Hukuki Tartışma: Mahkeme, Yasal Olarak Var Olmayan Emekli Sendikasını Kapattı

Ankara 4. İş Mahkemesi, resmi kuruluşuna müsaade edilmemiş ve sicil numarası bile tahsis edilmemiş olan Emekli Meclisleri Sendikası hakkında ‘kapatma’ kararı verdi. Süreç, bir grup emeklinin 2023 yılında Emekli Meclisleri Sendikası’nı (EMS) faaliyete geçirmek amacıyla Ankara Valiliği’ne müracaat etmesiyle başlamıştı. Ancak Ankara Valiliği, sendikanın kuruluş başvurusunu değerlendirmeye almayarak sendikal tüzel kişiliği tanımadı ve herhangi bir kütük numarası vermedi. Bunun üzerine EMS, mevcut yasalarda emeklilerin sendika kurmasını engelleyen bir madde bulunmadığını ileri sürerek valiliğin kararını yargıya taşıdı.

Sözcü gazetesinden Erdoğan Süzer’in aktardığı habere göre, bu gelişmeye karşılık olarak Ankara Valiliği de bir hamle yaparak, kuruluşuna onay vermediği EMS’nin kapatılması talebiyle Ankara 4. İş Mahkemesi’nde bir dava açtı. Geçtiğimiz sene açılan bu kapatma davasının duruşması 11 Temmuz 2025 tarihinde gerçekleştirildi.

Duruşma esnasında savunmasını sunan EMS avukatı ve aynı zamanda sözcüsü olan Ali Ersin Gür, sendikanın resmi bir tescil kaydının bulunmadığını ve dolayısıyla tüzel bir kimliğe sahip olmadığını ifade etti. Gür, bir yapının kapatılabilmesi için öncelikle yasal olarak tescil edilmiş olması gerektiğini savunarak davanın usulden reddedilmesini istedi. Buna rağmen mahkeme, hukuken tüzel bir varlığı olmayan EMS’nin, istinaf yolu açık kalmak kaydıyla, ‘kapatılmasına’ hükmetti.

Duruşmanın ardından bir açıklama yapan Tüm Emekli Sen Genel Sekreteri Ali Sürücü, mahkemenin mevcut olmayan bir sendikayı kapatarak hukuk literatürüne geçtiğini dile getirdi. Sürücü, “Ülkemizde Anayasa’da veya kanunlarda bir değişiklik olmadı. Fakat konjonktür farklılaştı. Hukuk giderek anlamını yitiriyor. Adalet sistemimiz, var olmayan bir kurumu kapatmayı başarmıştır. Adalet mülkün temelidir, ancak maalesef bu temel dinamitlenmektedir” şeklinde konuştu.

Avukat Ali Ersin Gür ise bu kararla hukukun bir defa daha çiğnendiğinin altını çizerek, “Bu kararın bir üst mahkemeden geri döneceğini düşünüyoruz” dedi. Sendikanın takip edeceği hukuki yolu da detaylandıran Gür, şunları söyledi: “İlk olarak İstinaf mahkemesine gideceğiz. Eğer buradan bir netice elde edemezsek Yargıtay’a, oradan da lehimize bir karar çıkmazsa Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Tüm iç hukuk yolları tükendiği ve hakkımız teslim edilmediği takdirde ise davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacağız.”