AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU – PKK’nın silahları bırakma taahhüdünü somutlaştıran “silah yakma töreni” sonrasında, Türkiye’de terörün sona erdirilmesi sürecinde tüm dikkatler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelmiş durumda. Erdoğan’ın AK Parti’nin Kızılcahamam Kampı’nda yapması beklenen ve “tarihi” olarak nitelendirilen hitabı, siyasi kulislerde büyük bir merakla bekleniyor.
Siyasi kulislerde, Erdoğan’ın yapacağı konuşmaya dair beklentiler üç temel noktada toplanıyor.
1 – İlk beklenti, PKK’nın ilk silah teslimatıyla birlikte “Terörsüz Türkiye” döneminde yeni bir safhaya girildiğinin resmi olarak duyurulması. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın silah bırakma sürecinin tamamlanması için bir takvim açıklaması ve dağdaki unsurların geleceğine ilişkin önemli sinyaller vermesi öngörülüyor.
‘CESUR BİR ÇIKIŞ BEKLENTİSİ’
2 – İkinci önemli gündem maddesi, yeni anayasa çalışmalarında “yeni bir eşiğe” gelindiğinin vurgulanması olacak. Kaynaklar, sivil siyasetin güçlendirilmesinin bu süreçte merkezi bir rol oynayacağına dikkat çekiyor ve şu yorumu yapıyor: “Erdoğan’ın yapacağı açıklamalarla, konu hakkında bugüne dek zihni karışık olanlar için dahi meselenin netliğe kavuşacağı bir döneme girilecek.” Cumhurbaşkanı’nın ayrıca yeni anayasa bağlamında “demokratikleşme, özgürlükler ve etnik kimliklerin tanınması” gibi konularda “cesur bir çıkış” yapması bekleniyor.
AVRUPA BİRLİĞİ İLE YENİ BİR SAYFA OLABİLİR
3 – AK Parti çevrelerinde, “tarihi” olarak görülen konuşmayla ilgili en dikkat çekici beklenti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa’ya açık bir davette bulunması. Bu çağrının, atılacak demokratikleşme ve yeni anayasa adımlarının “doğal bir uzantısı” olarak AB üyelik müzakerelerini yeniden canlandırmayı hedefleyeceği belirtiliyor. AK Parti’nin önde gelen isimleri bu konudaki görüşlerini şöyle dile getiriyor: “AB ile ilişkileri, Türkiye’ye yönelik yabancı sermaye girişindeki durgunluk gibi bazı ekonomik sorunların çözümünde kilit bir faktör olarak değerlendiriyoruz. Vizesiz seyahat imkanının gündeme gelmesi bile tek başına, uluslararası yatırımcılar için bir güven zemini oluşturacaktır. AB müzakere fasıllarının ilerlememesinin altında yatan temel nedenler, Türkiye’nin terör, demokratik standartlar, anayasa ve özgürlükler alanındaki meseleleriydi. Eğer terör sorunu çözülür, özgürlükçü bir anayasa yolunda ciddi mesafe alınırsa ve AB de gerçekten ‘terör’ konusunda samimi bir duruş sergilerse, bu alanda yeni bir adım atılması mümkündür. Cumhurbaşkanımızın bu doğrultuda Avrupa’ya bir seslenişte bulunması muhtemeldir.”