Avustralya’nın kıyı şehri Townsville’in dışındaki engebeli arazide, Japonya ve Avustralya’ya ait topçu birlikleri, uzak bir noktadaki hedefi eş zamanlı olarak vurdu. Bu operasyon sırasında Avustralyalı topçu birimlerine, bölgeye yerleştirilmiş olan ABD Deniz Piyadeleri destek sağladı.
Wall Street Journal tarafından aktarılan bilgilere göre, gerçek mühimmat kullanılarak yapılan bu tatbikat, üç ülkenin müttefik olarak ortak hareket etme kabiliyetini test ettiği yıllık ‘Southern Jackaroo’ tatbikatının zirve noktasını oluşturdu. Haberde, üst düzey komutanların doğrudan bir düşman adı zikretmekten kaçındığı, ancak tatbikata iştirak eden askerlerin açıkça Çin’e karşı bir savaş senaryosu için eğitim aldıklarını ifade ettikleri belirtildi.
Çin ordusunun Pasifik Okyanusu’ndaki faaliyetlerini sürekli olarak artırmasıyla birlikte, bölgedeki ABD müttefikleri, kendilerinin de olası bir çatışmanın içine kolayca çekilebilecekleri gerçeğiyle yüzleşiyor. Bu nedenle, savunma kapasitelerini takviye etmek ve aralarındaki askeri uyumu en üst seviyeye çıkarmak amacıyla ortak tatbikatların sıklığını artırma yoluna gidiyorlar.
Bu kolektif güç gösterisinin en önemli hedeflerinden biri, Pekin’in potansiyel savaş planlarını daha karmaşık hale getirmek ve Çin yönetimine, bölgesel iddialarını askeri güç yoluyla dayatmanın kabul edilemez derecede riskli bir girişim olacağını göstermektir.
ABD ile mevcut güvenlik anlaşmalarına sahip olan Avustralya ve Japonya, Washington yönetiminin Pasifik’teki temel ortakları konumuna yükselmiş durumdadır. Savunma analistlerine göre, muhtemel bir savaş senaryosunda ABD’nin, Çin’e yönelik operasyonlar için Japonya’daki üsleri kullanmak üzere Tokyo’dan onay talep etmesi ve Avustralya’dan da bölgeye uçak, gemi ve asker sevk etmesini istemesi bekleniyor.
Rand düşünce kuruluşunda Japonya üzerine çalışmalar yürüten Jeffrey Hornung, WSJ’ye verdiği demeçte, “Eğer bölgesel caydırıcılık için müşterek bir yaklaşımdan söz ediliyorsa, bu üç ülke en ideal örneği teşkil etmektedir,” ifadelerini kullandı.
Çin, yıllardır devam eden askeri modernizasyon çalışmaları neticesinde artık dünyanın en büyük donanmasına sahiptir. Pekin, bu askeri gücünü, Japonya, Tayvan ve Filipinler’i de kapsayan ‘birinci ada zinciri’ olarak bilinen hattın ötesine taşıyarak nüfuz alanını genişletmek için kullanmaktadır.
Geçtiğimiz Haziran ayında Çin’in, Japon adası Iwo Jima’nın doğu sularına ilk defa bir uçak gemisi görev grubu göndermesi, Tokyo’da alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Bu yıl içindeki bir diğer hamlede ise Çin, Avustralya kıyılarına yakın bölgelerde deniz tatbikatları gerçekleştirdi. Aynı zamanda Pekin, Tayvan’ı çevreleyen hava ve deniz sahasına düzenli olarak askeri unsurlar göndermeyi sürdürdü.
Uzun yıllardır ABD’nin müttefiki olan ve topraklarında Amerikan askerlerini barındıran Avustralya ile Japonya’nın silahlı kuvvetleri, ABD güçlerini füze sistemleri, gözetleme ve lojistik destek unsurlarıyla tamamlama yeteneğine sahiptir. Her iki ülkenin de ticareti büyük oranda bölgedeki deniz yollarına dayandığı için, seyrüsefer serbestliğinin ve istikrarın muhafaza edilmesi kritik bir önem taşımaktadır.
Bu işbirliği kapsamında ABD, Avustralya’nın kuzey kesimindeki hava üslerine ciddi yatırımlar yapıyor. Deniz piyadeleri yılın bir bölümünde Darwin’de konuşlanırken, ABD denizaltılarının 2027 yılından itibaren Batı Avustralya’da bulunan bir deniz üssünde rotasyonel olarak görev yapması planlanıyor. Japonya’da ise on binlerce Amerikan askeri daimi olarak bulunuyor. Washington, burada Japonya ile daha entegre çalışacak bir ‘müşterek kuvvet karargahı’ tesis ediyor. Ayrıca, Okinawa’da adalara yönelik muharebe eğitimi almış yeni bir deniz piyade alayı kurulurken, Tokyo da envanterine yeni Japon füzeleri eklemeyi hedefliyor.
Bununla birlikte, tatbikatta yer alan bazı subaylar, askerlerin daha karmaşık senaryolarla eğitim yapmasından daha fazla fayda sağlanacağını dile getirdi. Tatbikatta görevli ABD’li topçu komutanı Yüzbaşı Jolie Brakey, Japon kuvvetleriyle daha fazla amfibi operasyon eğitimi yapmak istediğini belirtti.
Tatbikattaki Avustralya tugayının komutanı Tuğgeneral Ben McLennan ise gelecek yıl ne istediğini şimdiden netleştirmiş durumda: manevra sahasında birlikte savaşan zırhlı birlikler ve siperlerde omuz omuza çarpışan piyadeler. “Bu tatbikat zamanla fevkalade bir bütünleşme seviyesine ulaştı,” diyen McLennan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu, üzerine daha da fazla eğilmemiz gereken bir konu. Ve biz de tam olarak bunu yapacağız.”