DHAOluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2025 13:15
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Orta Doğu’da kalıcı bir barışın, İsrail ile Filistin arasında iki devletli bir çözüm olmaksızın mümkün olamayacağını ifade etti.
Haberin Devamı
Bu açıklamalar, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın Londra’da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşme sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında geldi. Starmer, İngiltere ve Fransa’nın zorlu zamanlarda liderlik sorumluluğu üstlenen iki ulus olduğunun altını çizerek, iki ülke halkının beklentilerine yanıt olarak aralarındaki iş birliğini pekiştirdiklerini dile getirdi.
Düzensiz göç konusunun her iki ülke için de bir kriz olduğunu belirten Starmer, durumu “hukuk, güvenlik, insanlık ve eşitlik açısından bir kriz” olarak nitelendirdi. Milyarlarca sterlinlik bir değere sahip olan ve çetelerce kontrol edilen bir suç ağıyla mücadele ettiklerini söyleyen Starmer, bu ağın Manş Denizi’nde binlerce insanın hayatını tehlikeye attığını ekledi. “Bu ticareti birlikte bitirme konusunda kararlıyız” şeklinde konuştu. Bu hedefe yönelik yeni bir anlaşmayı açıklayan Starmer, “İlk defa olarak, İngiltere’ye varan düzensiz göçmenler Fransa’ya iade edilecek. Bunun karşılığında, geri gönderilen her bir göçmen için, güvenlik denetiminden geçmiş başka bir kişi yasal ve güvenli yollarla İngiltere’ye alınacak. Bu imkan, sadece güvenlik kontrollerini geçen ve ülkeye yasa dışı yollarla girmeyi denememiş kişilere tanınacak” dedi.
Haberin Devamı
Bu yeni politikanın, potansiyel diğer düzensiz göçmenler için caydırıcı bir etki yaratacağını ve tehlikeli Manş Denizi geçişlerini önleyeceğini ifade eden Starmer, anlaşmanın önümüzdeki haftalarda devreye gireceğini bildirdi. Starmer, “Neden hala göçmen aldığımızı sorgulayanlar olabilir. Sığınma başvurusunda bulunanları kabul etmeye devam edeceğiz, zira bu, gerçek anlamda muhtaç olanlara tanıdığımız bir haktır. Müttefiklerimize sırt çevirip tek başımıza hareket ederek denizi aşan tekneleri durdurma şansımız yok” diyerek sözlerini sürdürdü.
İki ülkenin uydu bağlantıları sahasında ortak çalıştığını ve yapay zeka alanındaki imkanları beraber keşfetmek üzere harekete geçeceklerini kaydeden Starmer, enerji güvenliğinin de ele alınan konular arasında olduğunu söyledi. Ukrayna konusuna da değinen Başbakan, “İngiliz halkının emniyeti Ukrayna’da başlar. ABD temsilcilerinin de yer aldığı Gönüllüler Koalisyonu toplantısını yönettik. Ayrıca, merkezi Paris olarak belirlenen Çok Uluslu Ukrayna Gücü’nün planlarını duyuruyoruz” ifadelerini kullandı. Barış müzakereleri için uygun zaman geldiğinde barışı teşvik edeceklerini söyleyen Starmer, ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barışa sıcak bakmaması sebebiyle Ukrayna’ya verdikleri desteği artıracaklarının altını çizdi.
Haberin Devamı
Starmer, İngiltere ve Fransa’nın Avrupa’daki iki nükleer güç olduğuna dikkat çekerek kıta güvenliği ve barışının temin edilmesinde merkezi bir rol oynadıklarını dile getirdi. Gerekli durumlarda Avrupa’yı savunmak üzere toplam 50 bin personelden oluşan bir gücün hazırda beklediğini de ekledi. Savunma Bakanı John Healey tarafından daha önce açıklanan nükleer güç alanındaki ortak projelere de atıfta bulunan Starmer, “Bundan böyle, rakiplerimiz Avrupa’yı tehdit etmeleri halinde bu iki ülkeden kararlı bir karşılık göreceklerini bilmelidirler” şeklinde konuştu.
Gazetecilerden gelen sorular üzerine Starmer, Gazze’deki vaziyetin “tamamen kabul edilemez” olduğunu belirtti. Acil bir ateşkese, mevcut durumda engellenen insani yardımların süratle ulaştırılmasına ve rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik bir gereklilik olduğunu ifade ederek, “Bunu başarmak mecburiyetindeyiz” dedi. Starmer, İşçi Partisi ve hükümetinin, barış sürecini destekleyecek bir hamle olarak Filistin devletinin tanınması yönündeki uzun süreli duruşunu yineledi. “Pozisyonumuzda bir değişiklik yok. İki devletli çözüm olmadan Orta Doğu’da kalıcı bir barış ihtimalinin olduğunu düşünmüyorum” diyerek bu konudaki net tavrını ortaya koydu. Son olarak, mevcut önceliklerinin diplomasi yoluyla yardımların bölgeye girişini mümkün kılacak bir ateşkes sağlamak olduğunu vurguladı.