Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde, İsrail ordusunun mezarlıklara yönelik saldırıları nedeniyle Filistinliler, kaybettikleri yakınlarını toprağa verecek yer bulmakta zorlanıyor. Daha önce Mevasi bölgesinde sığınacak bir yer bulamayan çok sayıda Filistinli, çadırlarını kurarak mezarlıkları yaşam alanına dönüştürmüştü. 10 Temmuz tarihinde İsrail ordusunun buldozerlerle mezarlıklara girmesi ve bu alanları kuşatma altına alması, defin işlemlerini imkansız hale getirdi. Bu durumun bir sonucu olarak Nasır Hastanesi morgu, cenazelerle dolup taştı. Hem mezarlıkların sorumluluğunu üstlenen hem de hastane morgunda gönüllülük yapan Tafiş Ebu Hatab, vahim durumu şu sözlerle ifade etti: “50-60 kadar naaş bulunuyor ve aileleri onları nereye defnedecekleri konusunda çaresiz. Bu durumun sürmesi ve defin işlemlerinin yapılamaması halinde, bu naaşları toplu mezarlara gömmek mecburiyetinde kalacağız.”
CESETLERİN ÇALINDIĞI İDDİASI
Yaşanan trajedi, yeğeni Muhammed Kudeyh’i defnetmek için gençlerin uzak bir yere götürmesinin ardından acısını dile getiren Filistinli bir kadının “Şehitlere bile rahat yok” sözleriyle özetleniyor. Bu acı feryadı, Gazze’deki Filistin Vakıflar Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklama da destekliyor. Bakanlık, İsrail ordusunun 10 Temmuz’da iş makineleri kullanarak mezarlıklara zarar verdiğini ve hatta ölülerin naaşlarını çaldığını duyurdu.
OSMANLI ŞEHİTLİĞİ DE HEDEF ALINDI
Saldırıların hedefi olan yerlerden biri de büyük bir tarihi öneme sahip. Yıkıma uğrayan mezarlık, Birinci Dünya Savaşı esnasında Filistin Cephesi’nde can veren Osmanlı askerlerinin defnedildiği bir şehitlik olarak biliniyordu. 1917-1918 döneminde Gazze ve civarında İngiliz güçlerine karşı mücadele eden Osmanlı birliklerinden yüzlerce asker, Birinci, İkinci ve Üçüncü Gazze savaşlarında şehit düşmüştü. Filistin Vakıflar ve Dini İşler Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun Han Yunus’un batısındaki Muwasi bölgesinde bulunan bu Türk Mezarlığı’na tanklar ve buldozerlerle bir baskın gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamaya göre, mezarlıktaki kabirler açılarak tahrip edildi ve şehitlerin naaşları çalındı. Bakanlık bu eylemi, “insanlık sınırlarını aşan ve tüm dini ve uluslararası değerlere aykırı” bir saldırı şeklinde tanımladı. Söz konusu şehitlik, Türkiye’nin bakım ve onarımını üstlendiği altı Osmanlı şehitliğinden biri olma özelliğini taşıyordu. Orhan TURAN / SABAH