Erdoğan’dan Tarihi Açıklama: Türkiye İçin Terörsüz Yeni Bir Dönem Başlıyor

PKK’nın silahları bırakma kararının ardından Türkiye, tarihsel bir yol ayrımında bulunuyor.
Bu sürecin en hassas aşamaları tek tek geride bırakılırken, tüm dikkatler AK Parti’nin Kızılcahamam’daki İstişare ve Değerlendirme Kampı’nın açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmaya başlanan açıklamalara çevrildi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan’ın bu konuşmasının “tarihi bir konuşma olacağını” daha önce belirtmişti.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satır başları:
* Bundan altı gün önce 12 vatan evladımızı toprağa verdik. Millet olarak yüreğimiz yandı. Şehit düşen Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Allah hepsinden razı olsun. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.

* Bildiğiniz üzere dün, insanlık tarihinin en yüz kızartıcı olaylarından biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümüydü. Türkiye olarak, bu tür acıların bir daha yaşanmaması adına her koşulda ve ihtiyaç duydukları her an Bosna-Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında durmaya devam etmekteyiz.
* Türk siyasetinde bir gelenek haline gelen istişare toplantımızın 32’ncisini bugün icra ediyoruz. Bugün ve yarın sürecek oturumlarımızda güvenlik, kalkınma, ekonomi ve siyaset gibi çeşitli alanlarda değerlendirmeler yapacağız. Partimizin ve ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyan konuları ele alacağız. Bütün katılımcı arkadaşlarımız, samimiyet ve dostluk ortamında, demokratik bir platformda görüşlerini ve fikirlerini beyan edecekler; böylece hakikatin ışığı parlayacaktır.
* 47 yıl önce, 14 Ağustos 1984 tarihinde, bölücü terör örgütü ilk eylemini Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirmişti. Bu tarihten bu yana yaklaşık 10 bin güvenlik görevlimizi şehit verdik. Terör olayları nedeniyle 50 bine yakın yurttaşımız yaşamını yitirdi. Öncelikle şehitlerimize ve hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimiz daima başımızın tacı kalacaktır.

* 1984’teki ilk saldırının ardından terör, maalesef Türkiye’de tırmanışa geçti. Devletin bazı hatalı uygulamalarının da bu durumda payı olduğu bir gerçektir. Beyaz Toroslar, Diyarbakır Cezaevi’ndeki uygulamalar, yakılan köyler, bir gecede göçe mecbur bırakılan insanlar ve cezaevinde evladıyla Kürtçe konuşması engellenen anneler, bu hatalı uygulamalardan sadece birkaçıydı. Bu yaklaşımlar terörü sonlandırmak yerine ne yazık ki daha da alevlendirdi. Yapılan hataların faturasını hep birlikte ödemek zorunda kaldık. Yalnızca şehitler vermekle ve sivil kayıplarla kalmadık; ekonomi üzerinde 2 trilyon doları bulan bir maliyetle de yüzleştik. En önemlisi, terör örgütü ülkemizin birliğine, kardeşliğine ve huzuruna ciddi zararlar verdi.
* 3 Kasım 2002’de iktidara geldiğimizde terör sorununu öncelikli gündemimize aldık. Birlikte yaşama ve kardeşlik hukukunu tesis etmek amacıyla tarihi adımlar attık. Demokrasi ve insan hakları alanında sessiz devrimler gerçekleştirirken, dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak ve terörle etkin mücadele edebilmek için kendi silahlarımızı ürettik. Sınırlarımızı bütünüyle kontrol altına almayı başardık.
* Son yıllarda terör örgütünün eylem yapma kabiliyetini neredeyse tamamen ortadan kaldırdık. Terör eylemlerinin resmi görevlilere veya sivillere zarar vermesini engelledik. Irak sahasındaki operasyonlarımız ve Suriye’de 8 Aralık’ta gerçekleşen devrim, konumumuzu daha da güçlendirdi.
* Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısı üzerine Terörsüz Türkiye hedefiyle bir adım attık. Terör örgütü, İmralı’dan gelen çağrı üzerine kongresini toplayarak kendini feshettiğini duyurdu. Dün ise örgüt, düzenlediği bir merasimle silahlarını teslim etti.
* Dün itibarıyla 47 senedir süren terör belası nihayete erme sürecine girmiştir. Türkiye, acılarla, sancılarla ve gözyaşlarıyla dolu uzun bir dönemi geride bırakmaya başlamıştır. Unutmayalım ki, bugün yeni bir gündür. Bugün tarihte yepyeni bir sayfa açılmıştır. Bugün Türkiye Yüzyılı’nın kapıları sonuna kadar aralanmıştır.
* Kan akmasını durduracak, annelerin gözyaşlarını dindirecek, acıları dindirecek ve kardeşliği pekiştirecek her türlü adımı yakından izliyoruz. Fakat herkesin emin olması gerekir ki, Türkiye’nin başını asla eğdirmeyeceğiz. Terörsüz Türkiye projemizi tam da bu bilinçle yürütüyoruz. İttifak ortağımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin milliyetçiliğini, vatan ve Türkiye sevdasını sorgulamak kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde, şahsımın ve AK Kadroların Türkiye’ye olan sevdasını da kimse sorgulayamaz. Bu, kimsenin ne hakkı ne de haddidir.
* Bütün çabamız yalnızca Türkiye’nin iyiliği içindir. Türkiye’nin menfaatine olmayan her türlü girişimin tam karşısında bizi en ön safta bulursunuz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Kimse endişelenmesin, kimsenin aklında bir soru işareti kalmasın. Yaptığımız her şeyi Türkiye için, istikbalimiz için yapıyoruz.
* Bugün bazı gerçekleri net bir şekilde ifade etmek zorundayız. Terör, en başından beri kendi karşıtlarıyla birlikte bir sektör, bir ekosistem yarattı. Terör eylemlerinden terör örgütleri faydalanırken, terör karşıtı görünenler de bundan nemalandı. Terör saldırılarını kendi kirli çıkarları için bir ranta dönüştürdüler. İşte bu kesimler, bugünlerde kendilerini açıkça belli ediyorlar. Terörün sona eriyor olması onları derinden rahatsız ediyor, çünkü düzenleri bozuluyor ve ellerindeki oyuncaklarını yitiriyorlar. Göreceksiniz, terör bitecek ve hepsi işsiz kalacak.
* Bugün terör sona ererken, terör istismarcılığı da bitmektedir. Milletimin bu sahte kahramanları görmesi en büyük temennimizdir. Kazanan Türkiye olmuştur. Kazanan milletim olmuştur.
* Türk, Kürt, Arap, 86 milyon vatandaşımızın her biri kazanmıştır. Bir kez daha vurguluyorum: Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize ve milletimize kasteden veya kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız ve böyle bir girişime asla müsaade etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır. Hatta bugün, düne kıyasla çok daha güçlü, çok daha onurlu ve en önemlisi, geleceği için çok daha umutludur.
* Hamdolsun, 41 yıllık bir parantez kapanıyor. Terör duvarı yıkılıyor. Aziz milletimizin her bir ferdi, tedirgin olmak yerine bu tablodan sevinç duymalı, bayram etmeli ve her evi ay yıldızlı bayrağımızla donatmalıdır.
* Türkler, Kürtler ve Araplar olarak ittifak kurduğumuzda, atlarımız Çin Denizi’nden Adriyatik’e kadar serin rüzgarlar estirdi. Tarih sayfalarını açıp bakın; ittifak kurduğumuzda karşımızda kimse duramadı. Medeniyetimizle ve sanatımızla kimse rekabet edemedi. Türk, Kürt, Arap bir aradaysa, o zaman Türk de, Kürt de, Arap da var olur. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde ve uzaklaştıklarında ise geriye hüzün ve yenilgi kalır. Ne zaman ki ayrıldık, o zaman kaybettik ve yenildik.
* Bu 41 yılda kazanan kim oldu? Terör baronları ve kandan beslenenler kazandı. İşte bugün, bu kirli oyunu ve bu kirli tezgahı bozuyor, altüst ediyoruz. Tarih yeniden tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt, aralarında hiçbir engel olmadan muhabbetle yeniden kucaklaşıyor. Rabbime şükrediyorum ki, bugün Malazgirt ruhu, Kudüs ittifakı ve İstiklal Savaşı’nın ruhu yeniden canlanıyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Artık oturup konuşacağız; silahlarla değil, muhabbetle, kardeşlikle, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle ve ruh ruha konuşacağız. Her bir vatandaşımız, devletin nazarında birinci sınıf vatandaştır.
* Türkiye Cumhuriyeti, hepimizin ortak yuvası ve çatısıdır. 86 milyon olarak biz biriz, beraberiz ve ezelden ebede kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 senedir bu mücadelenin içindeyiz ve inşallah Türkiye bugün bu mücadeleyi taçlandırıyor.
* İlk adım olarak TBMM bünyesinde bir komisyon oluşturacağız. Sürecin yasal çerçevesini Meclis çatısı altında müzakere etmeye başlayacağız. Meclisimizin de yapıcı ve kolaylaştırıcı bir tutumla bu hayırlı sürece destek vermesini diliyorum. Sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin sorunları da bizim sorunumuzdur. Onlarla da temas halindeyiz ve onlar da bu durumdan çok memnun. Özellikle dünkü adım, Irak’ta çok olumlu yankılar uyandırdı. Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin de huzur ve barış içinde yaşaması, bizim için vazgeçilmez bir hedeftir.
* Bir derdimiz var ve dertli olduğumuz için, el ele verdiğimizde bu engelleri aşacağımıza inanıyorum. Herkes şunu bilmelidir ki, artık yumruk sıkmaya gerek kalmadı. Kucaklaşarak ve konuşarak, Allah’ın izniyle el ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, eskisinden çok daha kudretli olacaktır. Kaynaklarımızı terörle mücadeleye değil, kalkınmaya yönlendireceğiz. Türkiye, kardeşlikle, demokrasiyle, istikrarla ve güvenle büyüyecek ve geleceğe yürüyecektir. Çok daha farklı bir Türkiye’ye en kısa sürede ulaşacağız. Unutmayın, bir çıkış yolu arayana kapıyı sonuna kadar açarız. Ancak sular tersine akmaya başlarsa, gereğini yapmaktan da çekinmeyiz. Kimse endişelenmesin; Türk milleti düne göre çok daha güvende ve çok daha güçlüdür.
* Acıları geride bırakmanın kolay olmayacağını biliyorum. Acı hatıraları unutmak elbette kolay olmayacak. Kaybettiğimiz canlar şüphesiz geri gelmeyecek. Ancak Allah’ın izniyle, gençlerimiz hayatlarının baharında bir daha aramızdan ayrılmayacak. Annelerimiz bir daha evlat acısı yaşamayacak. Ülke ve millet olarak bu iradeye fazlasıyla sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden ve kırmadan, sürecin hassasiyetine uygun bir şekilde, kurulan mekanizma aracılığıyla silahların teslimini titizlikle takip edeceğiz. Şehit anneleri ve babaları, ellerinizden öpüyorum. Hiç kimse şehitlerimizin aziz hatıralarına dokunamaz veya onların mirasına gölge düşüremez.
* Müsterih olun, gelinen bu noktayla şehitlerimizin amacı hedefine ulaşmış olacaktır. Gazi kardeşlerimiz, müsterih olun, gelinen bu noktayla fedakarlıklarınız bir karşılık bulacaktır. Onların hatıralarını asla çiğnetmeyeceğiz.
Gündem: Terörsüz Türkiye
11-13 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen kampa milletvekilleri, bakanlar ve genel başkan yardımcıları iştirak ediyor.
Kampın temel gündem maddesi, PKK’nın silah bırakmasıyla hız kazanan “Terörsüz Türkiye” süreci olarak belirlendi. Erdoğan’ın bu sürece ilişkin hem siyasi hem de toplumsal bir vizyon sunması bekleniyor.
Bunun yanı sıra, kampta ekonomi, dış politika, güvenlik ve yerel yönetimler gibi konularda ilgili bakanların sunum yapacağı ve soru-cevap oturumlarının düzenleneceği bildirildi.