Türk Kızılay, Srebrenitsa Soykırımı Anma Törenlerinde Vicdanın Sesi Oldu

Türk Kızılay, insanlık tarihinin en trajik olaylarından biri olarak kabul edilen Srebrenitsa Katliamı’nın 30. anma yılında, Bosna-Hersek’te gerçekleştirilen programlara iştirak ederek adalet ve barış mesajını yineledi. Bu kapsamda, Kızılay Genel Sekreteri Ramazan Saygılı ile Uluslararası İlişkiler ve Göç Hizmetleri Genel Müdürü Alper Küçük, katliamda sevdiklerini kaybeden annelere manevi destek sunmak maksadıyla Srebrenitsa Anneleri Bakım Merkezi’ne bir ziyaret gerçekleştirdi.

Ziyaret esnasında, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki kadınların büyük bir özenle hazırladığı el yapımı hediyeler ve içtenlikle yazılmış notlar, Srebrenitsalı annelere takdim edildi. Bu manevi değeri yüksek armağanlar, yıllardır dinmeyen acıların ortasında bir umut ışığı olurken, iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştiren bir nitelik taşıyordu.

Genel Sekreter Ramazan Saygılı, programın ardından yaptığı değerlendirmede şu sözleri dile getirdi: “Srebrenitsa’yı unutmamak, insanlık onurunu korumak demektir. 11 Temmuz 1995 tarihinde Avrupa’nın kalbinde işlenen bu gaddarlık, sadece Boşnak kardeşlerimize değil, tüm beşeriyete karşı işlenmiş bir cürümdür. Bugün Türk milleti adına dostluk elimizi uzatarak, onların kederini paylaşıp bir nebze olsun azaltmaya gayret ediyoruz. Kadınlarımızın büyük emek vererek hazırladığı hediyeleri, dualarımız eşliğinde annelerimize ulaştırdık. Tanıklık ettiğimiz her gözyaşında bir yakarış, bir hasret ve kelimelere sığmayan bir feryat vardı. Artık bu sessiz feryatlar yalnız değildir.”

Kızılay delegasyonu, düzenlenen 85 kilometrelik anma yürüyüşü süresince, 30 farklı ülkeden gelen 7 binden fazla yürüyüşçüye çeşitli ikramlarda bulundu. Su, taze meyve ve meyve suyu dağıtımı yaparak yürüyüşe lojistik destek sağlayan Kızılay, Türk halkının cömertliğini ve köklü vicdani duruşunu Bosna topraklarında bir kez daha gözler önüne serdi.

Saygılı, açıklamalarını şu ifadelerle noktaladı: “Srebrenitsa’da katledilen yalnızca insanlar değildi, insanlığın kendisiydi. Buna rağmen bu topraklarda umudun yeniden filizlendiğini görüyoruz. Dünyanın her yerinden buraya gelen insanlar Türkiye’ye selamlarını yolladı. Çünkü onlar şundan emindir ki; nerede bir ızdırap varsa Türk Kızılay oradadır ve nerede bir insanlık onuru söz konusuysa onun en büyük savunucusudur.”