Ramsey ve Kip markalarının çoğunluk hissesine sahip olan Remzi Gür ile merhum ortağı Hüseyin Doğan’ın ailesi arasında yaşanan pay anlaşmazlığı, adli bir boyuta ulaştı. Doğan ailesi, yasal haklarının kendilerine verilmediğini öne sürerek 10’dan fazla dava başlattı. Merhum Doğan’ın kızları Esma Doğan ve Beyza Burnaz, meselenin aile içinde çözümü için büyük gayret gösterdiklerini ancak sonunda hukuki yollara başvurmaktan başka çareleri kalmadığını ifade etti. İki kardeş, “Babamızdan kalan mirası korumaya çalıştığımız için dışlandık ve hakarete uğradık. Finansal olarak desteksiz bırakıldık ve hakkımız gasp edildi” şeklinde konuştu. Grubun yönetimini babası Remzi Gür’den devralan Yasemin Gür Solmaz ise konuya ilişkin, “Bu tür bir polemiğe dahil olmak istemiyorum. Keşke olaylar bu noktaya gelmeseydi” demekle yetindi.
Remzi Gür, yükseköğrenim için gittiği Londra’da 1971 senesinde kendi şirketini kurarak hazır giyim imalatına adım atmıştı. Erkek giyim markası Ramsey’in temelleri de yine Londra’da atılırken, Gür’ün ortakları eşinin kardeşleri olan Hasan Doğan ve Hüseyin Doğan idi. Ramsey ve KİP markalarını çatısı altında toplayan Gürmen Group’ta Doğan kardeşlerin her birinin yüzde 16’lık payı bulunuyordu. Şirketin çoğunluk hissesi ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan Remzi Gür ve ailesinin kontrolündeydi.
**Hasan Doğan 2008’de, Hüseyin Doğan 2016’da Vefat Etti**
Grubun kurucu ortaklarından ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Hasan Doğan, aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı görevini yürütürken Temmuz 2008’de Bodrum’da geçirdiği kalp krizi sonucu yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Diğer kurucu ortak Hüseyin Doğan ise 1991-2004 döneminde Gürmen Giyim Sanayi’nin Kastamonu Merkez, Araç ve Karabük Safranbolu’daki hazır giyim-tekstil fabrikası yatırımlarının gerçekleştirilmesinde ve idaresinde aktif rol oynamıştı. 2005 yılından sonra Gürmen Giyim Sanayi’nin markalaşma ve perakendecilik yapılanmasının yönetimini devraldı. Hazır giyimden enerjiye kadar çeşitli alanlarda faaliyet gösteren Gürmen Group’un İcra Kurulu Başkanlığı’nı da yürüten Hüseyin Doğan, 2013 ile 2015 yılları arasında Birleşmiş Markalar Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi. Ancak 2015’ten sonraki süreç Hüseyin Doğan için sağlık sorunlarıyla geçti ve Nisan 2016’da vefat etti.
**Örnek Gösterilen Ortaklık Sona Erdi**
Bir zamanlar iş dünyasında Gür ve Doğan ailelerinin işbirliği, örnek bir ortaklık olarak görülüyordu. Fakat bu birlikteliğin, Hüseyin Doğan’ın vefatının ardından bozulduğu anlaşılıyor. Hüseyin Doğan’ın vefatıyla gruptaki hisseleri yasal mirasçıları olan eşi Fatma Nursel Doğan ve kızları Beyza Burnaz, Esma Doğan, Şeyma Doğan ile Kübra Doğan Erkoç’a intikal etti. Ancak Doğan ailesi, haklarını alamadıkları iddiasıyla ondan fazla hukuki süreç başlattı.
**Doğan’ın Kızları Yaşananları Anlattı**
Necla Dalan’ın Patronlar Dünyası’nda yer alan haberine göre, yasal yollara başvuran aile üyeleri Nursel Fatma Doğan, Esma Doğan, Şeyma Doğan ve Beyza Burnaz’dan oluşuyor. Ablaları Kübra Yılmaz Erkoç ise kardeşlerine manevi destek verirken, hukuki süreçlerin dışında kalmayı tercih ediyor. Ailenin Remzi Gür ve şirketlerine karşı açtığı dava sayısı 11’e ulaşmış durumda ve ek olarak bir de savcılık soruşturması devam ediyor. Doğan kardeşlerin iddiaları ve Remzi Gür’ün kızı ve Gürmen’in yeni yönetim kurulu başkanı Yasemin Gür Solmaz’ın yanıtları haberde yer alıyor.
**”Yalnız Bırakıldık, Görmezden Gelindik”**
Esma Doğan ve Beyza Burnaz, meselenin aile içinde çözülmesi için çabaladıklarını ancak maddi ve manevi olarak yıprandıkları için yasal mücadele başlatmak zorunda kaldıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Babamız Hüseyin Doğan Nisan 2016’da vefat ettiğinde, bizler 20’li yaşlarında dört kız kardeştik. Zamanla babamızın eksikliğinin yanı sıra finansal haklarımızı alamamanın getirdiği güçlüklerle başa çıkmak için hukuki yolları seçtik. Vefatının ardından azınlık hissedar olmamız bahane edilerek finansal olarak ihmal edildik ve adeta görmezden gelindik. Odak noktamız hiçbir zaman para olmadı; asıl mesele sürekli ve sistematik bir şekilde hakkımızın yenmesiydi. Babamızın emanetine sahip çıktığımız için dışlandık, hakaretlere ve tehditlere maruz kaldık.”
**”Hisselerimiz Karşılıksız Alındı”**
“Babamız hayattayken Remzi Gür’e defalarca finansal destek sağlamış, önemli miktarlarda borç vermiş olmasına rağmen bu yardımlar hiç gündeme getirilmedi. Tam tersine, sanki biz borç talep ediyormuşuz gibi bir izlenim yaratılmaya çalışıldı. Babamızın vefatından sadece birkaç yıl sonra, grup şirketlerimizden birindeki hisselerimiz bedelsiz olarak elimizden alındı. Bu hisseler inançlı temlik yoluyla korunuyor olmasına rağmen, mahkemelerde bu durumu dahi inkâr ediyorlar.”
**”Aslanlı Köşk’ten Bile Gelirleri Var”**
“2019 yılında taleplerimizi dile getirmeye başladığımızda sürekli aynı bahaneyle karşılaştık: para yok. Bize yapılan ödemeler yoksulluk sınırının bile altındaydı. Remzi Gür, çok sayıda gayrimenkulü olan oldukça varlıklı bir iş insanı olmasına rağmen, senelerce bizi sadece susturma amacı güden çok düşük meblağlarda ödemeler yaptı. Üstelik, Aslanlı Köşk gibi değerli bir mülke sahipti ve bu yalıyı dizi setlerine kiralayarak hala yüksek gelirler elde ediyorlar. Son olarak taleplerimiz karşısında ‘Ne yaparsanız yapın, bu ödeme yapılmayacak’ denildi. Avukatımıza da benzer şekilde, ‘Paramız yok, ödeme yapamayız’ gibi katı bir tavır sergilendi.”
**”Tehdit Dolu İfadeler”**
Esma Doğan, “Remzi Gür, babama olan borcunu bize öderken dahi saygısız davrandı. Bir keresinde çekmecesinden bir deste para çıkarıp üzerime fırlattı” dedi. “Şu an devam etmekte olan ondan fazla davamız var. Maalesef, ‘Bu davalarla sizi bitireceğiz’ gibi tehditkar ifadelerle karşılaşıyoruz. Bu mücadeleyi annemizle birlikte beş kadın olarak sürdürüyoruz. En son Remzi Gür, Beyza Burnaz’a ‘Bundan sonra hareketlerine dikkat et’ şeklinde tehdit içeren bir mesaj yolladı. Gürmen Group bugün Yasemin Gür Solmaz liderliğinde kadın liderliği ve dayanışmasıyla öne çıkmaya çalışıyor. Ancak hikâyenin perde arkasında, hakkını yasal yollarla arayan biz beş kadına yönelik sistematik haksızlıklar var.”
**Yasemin Gür Solmaz’dan Cevap**
Konuyla ilgili tartışmalara girmek istemediğini belirten Yasemin Gür Solmaz’ın değerlendirmesi ise şu şekilde: “Büyüklerimizi çok erken yaşta kaybettik. Rahmetli Hasan Bey ve Hüseyin Bey’in babamla sevgi ve güvene dayalı kurdukları harika bir ortaklıkları vardı. Onları kaybettikten sonra, özellikle Covid döneminde bu ortaklığın nasıl devam etmesi gerektiği üzerine yoğun bir şekilde çalıştık. Aile konseyini toplayıp aile anayasası oluşturmak, kurumsal yönetişim ilkelerimizi belirlemek için bir moderatörle bile anlaştık. Amacımız, aile şirketlerinin ekonomi için taşıdığı büyük değeri koruyarak büyüklerimizin mirasını bir sonraki nesle aktarmaktı. Grubun kadın lideri olarak, bu şirketin en iyi şekilde yönetildiğini belirtmek isterim. İki bin çalışanımızla ve tedarikçilerimizle birlikte yaklaşık 20 bin kişilik bir aileyiz. Bu yılı başarıyla tamamlayacağımıza ve gelecek yıllarda yolumuza çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğimize olan inancım tamdır.”