İSTANBUL (AA) – İstanbul Büyükşehir Belediyesini (İBB) hedef alan yolsuzluk soruşturması kapsamında, aralarında İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu ve İBB Başkan Danışmanı ile Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un şoförlerinin de bulunduğu 8 zanlı için tutuklama istenen sevk yazısının detaylarına ulaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma, görevinden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da dahil olduğu şüphelilere yönelik “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” gibi ciddi suçlamaları içeriyor ve soruşturma süreci devam ediyor.
Savcılığın mahkemeye gönderdiği sevk yazısında, şüpheliler Mustafa Bostancı, Sabri Caner Kırca, Kadir Öztürk ve Hüseyin Yurddaş’ın, sırasıyla Fatih Keleş, Kadriye Kasapoğlu, Murat Ongun ve İbrahim Özkan’ın şoförleri olduğu belirtildi. Yazıda, bu şoförlerin işverenleri konumundaki kişilerle uzun süreli ve yakın bir çalışma ilişkisi içinde oldukları ifade edildi. İddialara göre, bu şoförler mesleki görevlerinin ötesine geçerek Keleş, Kasapoğlu, Ongun ve Özkan’ın birçok eylemine aracılık etti. Rüşvet veya irtikap adı altında toplanan paraları doğrudan elden teslim alıp naklettikleri, işverenleriyle olan güvene dayalı ilişkileri göz önüne alındığında, bu para ve değerli eşyaların suç geliri olduğunu bilmemelerinin yaşamın doğal akışıyla bağdaşmadığı vurgulandı.
Sevk metnine göre, şoförlerin bu eylemleri, kendileriyle aynı mesleği yapan B.Y. isimli bir tanığın ifadeleriyle deşifre oldu. B.Y.’nin konumu itibarıyla anlattığı olaylara hakim olduğu, ifadesinin yer, zaman ve mekan gibi ayrıntılar içerdiği ve diğer şüpheliler tarafından da kısmen doğrulandığı aktarıldı. Bu nedenle, Bostancı, Kırca, Öztürk ve Yurddaş’ın “rüşvete aracılık etmek” ve “örgüte üye olmak” suçlarını işlediklerine dair kuvvetli bir suç şüphesi bulunduğu kaydedildi.
Soruşturma dosyasında, şüpheli Ümit Polat’ın bir dönem İstanbul Ağaç AŞ’de satın alma müdürü olarak görev yaptığı bilgisi yer aldı. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan şüpheliler Dinçer Kantar, Ali İhsan Mengir, Alaeddin Vardar, Tamer Gümüş, Yücel Mengir, Fikret Baydemir, Ensar Güney ve Adem Yavuz’un ifadelerine atıfta bulunuldu. Bu ifadelere göre Polat, görev süresince çalıştığı kurumla iş yapan ve ihale alan firma sahiplerinden, dönemin Ağaç AŞ Genel Müdürü olan diğer şüpheli Ali Sukas ile birlikte hareket ederek usulsüz para talep etti. Polat’ın bu paraların bir bölümünü elden aldığı, kalanını ise Ali Sukas ve Murat Or’a yönlendirdiği belirtilirken, tanıkların beyanlarının kendi içinde tutarlı olduğu ifade edildi. Ümit Polat’a usulsüz para verdiğini öne süren kişilerin, ilgili tarihlerde Polat ile ortak baz istasyonu kayıtlarının bulunduğu da delil olarak sunuldu. Polat’ın savunmalarının ise sadece inkara dayalı olduğu gerekçesiyle itibar edilmediği, delil toplama sürecinin sürdüğü ve şüphelinin delilleri karartma ile kaçma ihtimali bulunduğu belirtildi.
Dosyadaki bir diğer şüpheli olan Murat Or’un, Ali Sukas’ın özel kalemi olarak çalıştığı kaydedildi. Kantar, Yücel Mengir, Baydemir ve Yavuz gibi isimler, yaptıkları işler karşılığında kendilerinden talep edilen paraları, Sukas’a iletilmek üzere bizzat Murat Or’a elden verdiklerini beyan etti. Usulsüz para ödediklerini söyleyen bu kişilerin, paraları çektikleri günlere ait dekontları da dosyaya ekledikleri vurgulandı. Yazıda, Or’un Sukas’ın emir ve yönlendirmesiyle hareket ederek kurumda kurulan rüşvet çarkının önemli bir figürü olduğu değerlendirmesi yapıldı.
Benzer şekilde, Ağaç AŞ’de satın alma şefi olan Fatih Yağcı’nın da Ali Sukas’ın talimatlarıyla hareket ettiği iddia edildi. Yağcı’nın, hangi ürünün hangi firmada olduğunu belirleyerek ihale süreçlerini organize ettiği, para alınabilecek şirketlerin ihaleleri kazanmasını sağlamada kritik bir rol üstlendiği ve böylece rüşvet mekanizmasının önemli bir parçası haline geldiği öne sürüldü.
Sevk yazısında dikkat çeken bir diğer iddia ise Baki Aydöner ile ilgiliydi. Şüpheli Serbülent Danış’ın ifadesine göre, Baki Aydöner, Danış’a İBB’den aldığı ihalelerdeki hak edişlerinin zamanında ödenmesi için “sisteme” para aktarması gerektiğini söyledi. Nakit sıkıntısı çektiğini belirten Danış’ın ise bu ödeme karşılığında taşınmaz devri yapmayı teklif ettiği, bunun üzerine Baki Aydöner’in kardeşi olan şüpheli Bulut Aydöner adına kayıtlı şirkete Şile’deki iki mülkü bedelsiz olarak devrettiği ve bu işlem sonrası ödemelerini tam olarak aldığı anlatıldı.
Referans yazısının devamında şu çarpıcı ifadelere yer verildi: “Söz konusu taşınmaz devirleri sonrası, bizzat örgüt lideri Ekrem İmamoğlu’nun Baki’ye ‘Yapılan bu taşınmaz devirleri için geçmişe yönelik sözleşme hazırlaması, yakında kendilerine operasyon olabileceği ve bu usulsüzlüğün resmi görünüme kavuşturulması’ talimatı verdiği iddiası mevcuttur. Kamu görevlisi olan örgüt liderinin bilgisi dahilinde alındığı anlaşılan rüşvet eylemine şüpheli Bulut Aydöner’in aracılık ettiği, alınan ifadeler, tapu kayıtları ve devir karşılığında herhangi bir ödeme yapıldığını gösteren EFT-havale veya sözleşme bulunmamasıyla sabittir. Bu durum, iddia ile eylemin birbirini doğruladığını göstermektedir.”
Sonuç olarak savcılık, şüpheliler Bulut Aydöner, Fatih Yağcı, Hüseyin Yurddaş, Kadir Öztürk, Murat Or, Mustafa Bostancı, Sabri Caner Kırca ve Ümit Polat’ın üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların ve tutuklama nedenlerinin varlığını belirterek, bu 8 şüphelinin tutuklanmasına karar verilmesini talep etti.