İrlanda’daki Toplu Bebek Mezarlığı Sırrı: 796 Kayıp Çocuk İçin Kazı Başlatıldı

İrlanda’nın County Galway bölgesindeki Tuam kasabasında, içerisinde 796 bebek ve küçük çocuğun cesedinin bulunduğuna inanılan gizli bir toplu mezarda, uluslararası arkeologlar ve adli tıp uzmanlarından oluşan bir ekip kapsamlı bir kazı çalışması başlatacak. BBC’nin bildirdiğine göre, böyle bir mezarlığın varlığı 2014 senesine kadar kamuoyu tarafından bilinmiyordu. Bu tarihte amatör bir tarihçi, eski bir kanalizasyon tankı olabilecek bir yapının içinde toplu bir mezarın bulunduğuna dair delillere ulaştı. Pazartesi günü başlayacak ve yaklaşık iki yıl sürmesi öngörülen kazı, kasabadaki bir toplu konut alanında bulunan çocuk parkının hemen bitişiğindeki arazide gerçekleştirilecek.

Söz konusu arazi, geçmişte St. Mary’s anne ve bebek bakım evine ev sahipliği yapıyordu. Kilise tarafından yönetilen bu kurum, 1925 ile 1961 yılları arasında binlerce kadını ve çocuğu barındırmıştı. Kurumda kalan kadınların büyük bir bölümünün evlilik dışı ilişkiden hamile kaldığı, bu nedenle aileleri tarafından reddedildiği ve doğumun ardından bebeklerinden zorla ayrıldıkları belirtiliyor.

Mevcut ölüm kayıtlarına göre, St. Mary’s kurumunda yaşamını yitiren ilk bebek, 1925’te henüz beş aylıkken ölen Patrick Derrane’di. Kayıtlardaki son bebek ise 1960 yılında yine beş aylıkken hayatını kaybeden Mary Carty olarak geçiyor. Bu 35 yıllık süreçte 794 bebeğin ve küçük çocuğun daha öldüğü ve İrlanda’nın eski başbakanı Enda Kenny’nin “korku odası” olarak nitelendirdiği bu alana gömüldüğü düşünülüyor.

“BU, DÜZELTİLMESİ GEREKEN BİR HATA”

The Financial Times gazetesine konuşan ve kazı operasyonunu yönetecek olan Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin eski delegesi Daniel MacSweeney, “Karşımızdaki görevin karmaşıklığını kesinlikle küçümseyemeyiz,” ifadelerini kullandı. Haberde, bu kazının İrlanda tarihinin “en acı verici ve utanç dolu” sayfalarından birini aydınlatacağına dikkat çekiliyor. Katolik Kilisesi’nin yönettiği ve evli olmayan annelerin barındığı kuruma ait alandaki çalışmalara Kolombiya, İspanya, İngiltere, Kanada, Avustralya ve ABD gibi ülkelerden çok sayıda uluslararası uzman destek verecek.

Kazının kıdemli adli tıp danışmanı Niamh McCullagh, konuya ilişkin yaptığı bir değerlendirmede, ekibin arkeologlar, adli tıp antropologları, kemik bilimciler ve olay yeri inceleme uzmanlarından oluşmasına rağmen, “hiç kimsenin bu kadar çok sayıda ve iç içe geçmiş bebek kalıntısını ayırma, sınıflandırma ve kimliklendirme konusunda daha önce bir tecrübesi olmadığını” söyledi.

Araştırmalarıyla toplu mezara dair ilk kanıtları ortaya çıkaran yerel tarihçi Catherine Corless ise, “Bu mesele, düzeltilmesi gereken bir yanlışla ilgilidir,” dedi. Rahibeler tarafından idare edilen kurumda ölen çocukların hiçbirine ait defin kaydının bulunmadığı da vurgulandı. Corless, The Financial Times’a verdiği demeçte, “Bunu bu şekilde bırakamazsınız. Üzerine anıtlar inşa edip bu alanı kutsal ilan edemezsiniz. Bütün bunlar yanlıştı ve hiç yaşanmamalıydı. Umarım o küçük bebeklerin çoğunu bulurlar,” diye ekledi.

İRLANDA HÜKÜMETİNDEN RESMİ ÖZÜR

İrlanda hükümeti, 2021 yılında on binlerce kadın ve çocuğa yönelik yayınladığı resmi bir özür metninde, evli olmayan annelerin toplum tarafından utandırıldığı ve gizlendiği bu tür kurumlardaki “dehşet verici” ölüm oranlarına dikkat çekerek yaşananlardan dolayı özür dilemişti.

Uzmanlar, kazı sürecinde çocukların cinsiyetlerini belirlemek amacıyla diş minesi üzerinde yapılacak peptit analizi gibi yenilikçi teknikler kullanacak. Bu metotlar sayesinde bebeklerin yaşları ve ölüm sebepleri hakkında da bilgi edinilmeye çalışılacak. Şu ana dek 14 kişiden DNA örneği alındığı ve 80 kişinin daha bebeklerin kimlik tespiti için örnek vermek üzere yetkililerle temasa geçtiği bilgisi paylaşıldı.

Bölgede daha önce yapılan test kazılarında bebek bezi iğneleri, emaye kaplar ve biberonlar gibi kişisel eşyalara da rastlanmıştı. Bu tür bulguların, kalıntıların tarihlendirilmesi sürecine yardımcı olması bekleniyor. Bebeklerin hayattaki yakınları ise kimliklerin tespit edilerek kendilerine bir cenaze töreni düzenleme ve onurlu bir defin imkânı tanınmasını umut ediyor.