Otel Yangını Davasında Yüksek Yargıcın İsyanı: Bakanlığın Soruşturma Engeline Sert Tepki

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangın davasının altıncı duruşmasında, faciada oğlu Yiğit Gençbay’ı yitiren Danıştay 9. Daire Ceza Başkanı Abdurrahman Gençbay, Turizm Bakanlığı’nın soruşturma izni vermemesini sert bir dille eleştirdi. Gençbay, “Kamu görevlilerinin birinci derecede sorumlu olduğu bir noktada, Turizm Bakanlığı, ‘bunlar benim kıymetlilerim’ dercesine soruşturma izni vermiyor. Merak ediyorum, Turizm Bakanlığı koltuğunda oturan bu şahıs neyi amaçlıyor?” diye sordu. Gençbay ailesinin avukatı Mehmet Eren Turan ise “Turizm Bakanı’nın tanık sıfatıyla dinlenmesini ve bu izni hangi gerekçeyle vermediğini mahkeme huzurunda açıklamasını talep ediyoruz. Kendisi atanmış bir kişi olduğu için bunun önünde yasal bir engel bulunmamaktadır” şeklinde bir talepte bulundu.

Bolu Kartalkaya’da yer alan Grand Kartal Otel’de yaşanan ve 78 kişinin hayatını kaybetmesine, 133 kişinin de yaralanmasına yol açan yangınla ilgili, 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından altıncı gününde sürdürülüyor. Adliye binasının fiziki yetersizliği sebebiyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda gerçekleştiriliyor.

Davanın ilk beş gününde 32 sanığın tamamının ifadeleri alınarak çapraz sorguları yapıldı. Bugünkü oturum ise müştekilerin beyanları ile başladı. Duruşmada, yangında doktor olan oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Daire Ceza Başkanı Abdurrahman Gençbay’ın ifadeleri dinlendi. Gençbay, şunları dile getirdi:

“Beş gün boyunca duruşmayı takip ettim. Karşılaştığım tablo, zaten yanmakta olan yüreğimizi daha da dağladı. Biz buraya bir mahalle kavgası için toplanmadık; bize emanet edilen canların hesabı için buradayız. Sanıklardan, avukatlarından ve müştekilerden bu bilinçle davranmalarını umardım. Otelde konaklayan misafirler, adeta ev sahipleri tarafından uykularında katledildi. Müşteki yakınlarının en insani tepkilerine dahi tahammül gösteremediler ve sanık yakınları tarafından ağza alınmayacak hakaretlere maruz kaldılar. Hâlbuki bu acılı insanları anlamaya çalışmaları gerekirdi. Görüyorum ki sanıkların tümü kendilerini masum, adeta damat ve kızlar gibi görüyor.

### “EVLATLARIMIZ, HİÇ TANIMADIKLARI İNSANLAR İÇİN CANLARINI FEDA ETTİ”

Benim oğlum ve onun gibi sevdiğim çocukluk arkadaşı, hiç tanımadıkları insanlar için can verdiler. Emine Hanım, onlar sizin karşı odanızda kalıyorlardı ve sizin gibi odalarından çıktılar. Ne benim evladımın odasında ne de sizin odanızda duman izi dahi yoktu. Odalarında kalsalardı muhtemelen hiçbir şey olmayacaktı. Ancak dışarıdaki çocuk çığlıklarını duyunca bir an bile tereddüt etmeden ateşin içine daldılar. Görgü tanıkları, insanları kurtarmak için kendilerini nasıl paraladıklarını anlatıyor. Bu iki genç, işte bu kadar soylu ruhlara sahipti. Bizim çocuklarımız, hiç tanımadıkları insanlar uğruna hayatlarından vazgeçtiler. Oğlum intörn doktordu; 2 ay önce arkadaşları mezun oldu ve ben hepsinin mezuniyetini kahrolarak izledim. Benzer bir durumu yaşasam, herhalde o otelin en üst katından kendimi aşağı atardım, gidip karşı otelde meyve yemezdim.

### “BU ORGANİZE KÖTÜLÜĞÜ BİR AŞÇI YAMAĞINA YIKMAKTAN ÇEKİNMİYORLAR”

Halit Ergül’ü dinledikten sonra, bu harami düzenini kuran kişinin Halit Ergül olduğuna kanaat getirdim. Hayatımda böyle bir otel işletmeciliği görmedim. Genel müdür, ‘genel müdürüm’ demeye çekiniyor, bu unvanı ‘silah ruhsatı’ için kullandığını söylüyor. Burada aynı zamanda organize bir vergi kaçakçılığı da söz konusu. Buradan çıkar çıkmaz Hazine ve Maliye Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunacağım. Herkes sorumluluğu bir başkasına atıyor. Bu denli organize bir kötülüğü bir aşçı yamağının üzerine yıkmaktan vicdanları sızlamıyor. Bu durumu heyetinizin takdirine sunuyorum. Bu davada yargılanması gereken Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve valiler gibi hesap vermesi gereken daha pek çok isim var.

Bu dava, her açıdan tarihe geçecek bir davadır. Bu dava, toplumdaki cezasızlık algısının yok edildiği, ‘yapanın yanına kâr kalır’ anlayışının yerle bir edildiği bir dava olacaktır. Bu yargılama neticesinde verilecek karar, hukuk tarihinde bir altın sayfa olarak anılacaktır. Mahkeme dışı etkenlerin yargılamayı engellemek yerine, sürecin önünü açması gerekmektedir. Bu yangın, dünya kayıtlarına geçen en büyük 6. otel yangınıdır. Otel sahipleri, belediye ve özel idare yetkilileri, özellikle denetim ve gözetimden sorumlu olan Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri, şüphelilerin başında yer almaktadır.

### “TURİZM BAKANLIĞI’NIN BAŞINDAKİ BU KİŞİ NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?”

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebine karşın Turizm Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmemiştir. Yapılan itirazlara rağmen bu karar değişmemiştir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, 12 Mayıs 2025 tarihinde Danıştay’ın 157. kuruluş yıl dönümünde, ‘Son dönemde milletimizi en çok rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız: Yapanın yanına kâr kalıyor türü ön kabullerin toplumda yerleşmesine hiçbir sebeple izin vermeyeceğiz’ demiştir. Daha geçen hafta Adalet Bakanı, ‘kamu görevlileri de dâhil olmak üzere herkes denetime tabidir’ açıklamasını yaptı. Kamu görevlilerinin birincil derecede sorumlu olduğu gerekçesiyle ‘Turizm Bakan Yardımcısı hakkında soruşturma izni istiyorum’ denildiğinde, Turizm Bakanlığı adeta ‘onlar benim değerli personelim’ diyerek bu izni vermiyor. Soruyorum, Turizm Bakanlığı koltuğunda oturan bu kişi ne yapmak istiyor? Mahkemenin yargılamasına gölge düşürebilecek her türlü baskı ve işlemden uzak durulmalıdır.

### “ZİNCİRLEME İHMALLER FACİAYI GETİRDİ”

Bu olayda herkes, payına düşen sorumluluk oranında ceza almalıdır. Eğer bu zincirdeki halkalardan biri işini doğru yapsaydı, belki de zincir kopacak ve bu facia hiç yaşanmayacaktı. Bu nedenle ben buna ‘organize kötülük’ diyorum. Bu, üç perdeli bir trajedidir. İlk perdede, bir bölümüne itfaiye aracının bile giremediği bir binaya belediye tarafından birden fazla yangına uygunluk belgesi veriliyor. Otelde afet yönetim planlamasının en temel unsurları dahi mevcut değil. Lüks araçların çıkarılması için otopark kapılarının sonuna kadar açılmasıyla yangının yayılımı hızlandırılıyor ve zehirli gazlar tüm oteli sarıyor. İtfaiye tarafından otelin ‘kibrit kutusu’ gibi olduğu bilinmesine rağmen, bitişiğindeki kafeye ‘yangına uygunluk’ raporu verilerek ikinci bir yangına zemin hazırlanmıştır. İkinci perde, otel işletmecilerinin kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verdiği ‘altın 10 dakika’ bölümüdür. Otel sahipleri, yakınları ve ayrıcalıklı kişilerin tahliye edildiği, hiçbirinin kılına dahi zarar gelmeden kurtarıldığı bu süreçte, görsel ve işitsel tahliye uyarılarının çalıştırılması yerine bireysel kurtarma eylemlerinin yapıldığını görüyorum. Oteldeki uyarı sistemlerinin bilinçli olarak kapatıldığı anlaşılmıştır. Yangın başladığında, insanları sesli panik uyarısıyla haberdar etme imkânı varken bunun yapılmadığı açıktır.

### “TÜM VALİLER NEDEN SORUŞTURMAYA DAHİL EDİLMEDİ?”

Yargı yolu kapatılan diğer kamu görevlisi şüphelilerle ilgili süreci de takip etmekteyiz. Bu otelin kuruluşundan bugüne dek görev yapan tüm valiler neden bu soruşturmaya dahil edilmemiştir? İçişleri Bakanlığı, belediye görevlilerini soruştururken valileri soruşturma dışı bırakmıştır. Biz, valilerle ilgili iddiamızın arkasındayız ve İçişleri Bakanlığı’na başvurumuz sürmektedir. Bu oteli denetlemeyen Çalışma Bakanlığı yetkilileri hakkında da soruşturma izni talep edilmiş, ancak henüz bir cevap alınamamıştır. Biz, bu isimlerin tamamının yargılanması için elimizden geleni yapacağız. Bolu Belediyesi, itfaiye aracına uygun yol ve alan sağlamaması ve yangına uygunluk belgesi vermesi aşamasında sorumludur. Bolu İl Özel İdaresi ve Valisi, yangın tedbirlerini denetlememiştir. Otelin kurulduğu günden bu yana görev yapmış tüm valiler de sorumluluk taşımaktadır. Sonuç olarak, yangını önleme konusunda pek çok kamu kurumunun sorumluluğu olduğu ortadadır. İdarenin varlık sebebi olan görevlerini yapmaması veya geç yapması, cezai yaptırımı gerektirir.

### “TURİZM BAKANI’NIN ŞİRKETİ ETS, NEDEN DENETİM YAPSIN Kİ?”

Bu organize kötülükte belki de en büyük pay, otelin Avrupa standartlarına uygun hale getirilmemesidir. Bu olaydan sonra Marmaris’ten bir otel sahibi bana ulaştı ve şöyle dedi: ‘Benim otelimi denetlemeye Turizm Bakanlığı gelmez, uğramaz bile. Ancak İngiliz tur şirketi gelir, denetler ve yapmam gereken 13 maddeyi sıraladıktan sonra misafirlerini getirir. Senin evladının can verdiği otele müşterilerin yüzde 35’ini getiren ETS tur şirketi, hiç böyle bir denetim yapmış mı?’ Turizm Bakanı’nın kendi tur şirketi olan ETS, neden denetim yapsın ki? Yüce mahkemeye burada çok büyük bir görev düşüyor; yükünüz çok ağır. Bolu’da hakimlerin olduğunu tüm dünyaya gösterin.”

#### AVUKAT TURAN: “BAKAN, İZNİ HANGİ GEREKÇEYLE VERMEDİĞİNİ AÇIKLASIN”

Gençbay’ın açıklamaları, salondaki müştekiler tarafından alkışlandı. Ardından söz alan Gençbay ailesinin avukatı Mehmet Eren Turan, özetle şu ifadeleri kullandı:

“Ben bu oteli bir krematoryuma benzetiyorum. İçine ölülerin konulması gereken bir yere, misafirler habersizce yerleştirilmiştir. Turizm Bakanı, kendi bakanlık yetkilileri için soruşturma izni vermemiştir. Bakanın tanık olarak dinlenmesini ve bu izni hangi gerekçelerle reddettiğini mahkeme huzurunda anlatmasını istiyoruz. Kendisi seçilmiş değil, atanmış olduğu için bunun önünde bir engel yoktur. En kıdemsizinden en kıdemlisine kadar herkes tüm sorumluluğu otel sahibi Halit Ergül’e yıkmaya çalışıyor. Ancak bu olayda herkesin payına düşen bir sorumluluk vardır. Ölü sayısının artmasının asıl nedeni, yangın uyarı sisteminin kapatılmasıdır. Diğer yandan, HTS kayıtları incelendiğinde, sanıklar Kadir Özdemir, İrfan Acar ve Ahmet Demir’in telefon görüşmelerinde White Fox’a verilecek yangın raporu hakkında konuştukları anlaşılmaktadır. Bizce sanık İrfan, oraya hiç gitmeden bu raporu düzenlemiştir. Fikir ve eylem birliği içinde hareket eden tüm sanıkların olası kast ile cezalandırılmalarını talep ediyoruz.”

#### BEŞ GÜN BOYUNCA 32 SANIK DİNLENDİ

Duruşmanın ilk günkü 15 saatlik oturumunda, tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü Ahmet Demir, tutuksuz sanık FQC Global Sertifikasyon A.Ş. çalışanı Aleyna Beşinci, tutuksuz sanık Ali Ağaoğlu, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü Yeliz Erdoğan ile Grand Kartal ve Gazelle Otel’in teknik personelleri tutuklu sanıklar Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve tutuksuz sanık Bayram Ütkü’nün ifadeleri alındı.

İkinci gün 12 saat süren duruşmada, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Selen İlçe Özel İdare Müdürü ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel, tutuklu sanık Grand Kartal’ın muhasebe elemanlarından Cemal Özer, tutuklu sanık Grand Kartal Otel’in muhasebe müdürü Kadir Özdemir, tutuksuz sanık LPG tesisatı incelemesi yapan Aygaz çalışanı Doğan Aydın, Aygaz A.Ş.’de teknik servisçi olarak çalışan tutuklu sanık Muharrem Şen, tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan, Gazelle Otel’de iş güvenliği uzmanı olarak görev yapan tutuksuz sanıklardan Kübra Demir ve otel sahibi Halit Ergül’ün damadı olan tutuklu sanık Emir Aras savunma yaptı.

Üçüncü gün 14 saatlik duruşmada ise tutuksuz sanıklardan muhasebe müdürü yardımcısı Mehmet Salun, tutuklu sanıklardan Grand Kartal Otel’in müdürü Zeki Yılmaz, otel sahibi Halit Ergül’ün kızı ve otelin ortaklarından Ceyda Hacıbekiroğlu, otelin yönetim kurulu üyesi ve Halit Ergül’ün kızı Elif Aras, Halit Ergül’ün eşi ve otel ortaklarından Emine Murtezaoğlu Ergül ile otelin aşçılarından tutuklu sanık Faysal Yaver dinlendi.

Dördüncü gün 13 saat süren duruşmada ise Grand Kartal Otel’in baş aşçısı ve aynı zamanda hem müşteki hem de müşteki tutuksuz sanık olan Reşat Bölük, resepsiyonistlerden tutuksuz sanık Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve White Fox kafenin kiracısı tutuksuz sanık İbrahim Polat, Mudurnu Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili tutuksuz sanık İsmail Karagöz ve son olarak otel sahibi ve yönetim kurulu başkanı tutuklu sanık Halit Ergül savunma yaptı.

Beşinci günde ise tutuksuz sanıklardan itfaiye eri İrfan Acar, tutuklu sanıklardan Bolu Belediyesi İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve son olarak tutuklu sanık Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener’in ifadeleri alındı.