Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – Çin’in okyanus tabanı araştırmalarına yönelik artan yatırımları, son yıllarda faaliyet alanını çarpıcı bir şekilde genişletti. Önceleri kendi kıyılarına yakın bölgelerde yoğunlaşan bu gemiler, artık Pasifik Okyanusu’nun batı kesimlerinde, Çin ordusunun stratejik ilgi alanlarına giren bölgelerde veri topluyor. Bu çalışmalar, deniz biyolojisi ve iklim değişikliğinin etkileri gibi konularda değerli bilimsel bilgiler sunma potansiyeli taşısa da, ABD merkezli New York Times gazetesinin bir haberine göre, toplanan verilerin askeri amaçlarla kullanılabileceği endişesi hakim. Gazete, bu bulguların Çin’in gelecekteki denizaltı operasyonlarını planlaması veya Amerikan denizaltılarını daha etkin bir şekilde izlemesi gibi konularda kritik rol oynayabileceğine işaret etti.
Washington ve Yeni Zelanda’da ofisleri bulunan Starboard Maritime Intelligence adlı şirketin paylaştığı gemi takip verileri, Çin’e ait araştırma gemilerinin Tayvan’ın doğu kıyıları ile Filipinler’in batısında yer alan Guam Adası civarında yoğunlaştığını ortaya koyuyor. Bu bölgelerin, Çin donanması açısından da stratejik olarak hayati bir öneme sahip olduğu bilinen bir gerçek.
**VERİLERİN ASKERİ AMAÇLI KULLANIMI İDDİASI**
New York Times, Starboard verilerini ve gemilerdeki bilim insanlarının yayımladığı raporları analiz ederek, yürütülen çalışmaların olası bir askeri harekat için zemin hazırlayabilecek bulgular içerdiği iddiasını gündeme getirdi. Starboard’ın verilerine göre, sonar ve derin deniz numune alma cihazlarıyla donatılan Xiang Yang Hong 6 ve beş diğer Çin araştırma gemisi, geçen sene içerisinde Tayvan’ın doğu kıyısı boyunca tam 25 kez geçiş yaptı. Aynı zaman diliminde, Çin gemileri ana karadan oldukça uzaklaşarak ABD toprağı olan Guam Adası çevresindeki suları taradı ve adanın hem doğu hem de batı kısımlarında derin deniz araştırmaları yürüttü. Gemilerin, belirlenen bölgelerde geniş bir alanı taramak amacıyla paralel rotalar izlediği gözlemlendi.
Açık kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Tansuo No. 1 gibi bazı araştırma gemileri, gelişmiş sonar sistemlerinin yanı sıra yaklaşık 6 kilometre derinliğe inebilen basınca dayanıklı insanlı denizaltılar da taşıyor. Ek olarak, filodaki bazı gemilerde deniz dronları ve su altı planörleri gibi otonom araçlar da bulunuyor.
Çin’in okyanus araştırmalarında askeri gemiler yerine sivil araştırma gemilerini tercih etmesi dikkat çekici bir strateji. Devlet kurumları, üniversiteler ve araştırma enstitüleri tarafından işletilen bu gemiler, askeri platformlara kıyasla daha az dikkat çektiği için Çin’e hassas sularda daha fazla hareket serbestisi sağlıyor. Bu yaklaşım, Çin’in bir yandan bilimsel amaçlı araştırmalar yürütürken diğer yandan askeri çıkarlarını gözetmesine olanak tanıyor; böylece Pekin, hem bilimsel veri tabanını zenginleştiriyor hem de stratejik öneme sahip sulardaki varlığını artırıyor.
**OLASI BİR ÇATIŞMA SENARYOSUNDA STRATEJİK NOKTALAR**
Geçtiğimiz şubat ayında, Çin tarafından işletilen araştırma gemilerinin Tayvan’ın doğu kıyılarında yaklaşık 5 gün süren bir çalışma yürüttüğü rapor edildi. Bunu takip eden aylarda, 5 farklı gemi daha aynı bölgelerde araştırma faaliyetlerine dahil oldu. Düşük süratle seyreden bu gemiler, gelişmiş sonar sistemleri başta olmak üzere çeşitli teknolojilerle deniz tabanının haritasını çıkardı. Gemilerin hiçbiri Tayvan’ın deniz sınırlarını ihlal etmediği için, bu durum Taipei’nin resmi bir itirazda bulunmasını engelledi. Tayvan’ın doğu kıyılarının kritik hava ve deniz üslerine ev sahipliği yapması, olası bir savaş durumunda bu bölgeyi Çin donanması için öncelikli bir hedef haline getiriyor.
Uzmanlara göre, Tayvan’ın doğu kıyısı boyunca uzanan sıcak su akıntılarının yarattığı karmaşık oşinografik koşullar, bölgedeki denizaltı seyrüseferini oldukça zorlaştırıyor. Çinli askeri araştırmacılar tarafından 2010 yılında kaleme alınan bir çalışmada, bu akıntıları anlamanın Çin’in ‘düşmanlarından daha iyi saklanmasına ve onlara daha etkili saldırmasına’ olanak tanıyacağı belirtilmişti. George Washington Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve eski bir ABD Donanması istihbarat subayı olan J. Michael Dahm, Çin gemilerinin topladığı verilerin önemini şöyle açıklıyor: “Burada elde edilen bilgilere sahip olmak, bir denizaltının gizlenmesi için bir yerin uygun olup olmadığını anlamanıza yardımcı olabilir.”
**GUAM YAKININDAKİ FAALİYETLERİN GERÇEK NEDENİ**
Geçen yılın başlarından itibaren Çin gemileri, Amerikan bombardıman uçakları, denizaltıları, deniz piyadeleri ve radar sistemleri gibi kritik askeri unsurlara ev sahipliği yapan Guam Adası çevresindeki denizlerde de araştırmalara başladı. ABD’ye bağlı bu ada etrafındaki araştırmaların maden arama amaçlı olabileceği öne sürülse de, Hawaii Üniversitesi’nden emekli deniz araştırmacısı Christopher Kelley bu tezi zayıflatıyor. Kelley, “Çin gemilerinin araştırma yaptığı Guam’ın batısındaki sular, mineral arama için öncelikli bir bölge olarak görülmüyor. Dolayısıyla bu araştırmaların altında başka nedenler yatıyor olabilir” şeklinde konuştu.
Hudson Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı ve eski bir ABD Donanması denizaltı subayı olan Bryan Clark ise, Çin araştırma gemilerinin denizaltı iletişim kablolarını ve ABD’nin denizaltı tespit sistemlerini haritalandırmaya yardımcı olabileceğini öne sürdü. Clark, “Çinlilerin, olası bir çatışma öncesinde denizaltıların bölgedeki etkin kullanımı için hazırlık yaptığını görebiliyoruz. Bir savaş durumunda bu bölgelerde aniden belirerek ABD güçlerine saldırabilir ve ciddi güvenlik tehditleri yaratabilirler” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukuk, sivil araştırma gemilerinin uluslararası sularda ve izin almak şartıyla diğer ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerinde faaliyet göstermesine olanak tanıyor. Ancak, Çin’e ait gemilerin bölgedeki varlığını her geçen gün artırması ve bu çalışmaların askeri amaçlar taşıyabileceği yönündeki iddialar, Asya-Pasifik’te endişeleri tırmandırıyor. Endişelere rağmen Çin’in araştırma faaliyetleri sürüyor. Nitekim geçtiğimiz ay, Çin araştırma gemileri Guam’ın doğusundaki sulara geri dönerek bölgede yeniden incelemelere başladı. Bölgedeki tansiyon yükselmeye devam ederken, bu sürecin gelecekte nasıl bir yöne evrileceğini ise zaman gösterecek.