Sana Göre Haber

15 Temmuz’un 9. Yılında Bakan Tunç’tan Değerlendirme: Yargının Darbeye Direnişi ve Yeni Anayasa Vurgusu

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, FETÖ tarafından 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişiminin 9. yıldönümünde Anadolu Ajansına (AA) özel bir mülakat verdi. Türkiye’nin demokrasi geçmişini bir “darbeler tarihi” olarak tanımlayan Bakan Tunç, AK Parti’nin iktidara gelmesiyle ülkede yeni bir sayfa açıldığının altını çizdi.

Bakan Tunç, darbeci ve vesayetçi zihniyetin AK Parti’nin iktidar döneminde de faaliyetlerini sürdürdüğünü belirtti. Bu bağlamda, AK Parti’nin 2001 ve 2008 yıllarında kapatma davalarıyla yüzleştiğini, ardından “27 Nisan e-muhtırası”, “MİT krizi”, “Gezi Parkı olayları”, “FETÖ’nün 17-25 Aralık yargısal darbe teşebbüsü” ve “terör saldırıları” gibi bir dizi olayın yaşandığını anımsattı.

Bu hadiselerin, 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimine giden yolu adım adım hazırladığını vurgulayan Tunç, o gece darbecilerin milletin kendilerine emanet ettiği silahları yine millete karşı kullandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine halkın meydanları doldurduğunu belirten Tunç, “Millet, o gece kendi iradesine sahip çıktı ve sokaklara döküldü. Sayın Cumhurbaşkanımızın tek bir görüntülü mesajı, milletimizin meydanlara inmesine kâfi geldi” şeklinde konuştu.

“15 TEMMUZ’DA YARGI MİLLİ İRADENİN YANINDA DURDU”

Bakan Tunç, milletin o gece darbecilere karşı adeta bir karşı darbe yaptığını vurgulayarak şunları söyledi: “Milletimiz meydanlarda darbecilerle mücadele edip şehitler ve gaziler verirken, Türk yargısı da evlerinde oturmadı. Cumhuriyet savcılarımız ve hakimlerimiz derhal adliyelere intikal ettiler. Darbecilere yönelik gözaltı ve yakalama kararları hızla çıkarıldı, böylece hukuk önünde de bir mücadele başlatıldı. Yargının 15 Temmuz’da millet iradesinin yanında yer alması, Türk yargısının vesayetçi ve darbeci zihniyetten arındığının en net kanıtıdır.”

Geçmişteki 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat postmodern darbelerinde yargının milletin hukukunu korumadığını ve darbecilerin yanında yer aldığını aktaran Tunç, “Peki 15 Temmuz’da Türk yargısı ne yaptı? 27 Mayıs’taki, 12 Eylül’deki veya 28 Şubat’taki gibi davranmadı. 15 Temmuz’da milli iradeye, insan haklarına ve hukuka sahip çıktı. Bu yargı mensuplarının, birilerinin değil, milletin yargısı olduğunu gördük” değerlendirmesini yaptı.

FETÖ İLE HUKUKİ MÜCADELE

Darbe girişiminin ardından FETÖ üyelerine karşı yürütülen hukuki süreçlere dair bilgi veren Tunç, örgütle irtibatı veya iltisakı tespit edilen 127 bin kişinin kamu görevinden çıkarıldığını kaydetti. Bu ihraç kararlarını incelemek üzere Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kurulduğunu hatırlatan Bakan, yapılan başvurular neticesinde yaklaşık 20 bin kişinin görevlerine iade edildiğini ve hak arama yollarının sonuna kadar açık tutulduğunu belirtti.

Yargı sisteminin ceza soruşturmalarında son derece titiz bir süreç işlettiğine dikkat çeken Tunç, şu detayları paylaştı: “Açılan 289 fiili darbe davasının tamamı karara bağlandı. Bu dosyalarda 4 bin 891 sanık hakkında mahkumiyet kararı verildi. Bu kişiler, 15 Temmuz gecesi bizzat silah kullanarak, helikopter veya tank sürerek millete silah doğrulttuğu tespit edilen şahıslardır. Mahkumiyet alan 4 bin 891 kişiden 1634’ü ağırlaştırılmış müebbet, 1366’sı müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Geriye kalan 1891 kişi ise çeşitli sürelerde hapis cezaları aldı. ‘Erler de mahkum edildi’ veya ‘yargılama hataları yapıldı’ gibi eleştirilere karşılık, fiili darbeye katılma suçlamasıyla yargılanan 2 bin 870 kişinin beraat ettiğini belirtmek gerekir. Yargımız, tüm delilleri, görüntü kayıtlarını ve tanık beyanlarını değerlendirerek kılı kırk yaran bir hassasiyetle çalışmaktadır.”

Bu süreçte adalet teşkilatının da FETÖ unsurlarından temizlendiğini ifade eden Tunç, “Adalet teşkilatından 4 bin 6 yargı mensubu ihraç edildi. Mevcut durumda cezaevlerinde FETÖ’den 11 bin 85 hükümlü ve hükümözlü ile 555 tutuklu bulunmaktadır” bilgisini verdi. Tunç, ayrıca haklarında dava açılmış 24 bin kişinin yargılamasının, 58 bin şüphelinin ise soruşturma sürecinin devam ettiğini ekledi.

“FETÖ, DİNİ DUYGULARI SÖMÜREN BİR YAPIDIR”

Bakan Tunç, FETÖ’yü, milletin dini hassasiyetlerini istismar ederek gençleri aldatan ve bu yolla devletin kritik kurumlarını ele geçirmeyi hedefleyen bir örgüt olarak tanımladı. FETÖ’ye karşı daima uyanık olmak gerektiğinin altını çizen Tunç, “Bu nedenle sürekli teyakkuz halinde olmalı, bu tür yapıların yeniden ortaya çıkmasını önleyecek her türlü önlemi almalıyız. Gelecekte benzer karanlık geceler yaşamamak için tüm tedbirlerin alınması şarttır. Yargımız bu konuda özellikle hassastır” dedi.

FETÖ ile ilgili yeni bir ihbar veya delil ortaya çıktığında yargının büyük bir titizlikle hareket ettiğini belirten Tunç, “Milletimizin hak ve hukukunu koruma ve milli iradeye daima sahip çıkma noktasında Türk yargısının 15 Temmuz’daki kahramanca duruşunu unutmamız mümkün değildir” diye ekledi.

“BU MİLLET YENİ BİR ANAYASAYI HAK EDİYOR”

Adalet Bakanı Tunç, darbeleri asla unutmayacaklarını ve bu karanlık girişimleri genç nesillere anlatmayı sürdüreceklerini belirterek, “Çocuklarımız ve gençlerimiz, ne tür bir mücadelenin içinden geçildiğini daima hatırlamalıdır ki, gelecekte aynı tehlikelerle ve karanlık girişimlerle tekrar karşılaşılmasın” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin darbeci ve vesayetçi zihniyetin sonlandırılması konusunda önemli bir mesafe katettiğini ancak bunun yeterli olmadığını vurgulayan Tunç, sözlerini şöyle tamamladı: “Anayasa’daki vesayetçi ruhu temizlemeye yönelik çok büyük bir ilerleme kaydettik. Ancak bu kâfi gelmez. Zira hala darbecilerin kaleme aldığı bir Anayasa ile idare ediliyoruz. Anayasa’nın sadece darbeciler tarafından yazılmış olması bile onu değiştirmek için geçerli bir nedendir. Anayasamızda bugüne dek elde edilen kazanımları koruyarak ve daha ileriye taşıyarak, bu milletin yeni bir anayasayı hak ettiğine inanıyoruz. Türkiye Yüzyılına; demokratik, sivil, katılımcı, darbelere ve vesayetçi anlayışa asla geçit vermeyen bir anayasa ve mevzuatla başlamalıyız.”

Exit mobile version