Sana Göre Haber

Hollanda’nın Sarsılan Huzuru: Artan Şiddet ve Terör Tehdidi Altındaki Ülke

Bir zamanlar sükunet ve nizamın timsali olarak görülen Hollanda, artık geçmişteki güvenli liman imajını koruyamıyor. Medyada ülkedeki şiddet eylemlerinin tırmandığına ve tırmanmaya devam edeceğine dair haberler giderek daha fazla gündeme geliyor. Maalesef bu tür olaylara zaman zaman bizzat şahitlik ettiğimiz durumlar da yaşanıyor. Örneğin, yaklaşık bir ay önce ikamet ettiğim sitenin ana kapısı bir patlayıcı kullanılarak imha edildi.
Benzer şekilde, Rotterdam’daki mahallemizin merkezinde yer alan bir pizzacı, son bir sene içerisinde tam üç defa bombalı saldırının hedefi oldu. Bu eylemleri gerçekleştirenlerin bir kısmı yakalanmış olsa da, firari olanlar hâlâ mevcut. Hollanda’nın resmi yayın organı NOS tarafından yapılan haberlerde, ülkede neredeyse her güne bir bombalama vakasının düştüğü ve bu saldırıların özellikle Rotterdam ve Lahey gibi büyük şehirlerde yoğunlaştığı vurgulanıyordu. Bu tablo, ülkenin adeta bir savaş alanına döndüğü izlenimini yaratıyor.
Geçtiğimiz yıl Hollanda’da kayıtlara geçen saldırı ve saldırı teşebbüsü sayısı 1244 vaka ile rekor bir seviyeye ulaştı. Bu vakalar, konutlara, iş yerlerine ve otomobillere yönelik patlayıcılarla gerçekleştirilen eylemleri kapsıyor. Ülke çapında yürütülen kapsamlı soruşturmalar neticesinde geçen sene toplam 531 şüpheli gözaltına alındı.
Rotterdam emniyet teşkilatı sözcüsü Wim Hoek’in açıklamalarına göre, yalnızca bu şehirde 2024 yılı içinde 268 patlayıcı madde yerleştirme, 91 silahlı ateş açma olayı meydana geldi ve bu olaylarla ilişkili 106 kişi tutuklandı. Hoek, “Şüphelilerin büyük bir bölümü saldırıları bizzat düzenleyen kişiler. Fakat artık sadece bu tetikçileri değil, onlara emir veren üst düzey yöneticileri ve bu işleri organize eden aracıları da daha iyi tanımaya başlıyoruz” şeklinde bilgi veriyor.
Ancak elde edilen bu derinlemesine bilgilere rağmen saldırıların önüne geçilemiyor. Wim Hoek, durumu şu sözlerle özetliyor: “Failleri tespit etme konusunda oldukça başarılıyız, fakat saldırıların sayısında bir azalma olmuyor. Bu durum son derece moral bozucu. Gençler arasında bu tür eylemlere yönelik ciddi bir eğilim gözlemliyoruz. Yakaladığımız her bir failin yerini anında bir başkası dolduruyor.”
EN ÖNEMLİ TEHDİT: CİHATÇI GRUPLAR
Öte yandan, İsrail’in Filistin’de yürüttüğü katliamların Hollanda’daki mevcut şiddet ortamını daha da alevlendirebileceğine dair endişeler dile getiriliyor. Bu bağlamda, ülkede yaşayan Yahudi vatandaşların potansiyel birer hedef haline gelebileceği ifade ediliyor. Hollanda Ulusal Terörle Mücadele ve Güvenlik Koordinatörlüğü (NCTV), ülkedeki terör tehdidi seviyesini 3’ten 4’e çıkarma kararı aldı. Bu seviye, bir terör saldırısı gerçekleşme olasılığının artık somut bir ihtimal olduğunu gösteriyor. Kurum, Gazze’deki çatışmalar ve Kuranıkerim’e yönelik saygısız eylemler gibi olayların, cihatçı motivasyonla gerçekleştirilebilecek saldırılar için uygun bir zemin oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
NCTV’nin yayımladığı raporda şu çarpıcı değerlendirme yer alıyor: “Cihatçılık, Avrupa için en büyük tehdit olmayı sürdürüyor. Eylemciler genellikle bireysel hareket ediyor. Motivasyon kaynakları IŞİD olsa da, hedefleri genellikle sembolik değeri olan ve toplumda büyük yankı uyandıracak yerler oluyor.” Raporda ayrıca, klasik organize cihatçı hücreler yerine, reşit olmayan gençlerin çevrimiçi platformlar aracılığıyla radikalleştiği belirtiliyor. Bu gençlerin tek başlarına veya küçük gruplar halinde eyleme geçme riski yükselmiş durumda. Terörle bağlantılı tutuklamalarda, yaşı küçük şüphelilerin sayısında dikkat çekici bir artış gözlemleniyor.
AŞIRI SAĞ YÜKSELİŞTE
Hollanda’daki aşırı sağcı hareketler, temel olarak “beyaz ırkın üstünlüğünü sağlama” amacını taşıyan gruplar tarafından temsil ediliyor. Bu gruplar, üyelerini fiziksel eğitimlerle aktif tutmayı ve ideolojik olarak aşırı sağcı fikirleri yaygınlaştırmayı amaçlıyor. Sayısal olarak az olmalarına rağmen, giderek daha organize yapılar haline dönüşüyorlar. Raporda ayrıca ilginç bir denge politikası göze çarpıyor: Aşırı sağ bir tehdit olarak tanımlanırken, ülkede varlığı neredeyse hissedilmeyen aşırı solun da tehditler kategorisinde yer alması dikkat çekiyor.
Tehlike artık kapıyı çalıyor ve umarız çoktan içeri girmemiştir. Eğer güvenlik tedbirleri sadece raporlarda ve belgelerde kalırsa, Avrupa’nın kalbindeki bu huzur adasının bir yanılsamadan ibaret kalması an meselesi olabilir.

Exit mobile version