ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi olarak tanıtılan Tom Barrack, New York’ta gazetecilere yaptığı açıklamalarda önemli konulara değindi.
“ASIL MESELE ONLARA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ”
SDG’nin silahsızlandırılmasıyla ilgili bir soru üzerine Barrack, “SDG, YPG ile aynı yapıdır. YPG ise PKK’nın bir uzantısıdır. PKK’nın şu anda silah bırakma sürecine girmesi, Türkiye için son derece mühim bir ilerlemedir” şeklinde konuştu.
Barrack, ABD’nin IŞİD ile mücadele kapsamında SDG ile müttefik olduğunu hatırlatarak, “Bu sebeple duygusal bir bağ var, zira onlar bizim ortaklarımızdı. Fakat temel mesele, onlara karşı sorumluluğumuzun ne olduğudur. Onlara Suriye sınırları içinde kendi özerk yönetimlerini kurma hakkını borçlu değiliz. Bizim onlara olan borcumuz, yeni idari yapıya makul bir geçiş süreci için bir yol haritası sunmaktır” dedi. Barrack, bu yeni düzende birleşik bir Suriye’ye nasıl entegre olacakları konusunda mantıklı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini belirtti. “Suriye, federal bir sistemin olamayacağını savunuyor. Ülkede Dürzi, Alevi veya Kürt gibi ayrı etnik güçler kendi ordularını kuramaz; tek bir birleşik yapı olacak. 7 aydır yönetimdeler ve bu farklı çıkarları bir araya getirme çabasındalar. Bu, SDG için oldukça meşakkatli bir durum ve biz bunun bilincindeyiz” diye ekledi.
ŞAM YÖNETİMİ VE SDG ARASINDAKİ BAŞARISIZ ANLAŞMA
Mart ayında Şam yönetimi ile SDG arasında yapılan anlaşmaya atıfta bulunan Barrack, “Taraflar ilkesel bir uzlaşıya varmıştı ancak bu girişim sonuçsuz kaldı. Neden mi? Çünkü tüm taraflar, ayrıntılar netleşmeden aceleci bir mutabakat imzaladı. Oysa ayrıntılar her zaman kritiktir. Artık detayları netleştirme, herkesi masaya oturtma ve ‘oyun bitti’ deme zamanı gelmiştir” dedi. Barrack, “SDG, ABD’nin kendilerine bir borcu olduğunu düşünüyor. ABD’nin yanıtı ise şudur: ‘Size karşı makul davranma sorumluluğumuz var, fakat eğer siz makul bir tutum sergilemezseniz, farklı seçenekler masaya gelecektir’” ifadelerini kullandı.
Barrack, Türkiye’nin Ukrayna-Rusya ihtilafında ve Orta Doğu’daki dengelerde çok kritik bir rol oynadığını vurgularken, Ankara’nın tüm bu aktörler ve ABD ile çok iyi ilişkilere sahip olduğunu dile getirdi. Barrack, bu süreçte özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gibi isimlerin kilit bir rol üstlendiğinin altını çizdi.
ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı CAATSA yaptırımları hakkında da bir değerlendirme yapan Barrack, “Türkiye, son derece zeki bir toplum olduğu için kendi jetlerini ve insansız hava araçlarını imal etme yoluna gitti. Türk insansız hava araçları, büyük olasılıkla dünyanın en iyileri arasında. TB2’ler, Ukrayna savaşında aktif olarak kullanılıyor” diye belirtti.