Bilim insanları tarafından yakın zamanda yayımlanan bir çalışma, insan kaynaklı kirlenmenin okyanusların en karanlık ve ücra noktalarına dahi sızdığını kanıtladı. Saygın bilim dergisi Nature’da yayımlanan ve ABD Ulusal Bilim Vakfı tarafından finanse edilen araştırmada, mikroplastiklerin yalnızca okyanus yüzeyinde değil, Mariana Çukuru da dahil olmak üzere gezegenin en derin bölgelerinde bile yoğun birikimler halinde bulunduğu saptandı.
Araştırmacılar, 2 bine yakın farklı örnekleme noktasından toplanan verileri analiz ederek okyanusun tüm katmanlarını detaylı bir şekilde inceleme imkanı buldu. Varılan sonuçlar oldukça şaşırtıcıydı: Mikroplastiklerin yüzeyle sınırlı kalmadığı, aksine görünmez bir sis tabakası gibi denizin tamamına yayıldığı anlaşıldı. Kuzeydoğu Üniversitesi’nden Profesör Aron Stubbins, bulguların ciddiyetini şu sözlerle ifade etti: “Mikroplastiklerin yüzeyde süzüldüğünü biliyorduk, ama tüm okyanusu plastik bir bulut gibi kaplamış olması bizi çok şaşırttı.”
Boyutları 5 milimetreden daha küçük olan plastik partiküllerine mikroplastik adı veriliyor. Bu parçacıkların bir kısmı doğrudan kozmetik veya ilaç endüstrisi için bu boyutta imal edilirken, çok daha büyük bir kısmı ise büyük plastik atıkların doğada tam olarak çözünemeyip zamanla ufalanması neticesinde meydana geliyor. Bu partiküller, yalnızca küçük olmalarıyla değil, aynı zamanda temizlenmelerinin neredeyse imkansız olması ve ekosisteme sessizce sızmaları nedeniyle büyük bir tehdit oluşturuyor.
Uzmanlar, planktonlar tarafından yutulan bu mikroplastiklerin, besin zinciri aracılığıyla deniz canlılarına ve nihayetinde balıkları tüketen insanlara kadar ulaşabildiğini vurguluyor. Ön veriler, bu plastiklerin vücuda girmesinin uzun vadede kan dolaşımı rahatsızlıkları, hafıza zayıflaması, üreme sistemi bozuklukları ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olabileceğine işaret ediyor.
Bu görünmez tehlikeyle mücadele etmek amacıyla dünya çapında çeşitli önlemler alınmaya başlandı. İngiltere ve Fransa, fast-food sektöründe tek kullanımlık plastik çatal, bıçak ve tabakların kullanımını yasaklarken, ABD’nin birçok eyaletinde de plastik poşetler ve köpük ambalajlar kullanımdan kaldırılıyor. Bilimsel cephede de umut vadeden çalışmalar mevcut: Bir ekip, yumurta akı kullanarak deniz suyundaki mikroplastikleri süzmek için bir yöntem geliştirdi. Bir başka grup ise yapay zeka ile yönetilen robotlar aracılığıyla okyanusları temizlemeyi hedefleyen sistemler tasarlıyor.
Ancak uzmanlara göre, tüm bu girişimlerin kalıcı bir sonuca ulaşabilmesi için atılması gereken en temel adım, plastik tüketimini kökten azaltmaktır. Gündelik hayatta bez alışveriş çantaları, yeniden kullanılabilir cam şişeler ve katı şampuan gibi alternatifleri tercih etmek, bu devasa çevre sorunuyla mücadelede bireylerin de etkili bir rol oynamasını sağlayabilir.