TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da, 1995 yılında Sırp birlikleri tarafından gerçekleştirilen soykırımda yaşamını yitiren 7 kurban için Potoçari Anıt Mezarlığı’nda icra edilen defin töreninin ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Milletvekillerinden oluşan bir heyetle anma törenine iştirak etmek amacıyla Srebrenitsa’ya geldiklerini belirten Kurtulmuş, bu ziyaret vesilesiyle Türkiye’nin konu hakkındaki görüşlerini uluslararası toplumla paylaşma fırsatı bulduklarını ifade etti.
**”TERÖRÜN SONA ERMESİNİ ARZULAYAN HERKESİ SÜRECE KATKI SAĞLAMAYA ÇAĞIRIYORUM”**
“‘Terörsüz Türkiye’ hedefiyle TBMM’de kurulacak komisyon ne zaman faaliyete geçecek?” şeklindeki bir soru üzerine TBMM Başkanı Kurtulmuş, sürecin en başından itibaren tasarlandığı gibi ilerlediğini belirtti.
Kurtulmuş, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Planlama, önce İmralı’nın yapacağı açıklamanın ardından örgütün bu karara uyduğunu duyurması ve sonrasında Meclis’te bir sürecin başlatılması yönündeydi. Buna paralel olarak, Meclis süreci başlamadan önce örgütün elindeki silahları teslim etmesi öngörülüyordu. Bugün, planlandığı gibi Kuzey Irak’ta ilk adım atılmıştır. Ancak bu bir başlangıçtır; toplanması gereken çok sayıda silah bulunmaktadır. Asıl mühim olan, silahların bir daha asla ele alınmamak üzere bırakılması, silahlı dönemin tamamen sona erdirilmesi ve terör örgütünün kendisini lağvettiğini fiili olarak ortaya koymasıdır.”
“Terörsüz Türkiye” girişimi çerçevesinde Meclis’te kurulması hedeflenen komisyona değinen Kurtulmuş, komisyonla ilgili hazırlıkların nihai aşamaya geldiği bilgisini paylaştı.
Bu çalışmalar kapsamında siyasi partileri ziyaret ettiğini anımsatan Kurtulmuş, partilerden konuya ilişkin görüşlerini yazılı olarak sunmalarını talep ettiğini ifade etti. Partilerin yazılı görüşlerini geçtiğimiz hafta ilettiğini dile getiren Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi öncelikli olarak komisyonun adını, nasıl oluşturulacağını, üye sayısını, çalışma ilkelerini ve ele alacağı konuların neler olacağını belirleyeceğiz ve bu doğrultuda yolumuza devam edeceğiz. Komisyonun bir numaralı görevi, Türkiye’de silahların bırakılması ve terör örgütünün feshedilmesiyle ilgili süreci, milletin iradesi adına TBMM çatısı altında takip etmektir. Bu süreçte şayet bazı yasal düzenlemeler gerekirse, bu düzenlemelerin hazırlanacağı merci de yine bu komisyon olacaktır. Komisyon, hazırladığı taslakları yasalaşması amacıyla TBMM Genel Kuruluna sevk edecektir.
Her şey olumlu ve iyi niyetli bir şekilde ilerliyor. Temennim, bu süreçte art niyetli iç ve dış mihrakların provokasyonlarına maruz kalmamamızdır. Türkiye’de terörün bitmesini isteyen herkesi bu sürece omuz vermeye çağırıyorum. Yüz yıllık Cumhuriyetimizin 50 yılı terörle geçti, 40 binin üzerinde insanımızı yitirdik ve alternatif maliyetlerle birlikte Türkiye’nin bu mücadeledeki kaybı maalesef 2 trilyon doları aştı. Artık Türkiye’nin ayaklarındaki bu prangaları söküp atacağız.”
Tüm siyasi partilere ve bu konuda fikri olan herkese sorumluluk alma çağrısı yapan Kurtulmuş, sürecin iyi niyetle, samimiyetle, açıklıkla ve şeffaflıkla yürütüleceğini vurguladı.
Numan Kurtulmuş, “Bu, herhangi bir partinin tek başına yürüteceği bir mesele değildir; bu, bütün Türkiye’nin ortak meselesidir. Süreç başarıya ulaştığında kazanan bir ya da iki parti değil, topyekûn Türkiye olacaktır. Herkesin bu bilinçle hareket etmesini, üniversitelerimizin, STK’lerin ve fikir sahibi olanların bu sürece destek vermesini temenni ediyorum.” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
**”MİT, SÜRECİ TİTİZLİKLE YÜRÜTÜYOR”**
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile gerçekleştirdiği görüşme hatırlatılarak “Terörsüz Türkiye” çalışmalarının nasıl ilerlediği sorulduğunda Kurtulmuş, çalışmaların son derece olumlu bir şekilde devam ettiğini bildirdi.
Sürecin hassasiyetine dikkat çeken Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Elbette sürece çeşitli yönlerden müdahale etmek, onu zehirlemek isteyenler olacaktır. Bizim temel hedefimiz, terörün bir daha dirilmemek üzere tarihe gömülmesidir. Bu ülkede Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, Sünnilerin, yani 85 milyonun kardeşliğini, birliğini ve beraberliğini pekiştirmektir. Buna kimsenin ‘hayır’ diyebileceğini zannetmiyorum. Mademki kimse ‘bu olmasın’ demeyecek, o halde herkesin kollarını sıvaması, elini taşın altına koyması ve bu süreci hep birlikte alnımızın akıyla tamamlamamız gerekir.
Geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak bir şekilde, bütün kamu kurum ve kuruluşları, üzerlerine düşen sorumluluğu büyük bir titizlikle yerine getiriyor. Özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı, süreci büyük bir hassasiyetle yönetiyor. Ancak nihayetinde kararların alınması ve sürecin siyasi olarak yürütülmesi siyasi iradenin görevidir. TBMM de bu konuda milli iradenin tecelli ettiği yerdir. Bizim vazifemiz, bu konuları orada şeffaf bir biçimde müzakere ederek sonuca bağlamaktır.”