlu Aktaş Tesisleri’nde sezon hazırlıklarına başladı. Mali kısıtlamalar nedeniyle takımdan ayrılan oyuncuların yerini U19 takımından gelen gençlerle doldurmayı planlayan Altay’da, vefalı isimler de öne çıkıyor. 44 yaşındaki forvet ve kaptan Murat Uluç, alacaklarının önemli bir kısmından feragat ederek yeni sezonda da takımda kalacağını açıkladı. Sakatlık dönemini atlatan 37 yaşındaki deneyimli ön libero Ceyhun Gülselam da yola devam edecek isimler arasında yer alıyor.
Milyar lirayı bulan borç yükünü üstlenecek bir yatırımcı ortaya çıkmadığı sürece, Altay’ın modern endüstriyel futbolun gerekliliklerine adapte olması ve ayakta kalması oldukça zor görünüyor. Temennimiz, bir zamanlar Süper Lig’de mücadele eden İzmirspor gibi amatör kümeye kadar düşmeden bu köklü kulübün kötü talihini yenmesidir. Ancak bu imkansız değil; unutulmamalıdır ki Göztepe de bir dönem 3. Lig’den amatör kümeye düşme tehlikesi yaşamıştı.
KSK’NIN BU YIL DA ÜST LİGE ÇIKMASI PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR
Bu sezon 3. Lig 4. Grup’ta ezeli rakibi Altay’ın yanı sıra Bornova 1877, İzmir Çoruh FK ve Tire 2021 FK ile aynı grupta yer alacak olan yeşil-kırmızılı ekip, tam sekiz senedir play-off’lardan bir üst lige çıkmayı başaramadı. İçinde bulunduğu derin mali kriz sebebiyle kulübün bu sezon da terfi hedefinden uzak kalması bekleniyor. Yapılan son genel kurulda yönetimin zorlukla oluşturulabildiği ve başkanlık koltuğuna tribünlerden gelen bir isim olan Aygün Cicibaş’ın oturduğu biliniyor.
Karşıyaka’da 600 milyon lirayı bulan borcun tetiklediği mali ve idari krizlerin yanı sıra, şirketleşme ve stadyum sorunları da devam ediyor. Stadyumun inşası için irade gösterecek bir yönetim eksikliği hissedilirken, projeyi üstlenmek isteyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne (İzBB) bakanlık tarafından arazi tahsisinin bir türlü gerçekleştirilmemesi süreci tıkamaktadır. KSK camiasının bu tahsisin yapılması için ilgili makamlara baskı kurması ve yönetimin, eski başkanların da desteğini alarak bu konuda güçlü bir irade ortaya koyması bir zorunluluk olarak beliriyor.
Öte yandan, çeyrek asırdır Yaşar Holding sponsorluğunda başarılı bir performans sergileyen basketbol takımını da zor bir dönem bekliyor. Zira holding, sponsorluktan çekilme kararı aldı. Türk basketbolunun önemli bir Anadolu markası olan KSK’nın yeni bir destekçi bularak başarılı çizgisini korumasını umuyoruz.
Umuyor ve diliyorum ki Karşıyaka, güçlü bir yönetimsel iradeye kavuşarak şirketleşme sürecini tamamlar, stadyumuna erişir ve şanlı tarihinin hak ettiği konuma yeniden gelir. Yıllardır söylediğim gibi, en büyük arzum “Süper Lig’de iki, üç, hatta daha fazla İzmir takımı görmek.” Umarım ömrüm, tıpkı üç sezon önce olduğu gibi, Süper Lig arenasındaki yeni İzmir derbilerine şahit olmaya yeter. Doğrusu, bir KSK-Göztepe derbisinin vereceği keyfin tadı bambaşka olurdu.