AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) bünyesindeki kooperatiflere ilişkin yürütülen soruşturma hakkında kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Kamuoyunda dolaşan eksik ve hatalı bilgileri düzeltme amacı taşıdıklarını belirten Saygılı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere CHP’li siyasetçilerin soruşturmayı “siyasi” olarak tanımlamasının en basit kaçış yolu olduğunu ifade etti. Saygılı, “Gerçek nedir? İzmir’in yapı stokunun son derece eski olduğu ve 30 Ekim 2020 depreminde 117 insanımızı kaybettiğimiz hepimizin bildiği bir gerçektir,” diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekti. Ayrıca sosyal medya hesabı üzerinden İzBB Başkanı Cemil Tugay’a da sorular yönelten Saygılı, “Bu sorular yanıt bulmadığı sürece, İzmir’deki asıl mağduriyetler örtbas edilmeye ve gerçekler siyasi söylemlerle perdelenmeye devam edecektir,” dedi.
Saygılı, depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm sürecini hızlandırma arzusunu dile getirdiğini ve bu doğrultuda vatandaşlarla anlaşarak inşaat yapma vaadiyle tapuları aldığını anımsattı. “Biz de AK Parti grubu olarak, İzmir’in 6 farklı bölgesinde senelerdir beklenen dönüşümün yolunu açmak adına yetkinin İZBETON’a verilmesine oy birliğiyle destek verdik,” diyen Saygılı, sürecin sonraki aşamasını şöyle özetledi: “İZBETON, belediye meclisinden oy birliğiyle aldığı bu yetkiyi hukuka aykırı bir şekilde kooperatiflere devretme yoluna gitmiştir. Belediyenin kurumsal kimliği kullanılarak, büyük tanıtım kampanyaları, açılış seremonileri ve İzmir’in saygın iş insanlarının katıldığı lansmanlar aracılığıyla üyeler kaydedilmiştir. Biz o dönemde, gerçekleştirilen işlemlerin meclis tarafından verilen yetkiyle uyumlu olmadığını net bir biçimde ifade etmiştik.”
Süreci en başından beri dikkatle ve belgelerle takip ettiklerini vurgulayan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, şu ifadeleri kullandı: “Yaptığımız incelemelerde, oluşturulan kooperatiflerin daima aynı adreslerden ve aynı kişiler tarafından yönetildiğini tespit ettik. Kooperatiflerin herhangi bir yetkisi olmamasına rağmen, İZBETON’un onayıyla inşaat işlerini yine aynı adreslerde kurulan şirketlere devrettiğini kanıtladık. Meclis kürsüsünden, dönemin Belediye Başkanı Tunç Soyer başta olmak üzere bütün CHP’li meclis üyelerini ve belediye idaresini defalarca ikaz ettik. Toplanan paraların avans yöntemiyle kooperatif hesaplarından çekildiğini ve bunun ciddi mağduriyetlere yol açacağını anlattık. Belediyenin kurumsal kimliği ardına gizlenerek bir ‘vurgun’ yapıldığını açıkça dile getirdik. Fakat bize, Tunç Soyer ve diğerleri tarafından ‘siyasi algı yaratıyorsunuz’, ‘kentsel dönüşüme engel oluyorsunuz’, ‘örnek kooperatif modelini lekeliyorsunuz’ gibi yanıtlar verildi. Bu diyaloglar, meclis tutanaklarında ve İzmir halkının hafızasında kayıtlıdır.”
AK Parti meclis grubunun tüm iyi niyetiyle belediyeyi defalarca uyardığını hatırlatan Saygılı, gelinen noktadaki vahim durumu rakamlarla ortaya koydu: “Tunç Soyer ve yönetimi, yanlışı düzeltmek yerine, kendilerini uyaran Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığını lağvetti! Bugün ulaşılan noktada manzara son derece net: 1500 kooperatif üyesi, ortalama 2 milyon TL ödeme yaparak sisteme dahil olduğunu belirtiyor; bu da yaklaşık 3 milyar TL’lik bir meblağın toplandığını gösteriyor. Tapularını belediyeye devreden 1450 hak sahibi ise hâlâ evlerine kavuşmuş değil. İnşaatların ortalama ilerleme seviyesi %20’nin dahi altında kalmış durumda. Harcandığı belirtilen yaklaşık 1 milyar TL’ye karşılık, açıklanamayan 2 milyar TL’nin akıbeti meçhul. Ayrıca belediyemiz, bu kötü yönetim neticesinde ilave kira yardımı yüküyle de yüzleşmektedir. Bu kadar somut gerçekler varken, süreci ‘siyasi’ olarak yaftalamak, 3 bin mağdur vatandaşımızın hakkını korumak yerine onları yok saymaktır. Bu yaklaşım, mağdur edilen insanların nasıl korunacağı ve paralarının nasıl geri alınacağı konularını tartışmaktan çok uzaktır.”
Başkan Saygılı, ifadelerini şu şekilde sürdürdü: “Buradan Sayın Cemil Tugay’a, İZBETON yönetimine ve İzmir Büyükşehir Belediyesi idarecilerine net bir şekilde sormak istiyoruz: Toplanan yaklaşık 3 milyar TL’ye karşılık reel olarak ne kadarlık bir iş üretilmiştir? Mevcut durumda tüm kooperatiflerdeki toplam inşaat ilerleme seviyesi nedir? Bu sistematik hatalar nedeniyle belediyemizin aylık olarak üstlendiği kira yardımı bedeli ne kadardır? Belediye’ye güvenerek arazilerini devreden 1450 hak sahibinin konutlarına kavuşabilmesi için belediyenin bundan sonra ne kadar bir kaynak ayırması gerekmektedir? Sayın Cemil Tugay ve İZBETON yönetimi, mecliste ‘Süreci detaylıca inceliyoruz, iç denetçilerimiz çalışıyor’ demişlerdi. Halihazırda yürüyen bu soruşturma, o denetimin bir sonucu mudur? Belediyenin kurumsal kimliğine itimat ederek kooperatif üyesi olan ve milyonlarca lira ödeyen yurttaşlarımız evlerine kavuşacak mı? Bu paraların akıbeti ne olacak? Bütün bu sürecin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve neticede İzmir halkına toplam maliyeti ne olacaktır? Bu sorular yanıtsız kaldığı müddetçe; İzmir’de gerçek mağduriyetlerin üzeri örtülecek, hakikat siyasi söylemlerle gizlenecektir. Mağdur olan CHP’li, mağdur eden CHP’li, şikâyet eden CHP’li, yargılanan CHP’li ama operasyonlar siyasi ve AK Parti kaynaklı, öyle mi? CHP ve rotasını kaybetmiş Genel Başkanı, mızrağı çuvala sığdıramayınca ne yapacağını şaşırıp etrafa saldırmaktadır. CHP, bu utancı ve bu lekeli kadroları partisinden ve Türkiye’nin siyasi tarihinden temizlemediği takdirde, CHP Genel Başkanının yaptığı her iş ve söylediği her söz anlamsızdır.”