Sana Göre Haber

“Batmaz” Titanik Miti: Yeni Kanıtlar Yüz Yıllık Tartışmayı Değiştirebilir

RMS Titanik, 15 Nisan 1912 sabahının ilk saatlerinde sulara gömülmesinden bu yana, popüler kültürde “batmaz” gemi olarak yer etmiştir. Bu niteleme, White Star Line şirketine ait geminin hikayesinin temel taşı haline gelmiştir.

Bu trajedinin hemen ertesi günü, The New York Times’ın manşetinde çarpıcı bir ifade bulunuyordu: “White Star Line Yöneticisi, Titanik’in Batışından Sonra Dahi Batmaz Olduğunu Savundu.”

Peki ama Titanik’in sefere çıkmadan evvel “batmaz” şeklinde lanse edilip edilmediği uzun süredir bir tartışma konusudur. Yakın zamanda ortaya çıkarılan ve 1911 yılına, yani felaketten bir sene öncesine tarihlenen az bilinen bir doküman, bu asırlık soruya ışık tutma potansiyeli taşıyor.

Bu efsanenin aksine, 1999’da Leeds Üniversitesi’nden iletişim çalışmaları uzmanı Richard Howells, geminin 10 Nisan 1912’deki ilk yolculuğundan önce “batmaz” olarak pazarlandığına dair bir kanıt olmadığını iddia etmişti.

**EFSANE SONRADAN MI OLUŞTU?**

Howells, o dönemdeki açıklamalarında şu görüşleri dile getirmişti: “Kamuoyu, seyahatinden evvel Titanik’i eşi benzeri olmayan, batmaz bir vasıta olarak görmüyordu. Ne var ki, facia haberi duyulduğunda her şey kökten değişti ve Titanik sanki başından beri herkes tarafından batmaz kabul edilmiş gibi bir algı oluştu.”

Bu iddiayı destekler nitelikte, denizcilik tarihi konusunda bir otorite kabul edilen Royal Museums Greenwich’in resmi web sitesinde, “Titanik’in hiçbir zaman tam anlamıyla ‘batmaz’ olarak nitelendirilmediği” belirtiliyor. Dolayısıyla yaygın kanıya göre, “batmaz” ifadesi gemiye koşulsuz bir şekilde, yalnızca facianın ardından atfedilmiştir.

**”BATMAZ ŞEKİLDE DİZAYN EDİLMİŞTİR”**

Fakat 1911 tarihli söz konusu tarihi belge, bu genel kabulü sarsacak nitelikte. Belgede yer alan bir bölümde, Titanik ve onunla neredeyse özdeş olan kardeş gemisi Olympic için şu çarpıcı ifade kullanılıyor: “… bu iki muhteşem gemi, batmaz olarak dizayn edilmiştir.” Bu durum, “batmaz” söyleminin facia öncesinde de mevcut olduğunu gösteriyor.

Tabii ki Titanik’in batmaz olmadığı acı bir gerçekle kanıtlandı. Gemi, bir buzdağına çarpmasının ardından yalnızca iki saat 40 dakika içinde sulara gömüldü ve bu trajedide 1.500’ü aşkın kişi yaşamını yitirdi.

Günümüzde sıkça dile getirilen iddiaların aksine, Titanik’in batmaz olduğu yönündeki inancın, Nisan 1912’den önce de halk arasında önemli ölçüde yayılmış olması muhtemeldir.

Bu inancın güçlenmesinde, kardeş gemi Olympic’in rolü büyüktü. Olympic, HMS Hawke adlı gemiyle çarpışmasına rağmen batmayınca, Titanik’in de batmaz olduğuna dair kanaat daha da sağlamlaştı.

Bu devasa mühendislik harikalarının sunduğu lüks imkanların yanı sıra, “batmazlık” algısı da hem Titanik hem de Olympic’e yönelik kamuoyu ilgisini körükledi. Bu durum, bilet satışlarına da pozitif bir yansıma yaptı.

Geminin yapımını üstlenen Harland & Wolff firmasının da tasarımlarından büyük bir övünç duyduğu biliniyor. Nitekim Milford’a göre şirket, inşaatın ilk aşamalarında bu iki gemiyi “pratikte batmaz” olarak tanımlamıştı.

Exit mobile version