Kartalkaya’daki otel yangını trajedisine ilişkin davanın duruşmasında, felakette sevdiklerini yitirenlerin mahkeme salonundaki ıstıraplı anlatımları sürüyor. Müştekilerin yaşadıkları dehşeti ve acıyı aktardığı anlarda, hem mağdur yakınları hem de diğer davacılar gözyaşlarını tutamadı.
Yangında eşi Ceren Yaman Doğan ve kızı Lalin Doğan’ı kaybeden Rıfat Doğan, ifadesiyle salondakileri derinden etkiledi. Kızının odasından çıkan is kokulu ayakkabılarını, o anıyı zihninde canlı tutmak amacıyla her sabah ve akşam kokladığını belirten Doğan, “Onları buz gibi toprağa koyduk. Ben sabahları ayağı üşümesin diye fırında ayakkabısını ısıtıp öyle giydirirdim. Soyumuzu kuruttular,” sözleriyle acısını dile getirdi.
Ölümle tehdit edildiklerini ancak korkmadıklarını vurgulayan Doğan, faciayı liyakatsiz personelin çalıştırılmasına bağladı. “Ölümden korkmuyoruz onlara kavuşacağımız için bize hediye bile olabilir. Bekir Hacıbekiroğlu, bizi tehdit ediyordu ama biz ölümden korkmuyoruz. Şurada gördüğümüz liyakatsiz insanların, dişini geçirebileceği eğitimsiz insanları çalıştırmasından dolayı bu olay meydana geldi,” dedi.
Doğan, yangın gecesi eşinin Emine Ergül ile otelde kahve içtiğini ve basit bir telefon uyarısıyla birçok kişinin kurtarılabileceğini öne sürdü. Aile üyeleri hakkındaki iddialarını ise şu şekilde sürdürdü: “Eğer iyi niyetli olsalardı telefonla arayıp uyandırırlardı. Benim eşim de en azından olsa bulunduğu katı kurtarırdı. Bu ailenin Ahmet Demir, maymuncuğudur her kapıyı açar. Bütün Bolu da bunu bilir. Emine Ergül o ailedeki en güçlü karakterdir. Babasından aldığı güçle, Halit Ergül’ün ve tüm şirketlerin beynidir. Kızları da değerlidir, aslında işletmelerin tüm dekorasyon malzemelerin siparişlerine kadar karar verirler.”