HABER MERKEZİ – Yayınlanma: 13 Temmuz 2025 16:59
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam’da düzenlediği 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanışında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “ümmetçilik” ile ilgili ifadelerine oldukça sert bir dille karşılık verdi. Erdoğan, “Türk, Kürt ve Arapların kucaklaşmasından bu ülkenin evladı neden rahatsız olur? Çıkmış bizi ümmetçilikle suçluyor. Ümmetin birliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu? Tabii bunlar ümmet bilinci nedir bilmezler. Bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenmemizin neresi yanlış be gafiller,” şeklinde konuştu.
**Haberin Devamı**
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Çok değerli yol arkadaşlarım, teşkilatımızın değerli mensupları, aziz vatandaşlarım, hanımefendiler beyefendiler… AK Parti toplantımızın kapanışında sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Gerçekleştirdiğimiz toplantının ülkemiz, milletimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
İki gün boyunca büyük bir özveriyle çalışan tesis personeli arkadaşlarımızı kutluyorum. Yoğun sıcaklığa rağmen fedakarca görevini icra eden emniyet güçlerimize ve basın mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, samimi ev sahiplikleri dolayısıyla Kızılcahamamlı kardeşlerimize de teşekkür ediyorum.”
**Haberin Devamı**
**“EKSİKLİKLERİMİZİN ÜZERİNE KARARLILIKLA GİDECEĞİZ”**
“Bu yılki formatımızda bir değişikliğe başvurduk. Çalıştayda dikkat çeken hususları genel sekreterimizden temin ettim. Bu konular üzerinde daha fazla durarak eksikliklerimizin üzerine kararlılıkla gideceğiz. Coşkulu marşımızdan diğer tüm düzenlemelere kadar kampımız, eskisinden daha organize ve profesyoneldi. Bu vesileyle Tanıtım ve Medya Başkanlığımızı ayrıca tebrik etmek istiyorum.
AK Parti, geçmişteki tecrübelerden ders alarak ve bir bayrak yarışı anlayışıyla düzenlediği her organizasyonda kendini daha ileri taşıyor. Burada da esasen kendimizle yarış halindeyiz. Gelecekte de yolumuza bu anlayışla devam edeceğiz.
İki gün süren oturumlar boyunca oldukça verimli toplantılar yaptık. Pek çok farklı konuda görüş alışverişinde bulunduk. Ülkemizin gündemindeki meseleleri ve milletimizin karşılaştığı sorunları etraflıca ele aldık. Önümüzdeki döneme dair konuları kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Bakanlarımız, kendi alanlarıyla ilgili görüşlerini paylaşarak yöneltilen soruları cevapladı.
Terörden arındırılmış bir Türkiye hedefinde gelinen nokta, şüphesiz en mühim başlığımızdı. Bunun yanı sıra diğer önemli başlıklarda da arkadaşlarımız tarafından bilgilendirmeler yapıldı. Biz de katılımcı arkadaşlarımızla bir araya gelme fırsatı bulduk. Toplantımıza sunumları ve sorularıyla değer katan her bir arkadaşımıza teşekkürlerimi iletiyorum. İnanıyorum ki burada oluşan ortak akıl, politikalarımızın geliştirilmesine ve hayata geçirilmesine rehberlik edecektir.”
**Haberin Devamı**
“Dünkü samimi, kapsayıcı ve derinlikli analizlerin hem kendi camiamızda hem de kamuoyunda pozitif karşılanmasından memnuniyet duyduk. Bu kutlu yolculuğumuzda yeni bir aşamaya gelinmiştir. Ülkemizin önünde yepyeni bir dönemin kapıları açılıyor. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu adım adım hayata geçiriyoruz. Ülkemizi terör prangasından kurtarmanın eşiğindeyiz. Yarım asırlık sabrımız nihayet selamete ulaşıyor. Cuma günü yapılan merasim, bu açıdan oldukça manidardı. Silah teslim etme sürecini sahada dikkatle izledik. Meclis komisyonunun oluşturulması sürecini Meclis Başkanımız zaten yönetiyor. O kanattan da yakın zamanda olumlu haberler almayı temenni ediyoruz. Hiç kimsenin bu süreci sekteye uğratmaya, sabote etmeye veya küçük hesaplar peşinde koşmaya hakkı yoktur. Hayatta ve siyasette pek çok şeyin telafisi olabilir; ancak 86 milyonun huzurunu doğrudan etkileyen böylesine hayati bir meselede işi yokuşa sürmenin telafisi olmaz. Milletim bunu asla affetmez. Siyasetçilerin millete karşı sorumluluklarını yerine getirmesi gereken günlerden geçiyoruz.”
**Haberin Devamı**
**“SİYASİ PARTİLERİN SÜRECE DAHİL OLMASINI ÖNEMLİ GÖRÜYORUZ”**
“Mevzubahis Türk milletinin istikbali olduğunda, biz herkesle diyalog kurarız. Eleştirilere ve tavsiyelere kapımız açıktır; yeter ki niyet, bu milletin hayrına olsun. Konuyu ideolojik çekişmelerin ve farklı ajandaların malzemesi yapmayan herkesin olumlu ya da olumsuz her görüşü başımızın üzerindedir. Zira biz şahıs siyaseti veya çıkar siyaseti yapmıyoruz. Bizim siyasetimiz küçük hesaplar üzerine değil, ülke siyaseti, Türkiye siyaseti ve medeniyet siyaseti üzerine kuruludur. Başta şehit yakınlarımız ve gazilerimiz olmak üzere milletimizin menfaatlerini gözeterek hareket ediyoruz. Sürece kuşkuyla yaklaşanları da anlıyor, onların tereddütlerini gidermek adına çaba gösteriyoruz. Bu yeni dönem, sadece AK Parti’ye, Milliyetçi Hareket Partisi’ne ve DEM Parti’ye değil, bütün siyasi partilere mühim sorumluluklar yüklüyor. Diğer parti yöneticilerinin de sürece dahil olmalarını kıymetli buluyoruz. Biz, 3 parti olarak bu süreci sonuna dek selametle yürütme konusunda kararlıyız. Dünyanın ve bölgemizin yeniden şekillendiği bu dönemde, ülkemizi hak ettiği konuma ancak bu şekilde taşıyabilir, büyük ve güçlü Türkiye’yi ancak böyle inşa edebiliriz.”
**Haberin Devamı**
**“BU TİYATROYU ÇOK SEYRETTİK”**
“Yeni bir senaryo ile karşı karşıyayız. Son 23 yılda şahit olduğumuz sorumsuz ve şuursuz siyasi söylemleri bugünkü gelişmelerden bağımsız değerlendiremeyiz. Bu defa figüranlar değişmiş olsa da oyun aynı oyundur. Biz bu tiyatroyu daha önce çok izledik. Hem amaçlarını, hem yöntemlerini, hem de aktörlerini çok iyi tanıyoruz. Dünyada kartlar yeniden dağıtılırken, yalnızca ülkemizdeki umut iklimi değil, aynı zamanda stratejik hamlelerimiz de baltalanmak isteniyor. Milli ekonomiye yönelik boykot listeleriyle ekonomimize darbe vurulmaya çalışılıyor. İşte CHP’nin ve başındaki karikatür tipin bütün çırpınışlarına rağmen onları ciddiye almamamızın sebebi budur. Biz kimlerle mücadele ettiğimizin bilincindeyiz. Muhatabımız kuklalar değil, o kuklaları istedikleri gibi oynatan kuklacılardır.”
**Haberin Devamı**
**“ÜMMETİN BİRLİĞİNİ SAVUNMAK NE ZAMANDAN BERİ SUÇ OLDU?”**
“Bizim dünkü kardeşlik manifestomuz bir insanı neden rahatsız eder? Türk’ün, Kürt’ün ve Arap’ın kucaklaşmasından bu ülkenin bir evladı niçin rahatsızlık duyar? Çıkmış, bizi ümmetçilik yapmakla itham ediyor. Ümmetin birliğini müdafaa etmek ne zamandan beri bir suç haline geldi? Elbette, onlar ümmet şuurunun ne olduğunu bilmezler. Bir duvarın tuğlaları misali birbirimize kenetlenmemizin neresi hatalı, be gafiller? Milletin inancından ve manevi değerlerinden bu denli mi uzaksınız? Ne yapmayı planlıyorsunuz? Batılı patronlarınızın kılıcını kuşanarak Türkler, Kürtler ve Araplar arasına fitne mi sokacaksınız, nefreti mi körükleyeceksiniz, kavgayı mı büyüteceksiniz? Allah onlara akıl, izan ve basiret nasip etsin. Bizi ümmetçilikle suçlayanlara ve ekranları başında bizi izleyen aziz milletime sesleniyorum: Biz Türk milletindeniz. Hz. Muhammed’in ümmetindeniz. Biz yalnızca bugünün değil, ‘kalu bela’dan beri bu ümmetin sevdalısıyız.”
**“TERÖRLE MÜCADELEYE AYRILAN KAYNAĞI 86 MİLYONA HARCAYACAĞIZ”**
“Birliğimizi savunmak, şeref duyulacak imani bir tavırdır. Rabbim bizlere tüm Müslümanlar ve bütün insanlık için hizmet etmeyi nasip eylesin. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu kez muvaffak olamayacaklar ve bizi bu kutlu yolculuğumuzdan alıkoyamayacaklar. Türkiye’nin yarım asırlık terör belasını söküp atmasına engel olamayacaklar. Bölücü terörün ülkemize faturası yaklaşık 2 trilyon dolardır. Yıllar boyunca okul ve fabrika inşaatına gidecek kaynakları terörle mücadeleye tahsis ettik. Terörsüz bir Türkiye ile bu kaynakları emeklimize, çiftçimize, memurumuza, sanayicimize, ev hanımlarımıza, kısacası 86 milyonun tamamına harcayacağız. Bu, emeklinin daha yüksek aylık alması, tüccarın daha çok kazanması, öğrencinin daha fazla burs alması, daha çok okul, daha çok hastane ve daha çok fabrika demektir. Bu, soframızdaki ekmeğin büyümesi, imkanlarımızın artması demektir. Kalkınmış, refah seviyesi yükselmiş, insanının hayat standardı artmış bir Türkiye demektir. Bugünümüz dünden daha iyi, yarınımız ise bugünden de iyi olacak. Evlatlarımız çok daha iyi olacak, onlar terörün olmadığı bir Türkiye’de büyüyecek. Şu gerçeğe son üç dört günde bir defa daha tanıklık ettik: Yüz milyonlarca mazlumun umudunu omuzlarımızda taşıyoruz. Liderlerden aldığım telefonlar bana bunu gösteriyor. Türkiye ile yatıp kalkan liderler, bu aşkla yanıp tutuşuyor. 81 vilayetimizin yanı sıra dünyanın dört bir köşesinde eller bizim için semaya açılıyor. Gazze’de, Kudüs’te, Irak’ta, Somali’de mümin kalpler bizim için dua ediyor.
Önümüzde iki yol var: Ya bu duaların hakkını layıkıyla vereceğiz, milletin bize emanet ettiği bu sorumluluğa sahip çıkacağız ya da milletimizin gönlünden düşmekle kalmayıp onlara büyük bir hayal kırıklığı yaşatmış olacağız. Hiçbir kardeşimin bu vebalin altına gireceğine ihtimal vermiyorum. Yalnızca 81 milyonun değil, bütün İslam coğrafyasının gözü bu kadronun, sizlerin üzerindedir. Türkiye’yi parlak günlerin beklediğini görüyor ve bunun heyecanını derinden hissediyorum. Her birinizden bu şuurla çalışmanızı rica ediyorum. Neyi neden yaptığımızı halkımıza anlatacak, onları ikna edeceğiz. Bize yakışan tevazudur. Bu tevazu, bizi halkımızın gözünde daha da yüceltecektir.”