Fahriye Evcen ve Seren Serengil gibi tanınmış isimlerin ardından güzellik uzmanı Emsal Doğan’ın da katıldığı belirtilen göz rengi değiştirme ameliyatları, son dönemlerin dikkat çeken estetik trendleri arasında yer alıyor. Peki, bu operasyon tam olarak nedir, iddia edildiği gibi zahmetsiz bir işlem midir ve ne gibi riskler barındırır? Konunun uzmanları, bu popüler uygulamanın ardındaki gerçekleri ve potansiyel tehlikeleri değerlendiriyor.
Türkiye’de bu operasyonu 100’den fazla hastaya uygulayan Dünyagöz Etiler Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Baha Toygar, süreci şu şekilde detaylandırıyor: “Kalıcı göz rengi değişikliği, FLAAK® pro olarak isimlendirilen ileri teknoloji bir metotla, göze uyumlu pigmentlerin kornea tabakasına yerleştirilmesiyle gerçekleştiriliyor. Bu teknikte, femtosaniye lazer kullanılarak gözde mikro tüneller açılıyor ve pigmentler bu kanallara enjekte ediliyor. Böylece gözün doğal yapısı korunarak estetik ve kalıcı bir netice elde ediliyor.” Dr. Toygar ayrıca, işlem öncesi sunulan simülasyon teknolojisiyle hastaların yeni göz renklerinin yüzlerinde nasıl duracağını görebildiğini ve operasyonun lokal anestezi altında ağrısız geçtiğini ekliyor. En çok rağbet gören renklerin ise yeşil, bal rengi ve mavi olduğu belirtiliyor.
Bununla birlikte uzmanlar, operasyonun taşıdığı risklerin altını önemle çiziyor. Op. Dr. Baha Toygar, her cerrahi müdahalede olduğu gibi enfeksiyon ihtimalinin bulunduğunu ve pigmentlerin yanlış yerleştirilmesinin görme bozukluklarına yol açabileceğini ifade ediyor. En kritik uyarısı ise işlemin “geri döndürülemez” olmasıdır. Bu nedenle hastaların karar vermeden önce etraflıca düşünmesi gerektiğini vurguluyor.
Göz Vakfı Nilüfer Göz Merkezi hekimlerinden Op. Dr. Erdinç Usta da bu görüşe katılarak, prosedürün yaklaşık yarım saat süren kısa ve ağrısız bir işlem olmasına rağmen hiçbir ameliyatın komplikasyonsuz olmadığını belirtiyor. Usta, şu uyarılarda bulunuyor: “En önemli konu işlemin geri dönüşünün olmamasıdır. Oluşturulan göz renginin tonunda değişiklik yapılabilmesine karşın tamamen değiştirilmesi veya işlemin hiç yapılmamış hale geri döndürülmesi söz konusu değildir. Bence daha da önemli bir sorun 20-30 ve daha uzun yıllar sonra yapılan işlemin renk değişimi ve şu anda öngörülmeyen ne gibi sorunlara yol açabileceğiyle ilgilidir. Nadir görülse de oluşabilecek enfeksiyon ve reaksiyonlar nedeniyle görme azalması veya kalıcı görme hasarı söz konusu olabilir.”