15 Temmuz Kahramanının Evlatları Anlatıyor: Gurur ve Hüzün Bir Arada

Hayatını Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde seyyar satıcılık yaparak kazanan Askeri Çoban, 1997 senesinde ailesiyle birlikte İstanbul’a taşınma kararı aldı. Bu yeni şehirde ilk olarak bir tekstil atölyesinde çalışmaya başlayan 7 çocuk babası Çoban, zamanla tecrübe kazanarak kendi atölyesini kurmayı başardı.

Çoban, 15 Temmuz gecesi, darbe girişimine direnmek maksadıyla evinden ayrıldı. FETÖ mensuplarının hain saldırısı neticesinde şehit olan Çoban’ın çocukları, kahraman babalarını hem büyük bir gururla hem de derin bir özlemle anmaya devam ediyor.

Şehit Çoban’ın kızı Nurzana Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının şehadetinin üzerinden 9 sene geçmesine rağmen acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu ve bu kederin asla dinmeyeceğini dile getirdi. Babalarına duydukları büyük hasreti ifade eden Çoban, darbe girişiminin yaşandığı o geceye dair şunları anlattı:

“Evdeyken televizyondan darbe teşebbüsü olduğunu öğrendik. Babam, darbecilere karşı durmak için ağabeyim ve komşularımızla köprüye gitti. Biz de sabaha kadar hiç uyumadık. Bir süre sonra ağabeyim eve döndü fakat babama bir türlü ulaşamadık. Babam ona, ‘Sen eve git, arabayı alıp yeniden buraya gel’ demiş. Ağabeyim babamı aradığında telefonuna cevap alamadı. Sonrasında babamın rahatsızlandığına ilişkin bir haber aldık. Ancak meğer kendisi orada şehit düşmüş. Bu haberi duyunca dünyamız başımıza yıkıldı, çok zamansız oldu, hiç aklımıza gelmezdi. Allah’tan o günlerin bir daha yaşanmamasını diliyorum.”

Babalarının kabrini düzenli olarak ziyaret ettiklerini belirten Çoban, “Ağabeyimin oğluna da babamın ismini verdik. Babamız her daim bizimle birlikte. Onu her zaman kalbimizde ve yanımızda yaşatıyoruz. Babam daima devletinin safında yer aldı ve bu uğurda canını feda ederek şehit oldu. Bizler de vatanımız için canımızı vermekten çekinmeyiz,” ifadelerini kullandı.

Askeri Çoban’ın oğlu Ferdi Çoban ise, “Darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti, acımız dinmiyor,” diyerek duygularını paylaştı. Ferdi Çoban, o gece darbecilere direnmek için evden ayrılan babasıyla sürekli telefonla konuştuklarını ve sokaklarda gelişen olayları ondan öğrendiklerini aktardı.

Babasının son derece naif bir insan olduğunu vurgulayan Çoban, sözlerine şunları ekledi: “Askeri Çoban ile vakit geçirmek ve yaşamak gerekirdi. O, çok cömert bir insandı. Burada seyyar satıcılık yaparken ziyaret ettiği her köyde mutlaka bir dostu olurdu. İstanbul’a taşındıktan sonra bile kapımızın önünden bir seyyar satıcı geçse, ona hemen yemek ve çay ikram ederdi. Bizim gönlümüzde onun yeri cennettir. Babam, 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı koyarken şehit düştü. O hain teşebbüsün üzerinden 9 yıl geçse de kederimiz hiç azalmadı. Her perşembe günü babamın mezarına gelerek dualar ediyoruz.”