Sana Göre Haber

Türk Edebiyatının Zamanla Dans Eden Kalemi: Adalet Ağaoğlu’nun Mirası

Türk edebiyatının duayen ismi Adalet Ağaoğlu, asıl adıyla Fatma İnayet, 23 Ekim 1929 tarihinde Ankara’nın Nallıhan ilçesinde, kumaş ticaretiyle uğraşan Hafız Mustafa Sümer ve İsmet Sümer çiftinin çocuğu olarak hayata gözlerini açtı. Üniversite yıllarında mahkeme kararıyla ismini Adalet olarak değiştiren yazar, eserlerinde evlenmeden önce Adalet Sümer, evlendikten sonra ise bir dönem Adalet Sümer Ağaoğlu imzalarını kullandı. Ayrıca, Parker Quinck ve Remüs Telada gibi takma adlarla da yazılar yayımlamıştır.

Ağaoğlu, ilköğrenimini Nallıhan’da tamamladıktan sonra eğitimine Ankara Kız Lisesi’nde devam etti ve ilk şiirleriyle yazılarını bu dönemde kaleme aldı. Yazma eylemini bir “arkadaşlık” olarak nitelendiren usta edebiyatçı, bir söyleşisinde ailesinin kültürel yapısını şu sözlerle aktarmıştı: “Babam, Osmanlı aydınlarından biriydi ve kumaş tüccarlığı yapıyordu. Onun sayesinde İstanbul ile dört yaşımda tanıştım. 1933’te kız çocuklarının okula gönderilmesi kanunu çıkmasaydı durum ne olurdu? O zamanlar nüfus cüzdanım dahi yoktu. Dindar bir insan olan babamın sesi çok güzelmiş, kendisi hafızdı. Sırf ben ortaokula gidebileyim diye ailemiz Ankara’ya taşındı. Bu sayede okuyabildim ve Ankara’da fakülteyi bitirdim. Batılılık ruhuma o denli işlemiş ki… Hafız kelimesini kullanmaktan neden çekiniyorum? Oysa o bir sanatkârdı, ‘Sinekli Bakkal’daki Rabia gibi. Annemin kökeni ise Saraybosna’ya dayanıyor. Kasabada tüccar olan babamla nasıl tanışıp evlendiler? İkisi de bambaşka kültürlerde yetişmişlerdi. Kardeşim Ayhan her zaman, ‘Adalet, bir aile romanı yazmadın’ derdi. Bizde farklı bir dinamik vardı; iki ayrı kültür barış içinde bir aradaydı.”

Lise eğitimini tamamlamasının ardından, 1946 ve 1947 yıllarında Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri yazarak profesyonel yazı hayatına adım attı. İlk şiiri “Gölgeler”, 1948’de Kaynak dergisinde yayımlandı ve 1950’ye kadar şiirlerini bu dergide okurlarla buluşturdu. Edebiyata şiirle başlama serüvenini bir mülakatında şöyle anlatmıştı: “Çok genç yaşta şiirle başladım. Hatta Nurullah Ataç’ın da jüride yer aldığı bir üniversite gençleri şiir yarışmasında birincilik elde etmiştim. Bu durum beni hem çok şaşırtmış hem de fazlasıyla korkutmuştu. Çünkü şiir, hafife alınacak bir iş değildir. O yaşta bu alana ne kadar hazır olduğumu kestiremiyordum. Yine de büyük bir tutkuyla bir süre devam ettim.”

Usta kalem, 1950 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Şiirin yanı sıra tiyatro metinleri yazmaya da ilgi duyan Ağaoğlu, 1951’de Ankara Radyosu’nda çalışmaya başladı ve ilk radyo oyunu olan “Aşk Şarkısı”nı burada yazdı. Radyoda dramaturg olarak görev yaptıktan sonra Radyo Tiyatrosu Müdürü pozisyonuna yükseldi. 1961 senesinde, tiyatrocu dostları Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu ve Nur Sabuncu ile birlikte Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”nin kurucuları arasında yer aldı ve Meydan Sahne Dergisi’ni yayımladı.

Sevim Uzungören ile birlikte yazdığı “Bir Piyes Yazalım” adlı eseri 1953’te Ankara’da sahnelenirken, tiyatro alanındaki bilgi ve deneyimini artırmak amacıyla Paris’e gitti. Adalet Ağaoğlu, 1954 yılında mühendis Halim Ağaoğlu ile hayatını birleştirdi.

Çevresindeki gözlemlerinden yola çıkarak yazdığı “Evcilik Oyunu” adlı eseri, 1963-1964 sezonunda Ankara’da tiyatroseverlerle buluştu. TRT’nin kuruluş sürecinin ardından kurumda program uzmanı ve daire başkanı gibi görevler üstlenen yazar, bu görevini 1971’e kadar sürdürdü. Kaleme aldığı oyunlarda toplumsal meselelere ve güncel olaylara karşı duyarlı bir yaklaşım sergileyen Ağaoğlu, 1960’lı ve 1970’li yılların en önemli oyun yazarlarından biri haline geldi.

1970’lerden itibaren kariyerinde yeni bir sayfa açarak roman ve öykü yazarlığına ağırlık verdi. Eserleri Almanca, Slovakça, İngilizce, Hollandaca ve Bulgarca gibi dillere çevrilen yazar, ilk romanı “Ölmeye Yatmak”ı 1973’te, ilk öykü kitabı “Yüksek Gerilim”i ise 1974’te yayımladı. “Dar Zamanlar” üst başlığıyla sunduğu “Ölmeye Yatmak”, “Bir Düğün Gecesi” ve “Hayır…” romanlarında zaman kavramını merkezi bir öge olarak kullandı. Bu nedenle, çağdaş Türk romanında bir “zaman ustası” olarak anıldı.

Oyun yazarlığını bırakıp romana yönelmesinin ardında sansürün yattığını belirten usta edebiyatçı, bir demecinde bu süreci şöyle ifade etmişti: “İlk romanım yayımlandığında, dönemin önde gelen eleştirmenleri kitap hakkında çok olumsuz eleştiriler yazdılar. Ancak sokakta yürürken okurlar yolumu kesip, ‘İyi ki Ölmeye Yatmak’ı yazdınız. Ne kadar farklı bir roman’ dediler. Ben okura karşı bir sorumluluk hissettim. İnanın, en çok sizlerin ne düşüneceğini önemserim. Bu sorumluluğu hep taşıdım ve 90 yaşında bile taşıyorum. Bu duygu zamanla katlanarak arttı, hiç azalmadı. Ben eleştirmenler sayesinde değil, okurum sayesinde var oldum. Bizim buluşmamız böyle gerçekleşti.”

Ağaoğlu, yaklaşık 20 yıllık bir aranın ardından 1991’de “Çok Uzak Fazla Yakın” eseriyle tiyatro yazarlığına geri döndü. Yazarın “Fikrimin İnce Gülü” romanı, 1993 yılında Tunç Okan yönetmenliğinde “Sarı Mercedes” adıyla sinemaya aktarıldı. 1996’da parkta otururken bir aracın çarpması sonucu ağır yaralanan Ağaoğlu, yurt içinde ve dışında gördüğü uzun bir tedavinin ardından sağlığına yeniden kavuştu.

Adalet Ağaoğlu’nun uluslararası tanınırlığı, New York’ta 1969’da basılan “The Reader’s Encyclopedia of World Drama” adlı tiyatro ansiklopedisinde dünya tiyatro yazarları arasında yer almasıyla perçinlendi. “Yaşamak” adlı oyunu ise Fransız ve Alman radyolarında seslendirildi.

Kariyeri boyunca çok sayıda ödüle layık görülen Ağaoğlu, 1974’te “Üç Oyun” ile TDK Tiyatro Ödülü’nü, 1975’te “Yüksek Gerilim” ile Sait Faik Hikaye Armağanı’nı, 1979’da “Bir Düğün Gecesi” ile Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü, 1980’de ise Orhan Kemal Roman Armağanı ve Madaralı Roman Ödülü’nü kazandı. Ayrıca, 1992’de “Çok Uzak Fazla Yakın” ile Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü’ne, 1995’te Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne, 1996’da “Romantik Bir Viyana Yazı” ile Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülü’ne, 1997’de NTV Yılın Yazarı Ödülü’ne ve 1999’da Aziz Nesin Ödülü’ne değer görüldü.

Usta kalem, 14 Temmuz 2020’de hayatını kaybetti ve naaşı Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Ağaoğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladığı kişisel arşivi, üniversite kütüphanesinde kendi kontrolünde tasarlanmış özel bir odada korunmaktadır. Bu odada, yazarın çalışma masası, daktilosu, ödülleri ve plakları gibi şahsi eşyalarının yanı sıra, eşi Halim Ağaoğlu ve arkadaşları Halil Ergün, Yalçın Küçük, Haldun Taner, Tunç Yalman, Hulki Aktunç, İlhami Soysal, Pirko-Asaf Çiğiltepe, Faruk Ulay ile olan yazışmaları dosyalanmış halde mevcuttur. Arşivde ayrıca, yazarın 1996’da geçirdiği trafik kazasına ilişkin belgeler ve kendisine gönderilen mektuplar da bulunmaktadır.

Her zaman üretkenliğiyle tanınan yazarın başlıca eserleri şunlardır:

**Oyunları:** “Bir Piyes Yazalım” (S. Uzgören ile, 1953), “Yaşamak” (1955), “Evcilik Oyunu” (1964), “Tombala” (1967), “Çatıdaki Çatlak” (1969), “Sınırlarda” (1969), Üç Oyun: “Bir Kahramanın Ölümü”, “Çıkış”, “Kozalar” (1973), “Kendini Yazan Şarkı” (1976), “Çok Uzak-Fazla Yakın” (1991), “Duvar Öyküsü” (1992), “Şiir ve Sinek” (1992), “Fikrimin İnce Gülü” (1996), “Çağımızın Tellalı” (2011). Ayrıca “Oyunlar” (1982), “Oyunlar I-II” (1993) ve “Toplu Oyunlar” (1996) adlarıyla toplu eserleri yayımlanmıştır.

**Romanları:** “Ölmeye Yatmak” (1973), “Fikrimin İnce Gülü” (1976), “Bir Düğün Gecesi” (1979), “Yaz Sonu” (1980), “Üç Beş Kişi” (1984), “Göç Temizliği” (1985), “Hayır…” (1987), “Ruh Üşümesi” (1991), “Romantik Bir Viyana Yazı” (1993), “Dert Dinleme Uzmanı” (2014).

**Anı ve Hikayeleri:** “Yüksek Gerilim” (1974), “Sessizliğin İlk Sesi” (1978), “Hadi Gidelim” (1982), “Hayatı Savunma Biçimleri” (1997), “Damla Damla Günler” (2004). “Toplu Öyküler I” (2001) ve “Toplu Öyküler II” (2001) adlarıyla toplu hikayeleri basılmıştır.

**Deneme, Eleştiri ve Söyleşileri:** “Geçerken” (1986), “Gece Hayatım” (1992), “Karşılaşmalar” (1993), “Başka Karşılaşmalar” (1996), “Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar” (2002).

**Derlemeleri:** Güner Sümer/ Toplu Eserleri I-II (1983), Seçmeler (1993).

**Çevirileri:** “Mezarsız Ölüler” (J. P. Sartre, 1962), “Kafkas Tebeşir Dairesi” (B. Brecht, 1963), “Durand Bulvarı” (Armand Salcrou, 1967), “Amerikano Manyaklar” (Razvani, 1973).

Exit mobile version