Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da gerçekleştirilen 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanışında önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken başlıklar şu şekildeydi:
“(Terörsüz Türkiye hedefi) Dostlarımıza ve kardeşlerimize itimat aşılayan, hasımlarımıza ve rakiplerimize ise endişe veren mesajlarımızın hedefine ulaştığını müşahede ediyoruz. (Terör örgütü PKK) MİT Başkanlığımız ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin liderliğinde tesis edilen mekanizma vasıtasıyla, silahların teslim edilme aşamasını sahada titizlikle izledik. Temennimiz, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilerin atılacak adımları iyi niyetle desteklemesidir.
Hiç kimsenin bu süreci sekteye uğratma, engelleme ya da bu denli hayati bir meselede şahsi hesaplar yaparak sabote etme hakkı bulunmamaktadır. Memleketimizin önünde yepyeni bir devrin kapıları açılıyor. ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuzu adım adım gerçeğe dönüştürüyoruz.
86 milyon insanın birliğini ve refahını doğrudan etkileyen kritik bir konuda işi zora sokmanın ve uzlaşmaz bir tavır sergilemenin bedeli ağır olur; milletim bunu kesinlikle affetmez. Bu sürece hâlâ samimi bir ihtiyatla, şüpheyle ve hatta mesafeyle yaklaşanları anlıyor, onların şüphelerini gidermek adına her türlü çabayı gösteriyoruz.
(AK Parti, MHP, DEM Parti) Biz üç parti olarak bu süreci nihayete erdirme konusunda kararlıyız. Yaptığımız her şeyi, başta şehitlerimizin yakınları ve gazilerimiz olmak üzere milletimizin tüm fertlerinin hassasiyetlerini ve gelecekteki menfaatlerini göz önünde bulundurarak yapıyoruz.
Konuyu ideolojik çekişmelerin ve siyasi rekabetin bir aracı haline getirmeyen herkesin, olumlu ya da olumsuz her türlü fikrine sonuna kadar saygılıyız. Ulusal markalarımızı hedef gösteren boykot listeleri yayımlanarak ekonomi programımızın sabote edilmek istendiğini görüyoruz. Küresel çapta kartlar yeniden dağıtılırken, Türkiye iç gündemine hapsedilerek bu değişim rüzgarının dışında bırakılmaya çalışılıyor. Biz kiminle ve hangi güç merkezleriyle mücadele içinde olduğumuzun bilincindeyiz. Bizim karşımızdaki asıl güç kuklalar değil, onları iplerinden tutarak oynatan kuklacılardır.