Denizhan TECİK-Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)- Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2025 11:13
Bursa’da ikamet eden 40 yaşındaki Ebru Ünal’ın, hatalı teşhis neticesinde böbreğinin alınmasıyla ilgili açtığı davada mahkeme kararını verdi. 2018 senesinde Ankara’daki özel bir hastanede, sırt, böbrek ve karın bölgesindeki ağrılar sebebiyle başvurduğu doktor tarafından sol böbreğinde kitle olduğu ve acil ameliyat gerektiği söylenmişti. Ancak operasyon sonrası yapılan patolojik analizde, Ünal’ın rahatsızlığının aslında kemoterapi ile tedavi edilebilen lenfoma kanseri olduğu ve organının alınmasına gerek olmadığı anlaşıldı. Görülen dava neticesinde, operasyonu gerçekleştiren hekim H.B.’nin 30 bin Türk Lirası maddi ve 200 bin Türk Lirası manevi tazminat ödemesine hükmedildi. Doktorun avukatının karara yaptığı itirazla dosya, bir üst mahkeme olan istinafa gönderildi.
Ankara’da özel bir şirkette görev yapan Ebru Ünal, 2018’de yaşadığı sırt, böbrek ve karın ağrısı şikayetleri üzerine özel bir sağlık kuruluşuna başvurarak doktor H.B. tarafından muayene edildi. Yapılan tetkiklerin ardından doktor, Ünal’a böbreğinin üzerinde yer alan kitlenin ölümcül risk taşıdığını ifade ederek derhal ameliyat olması gerektiğini bildirdi. Bu teşhisin yol açtığı şok ve endişe ile ailesiyle görüşen Ünal, cerrahi müdahaleyi kabul etti. Kısa bir süre sonra hastaneye yatırılan Ünal’ın sol böbreği, robotik bir operasyonla çıkarılarak patolojik inceleme için laboratuvara gönderildi. Tedavi sürecinin ardından taburcu olan Ünal, patoloji raporuyla büyük bir şok yaşadı; böbreğindeki durumun, organ kaybı gerektirmeyen ve kemoterapi ile iyileştirilebilen lenfoma olduğu ortaya çıktı. Hayatına tek böbrekle devam etmek mecburiyetinde kalan Ünal, yanlış tanı koyduğunu iddia ettiği doktor H.B. aleyhine, Ankara 3’üncü Tüketici Mahkemesi’nde ‘tıbbi uygulama hatası’ anlamına gelen ‘malpraktis’ davası açarak hukuki bir süreç başlattı.
‘OPERASYON ÖNCESİ HASTADAN ONAM ALINMIŞTIR’
Ankara 3’üncü Tüketici Mahkemesi’nde görülen maddi ve manevi tazminat davasında Ebru Ünal’ı, avukatı olan ağabeyi Emin Ünal temsil etti. Avukat Ünal, kardeşinin ihmal ve hatalı tanı neticesinde böbreğini kaybettiğini ve yaşamının geri kalanını tek böbrekle, çok daha zorlu şartlar altında sürdürmek zorunda bırakıldığını belirtti. Davalı doktor H.B.’nin hukukçuları ise müvekkillerinin, operasyon öncesinde ‘rıza belgesi’ imzalayan hastasına uyguladığı müdahalenin yerinde bir karar olduğunu savundu. İddiaların aksine, hastanın ameliyatında herhangi bir ihmal veya kusurun bulunmadığını öne süren avukatlar, “Böbrekte bir kitle mevcutsa en etkili yöntem cerrahi müdahaledir. Ayrıca ameliyattan önce hastadan onam belgesi alınmıştır. Müvekkilimin gerçekleştirdiği operasyonda hiçbir kusur veya ihmal söz konusu değildir. Bu sebeple iddiaları kabul etmiyoruz” şeklinde savunma yaptı.
BEŞ YIL SÜREN DAVA
Yaklaşık beş yıl devam eden yargılama neticesinde Ankara 3’üncü Tüketici Mahkemesi, tarafların beyanlarını dinleyip davacının sunduğu patoloji, PET taraması ve biyopsi gibi raporları inceledikten sonra kararını açıkladı. Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi heyetlerinin hazırladığı raporları esas alan mahkeme, böbreği hatalı teşhisle alınan Ünal’ın doktoru H.B.’nin, operasyonun yapıldığı 31 Ocak 2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte hastane ve robotik cerrahi masrafları için 30 bin TL maddi, 200 bin TL de manevi tazminat ödemesini kararlaştırdı. Mahkeme ek olarak, 94 bin TL vekalet ücreti, 15 bin TL mahkeme harcı ve diğer yargılama giderlerinin bir kısmının da davalılardan tahsil edilmesine hükmetti. Doktorun avukatının bu karara itiraz etmesi üzerine dava dosyası istinaf mahkemesine taşındı.
‘HEM FİZİKSEL HEM DE RUHSAL OLARAK ÇOK YORULDUM’
Hatalı teşhis nedeniyle yaşamına tek böbrekle devam etmek zorunda kalan Ebru Ünal, DHA muhabirine yaşadığı süreci şu ifadelerle aktardı: “2018 senesinde rahatsızlandım. Çekilen tomografide böbreğimin üzerinde bir kitle tespit edildi. Bana kanser teşhisi koyup acil ameliyat olmam gerektiğini söylediler ve böbreğimi aldılar. Sonradan öğrendik ki bu aslında lenfoma imiş ve kemoterapi ile tedavi edilebilen bir hastalıkmış. Yani böbreğimin alınması gerekmiyormuş. Şimdi tek böbrekle yaşıyorum ve bu durumla mücadele ediyorum. Ameliyatın ardından başlayan kemoterapi süreci çok ağırdı. Hem bedenim hem de ruhum bu süreçte çok yıprandı. Gündelik hayatta yürürken bile güçlük çekiyorum. Enerjim çok düşük. Operasyon sonrası çıkarılan böbreğime ne olduğu, nerede saklandığı konusunda kimse bana bilgi vermedi. Bu durum da vicdanımı rahatsız ediyor.”
‘TEK BİR UZMANLA YETİNMEYİN, İKİNCİ BİR GÖRÜŞ ALIN’
Yaşadığı travmayı henüz atlatamadığını ifade eden Ebru Ünal, “Herkese sesleniyorum, lütfen sadece bir doktorun sözüne inanarak ameliyat kararı vermeyin. İkinci, hatta üçüncü bir uzman görüşü alın. Çünkü bu, bir hayat meselesi. Benim hayatım bir doktorun hatası sebebiyle bambaşka bir yola saptı. Evet, tazminat davasını kazandım ve maddi bir karşılık belirlendi ama benim kaybım bundan çok daha büyük. Çünkü organım geri gelmeyecek. Sağlığıma yeniden kavuşamıyorum. Manevi olarak da çok yoruldum. Artık tek arzum, yaşadığım bu mağduriyetin duyulması ve başka hiç kimsenin benimle aynı acıyı yaşamamasıdır” dedi.