Sana Göre Haber

Grand Kartal Otel Davasında Sorumluluk Çıkmazı ve Adalet Arayışı

DHA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2025 07:00

Grand Kartal Otel’de yaşanan feci yangına ilişkin davanın beşinci gününde, kilit sanıklardan Halit Ergül’ün çapraz sorgusu gerçekleştirildi. Mağdur avukatının, “Yangının ardından banka hesaplarında tek bir kuruş dahi bulamadık” şeklindeki ifadesine Ergül, “Otel faaliyetlerini durdurdu, personelin tazminat ödemeleri vardı” şeklinde yanıt verdi.

Bolu’da 21 Ocak tarihinde meydana gelen ve 78 kişinin ölümüyle, 133 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Grand Kartal Otel yangını davasının duruşmasına dün devam edildi. Toplamda 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın beşinci günü, Halit Ergül’ün çapraz sorgusuyla başladı.

‘KENDİMİZİ GÜVENDE HİSSETTİK’

Halit Ergül, savunmasında otele periyodik olarak denetimler yapıldığını belirterek, “Uzun senelerdir turizm sektörünün içindeyim. İki otel işletiyoruz. Denetim için gelen Kültür ve Turizm Bakanlığı görevlileri, denetim sonucunda bir tutanak hazırladı. Denetim heyeti ‘Uygun’ raporu verdiği için biz de kendimizi güvende hissettik. Eğer denetim sırasında can ve mal güvenliğine yönelik eksiklikler tespit etmiş olsalardı, oteli kapatırlardı” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetçilerinin, diğer otelleri olan Gazelle Otel’de konakladıklarında ücret alınıp alınmadığına dair bir bilgisinin olmadığını söyleyen Ergül, “Biz onlardan para almasak, bizim hatalarımızı görmezden mi geleceklerdi?” diye ekledi. Mağdur avukatının “Sizin otelinizde de bir yangın felaketi yaşandı. Herhangi birinden şikayetçi olmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna Ergül, “Denetim görevini yerine getirmeyenler sorumludur” cevabını verdi.

MAĞDUR YAKINI ‘KATİL’ DİYE HAYKIRDI

Mağdur avukatlarından birinin, “Otelin 11 ve 12’nci katlarında ruhsatsız bir yapılaşma mı vardı?” sorusu üzerine Ergül’ün, o katlardaki asansörlerin lisanslı olduğunu belirtmesi ve sorudan kaçınması tansiyonu yükseltti. Avukatın net bir cevap talep etmesi üzerine Ergül’ün sözünü keserek yüksek bir ses tonuyla konuşması, duruşma salonunda gergin bir atmosfer yarattı. Bu duruma tepki gösteren mağdur yakınları, arka sıralardan Ergül’e yönelik “Katil!” diye bağırdı.

Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürü Kenan Coşkun ise, “Otel, belediyenin mücavir alanı dışında kaldığı için denetim yetkisi bizde değildir” diyerek sorumluluğu reddetti.

‘DUMAN TAHLİYE SİSTEMİ BULUNMUYORDU’

Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nde görev yapan tutuksuz sanık itfaiye eri İrfan A., savunmasında şunları söyledi: “12 Aralık 2024 tarihinde Grand Kartal Otel’e giderek en üst katına kadar çıktım ve denetimim sırasında girmediğim hiçbir yer kalmadı. Acil çıkış kapıları ile diğer kapıların standartlara uygun olmadığını tespit ettim. Sprinkler (yangın söndürme) sistemi yoktu, sadece yangın dolapları mevcuttu. Yangın algılama sistemi vardı fakat duman tahliye sistemi bulunmuyordu. Ayrıca havuz ve SPA bölümünde herhangi bir acil çıkış yoktu. Tüm bu eksiklikleri tespit ederek müdürlüğe raporladım.”

Bolu Belediye Başkan Yardımcısı olan tutuklu sanık Sedat Gülener de yaptığı savunmada, “Tesis, mücavir alanımızın dışında olduğu için turizm tesislerini denetleme yetkimiz bulunmuyor; bu tür denetimleri yalnızca talep üzerine gerçekleştiriyoruz” ifadeleriyle suçlamaları kabul etmedi.

‘ÖYLE BİR EMSAL KARAR ÇIKSIN Kİ HERKES SORUMLULUĞUNU ANLASIN’

Duruşma başlamadan önce mağdur yakınları, basın mensuplarına bir açıklama yaptı. Aileler adına konuşan Başka Canımız Yok Platformu üyesi Zeynep Kotan, şunları dile getirdi: “Artık sabrımız kalmadı. Sanık avukatlarının ve sanık yakınlarının kışkırtmalarıyla karşı karşıyayız. Gözlerimizin içine bakarak karıncayı bile incitmeyecek bir aile olduklarını iddia ediyorlar. Dün mahkeme başkanı, bir sanık avukatını ‘Müştekileri tahrik etmeyin’ şeklinde uyarmak durumunda kaldı. 8 yakınını kaybetmiş bir babanın acısı ve sözleri hiçe sayılıyor. Bir sanık yakını, müştekilere hakaret etme cüretini gösterebiliyor. Bu sanık yakını, ilk günden beri bizleri provoke etmek için her yolu denemektedir. Duruşma boyunca tek isteğimizin acımıza saygı duyulması olduğunu defalarca belirtmemize rağmen bize bu reva görülüyor. Bizim yegane talebimiz, adil ve şeffaf bir yargı süreci sonunda bütün sorumluların hesap vermesi ve cezalandırılmasıdır. Bu davadan öyle bir emsal karar çıkmalı ki, artık herkes attığı imzanın sorumluluğunu bilsin. Bu emsal karar yalnızca biz aileler için değil, bütün Türkiye’nin güvenli geleceği için büyük önem arz etmektedir. Yüce mahkemenin adaletine olan inancımız tamdır.”

Exit mobile version