Barış İçin Gösterilen Bu Zorlu Sabrın Değeri Anlaşılmalı

Saygıdeğer okuyucular, son aylarda kendi varlığına son verdiğini duyuran PKK, dünden itibaren silahlarını teslim etme sürecine girmiş bulunmaktadır. Bu gelişme, kanlı terör örgütünün memleketin gündeminden nihayet silinmeye yüz tuttuğuna işaret etmektedir. Dünkü makalemde bu önemli dönüm noktasını bir bayram olarak nitelendirmiştim. Zira bu ulusun Doğusundan Batısına tüm bireylerinin, bir günlüğüne de olsa o bayram coşkusunu tatması gerektiğine inanıyordum. Daha açık bir ifadeyle, halkımıza daima ıstırap ve keder yaşatan PKK’nın artık siyaset sahnesinden çekildiğine dair somut belirtilerin görülmesi elzemdi. Şükürler olsun ki, bu beklenti dün itibarıyla gerçeğe dönüştü. Kimse gücenmesin ama bugüne dek tecrübe edilenler, kolayca sineye çekilecek olaylar değildi. Ne yazık ki millet olarak bu dayanılmaz vaziyete tam 47 sene boyunca göğüs gerdik ve bu süreçte tahammül ettiğimiz en büyük acı ise evlatlarımızı kaybetmek oldu. Şimdi size bir sual yöneltmek istiyorum: Bir kişi için evladından, yani ciğerparesinden daha değerli ne olabilir ki? İşte bu en değerli varlıklarımız, kanlı örgütün hain planları yüzünden yaşamlarının en güzel çağında kara toprağa düştüler. Gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki, yaşanan onca ıstıraba karşın toplumda büyük bir metanetle acıları sineye çekme durumu hakim. Pek çok insan, söylemek istediklerini yutkunarak zihninde tutuyor. İşte ben de tam bu noktada, yüreklere basılan bu taşın değerinin çok iyi anlaşılması gerektiğini vurguluyorum. Bununla birlikte, kimsenin aklının ucundan dahi ihanet etmeyi geçirmemesi gerektiğini de ilave etmek isterim. Makalemin başlangıcında, PKK’nın silah bırakma adımını, örgütün ülke arenasından çekilme çabası olarak yorumlamıştım. Temennim, bu yorumumun doğrulanması ve vatanımızın bu örgütten kalıcı olarak arınmasıdır.