Van’ın Erciş ve Ağrı’nın Diyadin ilçeleri arasındaki sınırda konumlanan Aladağ’daki yaylalar, sahip olduğu temiz su kaynakları ve verimli otlaklarıyla öne çıkarak yaz mevsiminde binlerce küçükbaş hayvandan oluşan sürülere ev sahipliği yapmaktadır. Bu çerçevede, Erciş ilçesine bağlı Yanıktepe Mahallesi’nin İmamabdal mezrasında geçimini hayvancılıktan kazanan aileler, kış aylarını ağıllarda geçiren hayvanlarını yazın 2 bin 700 metre yükseklikteki bu yaylalara çıkarmaktadır.
Yaz süresince bölgedeki yaylalarda konaklayan hayvan sahipleri, sürülerinin zengin bitki örtüsüne sahip otlaklarda beslenmesini sağlayarak et ve süt verimini en üst düzeye çıkarmayı amaçlıyor. Kadınların günde iki defa sağdığı süt, tereyağına dönüştürülmekte ve yöreden toplanan kekik ile sirmo otuyla harmanlanarak geleneksel otlu peynir üretilmektedir.
Bidonlara yerleştirilerek yaz mevsimi boyunca toprağın altında saklanan peynirler, sonbaharın gelmesiyle birlikte kahvaltı hizmeti sunan işletmelere ve sipariş veren kişilere satılmaktadır.
“Mayamızın sırrını kimseye vermiyoruz”
Besicilik yapan Aynur Arslan, AA muhabirine verdiği demeçte, her sene havanın ısınması ve doğanın yeniden canlanmasıyla birlikte hayvanlarını otlak bakımından zengin olan yaylaya taşıdıklarını belirtti. Yaylada bir taraftan peynire katılan şifalı bitkileri topladıklarını, diğer taraftan da hayvanlarını beslediklerini ifade eden Arslan, “Kadınlar çok çalışıyor. Burada hem ekmek pişiriyoruz hem de hayvanların sütüyle uğraşıyoruz. Günde iki kez süt sağıyoruz. Sütü peynir haline getiriyoruz. Kendi mayamızı yapıyoruz. Mayamızın sırrını kimseye vermiyoruz. Kesinlikle hazır maya kullanmıyoruz. Süte mayayı kattıktan sonra iki saat bekletiyoruz. Katılaştıktan sonra bezin içerisinde sabaha kadar bekletiyoruz. Sabah tuzlayıp, içerisine sirmo, kekik gibi otları katıyoruz. Bu şekilde peynirimiz güzel oluyor.” şeklinde konuştu.
Geçimini hayvancılık yaparak sağlayan Abdullah Arslan ise şunları söyledi: “Baharın gelmesiyle koyunlarımızı mezramızın yaylasına getiriyoruz. Kasımın sonuna kadar burada süt sağıyoruz. Sütü otlu peynir ve tereyağı haline getiriyoruz. Peynire topladığımız çeşitli otları ekliyoruz. Kış için hazırlıyoruz. Bir kısmını da salamura yapıyoruz. Kış için yaptığımız peyniri toprağa gömüyoruz. Kışın çıkarıp tüketiyoruz.”
Bölgedeki hayvancılık faaliyetlerinin azaldığına dikkat çeken Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peynirimizin tadı çok güzel oluyor çünkü kendi mayamızdan yapıyoruz. Peynirimizin güzelliği mayasında gizli. Yaylada şimdi huzur var. Umarım herkes eskisi gibi hayvancılığa başlar. İnşallah daha güzel olacak ve hayvancılık da gelişecek. Eskiden burada 200 bin küçükbaş hayvan vardı. Şimdi hayvancılık yapanların sayısı azaldı.”