Türkiye’nin yargı sisteminde yeni bir sayfa açılıyor. Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1. Daire Başkanı Turan Kuloğlu, terörle mücadelede sağlanan kazanımların kamu hizmetlerine olan olumlu etkilerine işaret etti. Kuloğlu, ülkede tesis edilen güven ve istikrar atmosferinin yargı camiası üzerindeki tesirleri hakkında mühim değerlendirmelerde bulundu. “Terörsüz bir Türkiye” vizyonunun artık bir söylem olmaktan çıkıp, sahada somut bir güven ortamı yarattığını özellikle vurgulayan Kuloğlu, bu durumun hem adli hizmetlerin niteliğini hem de görev yeri seçimlerini doğrudan şekillendirdiğini kaydetti. Kuloğlu ayrıca, metropollerdeki konut ve erişim sıkıntılarına karşın doğu vilayetlerinin giderek daha cazip ve yaşanabilir bölgeler haline geldiğini belirtti.
Kuloğlu’na göre, görev yeri seçimlerinde artık güvenlik kaygılarının yerini sosyal imkanlar alıyor. Kamu yatırımlarının artması, lojman olanaklarının genişlemesi ve sosyal yaşamın zenginleşmesi gibi faktörler neticesinde, yaşam kalitesi ve ekonomik koşulların artık öncelikli belirleyici olduğunu ifade etti. Bu dönüşümün, teşkilat içindeki görev yeri algısını temelden değiştirdiğini söyleyen Kuloğlu, mevcut görev yeri sınıflandırmasının güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bölge sisteminin muhafaza edilmesi kaydıyla, her bir ilin ekonomik şartlar, ulaşım olanakları, sosyal çevre ve konut durumu gibi ölçütler temelinde yeniden ele alınması gerektiğini belirtti.
Doğu vilayetlerine yönelik gönüllü atama taleplerindeki yükselişin, yargı mensuplarının fedakarlığının bir kanıtı olduğunu belirten HSK 1. Daire Başkanı, bu durumun mesleki bilincin çevresel koşulların ötesinde bir adanmışlıkla benimsendiğini ortaya koyduğunu dile getirdi. Kuloğlu, atama sürecinin adil, şeffaf ve dengeli bir zemine oturtulması amacıyla yürütülen çalışmalara değindi. Ayrıca, bu yeni anlayışın sadece sistemin işleyişini daha verimli kılmakla kalmayıp, aynı zamanda personelin görev yaptığı yere olan bağlılığını ve mesleki şevkini de güçlendireceğini vurguladı.
Kuloğlu, temel amacın her şart altında adaleti tesis etmek olduğunu anımsattı. Görev yerlerinin sunduğu huzurlu çalışma ortamına rağmen, asıl önceliğin adaletin tarafsız, bağımsız ve verimli bir biçimde tecelli etmesi olduğunu belirtti. “Bu ideal, görev yerinden bağımsız olarak her bir yargı mensubunun taşıdığı en temel sorumluluktur” sözleriyle bu ilkenin önemini pekiştirdi. Yargı teşkilatını kurumsal yapı ve çalışma şartları bakımından daha iyi bir noktaya getirme gayretinde olduklarını ifade eden Kuloğlu, “Teşkilat olarak yarınlarımızın bugünlerimizden daha iyi olacağına inanıyoruz” diyerek konuşmasını noktaladı.