Ahmet Özer Davasında İkinci Duruşma: Tutuklu Başkan Yeniden Hakim Karşısında

Esenyurt Belediye Başkanı olarak görev yaparken 30 Ekim 2024 tarihinde tutuklanan Ahmet Özer, bugün ikinci defa mahkemeye çıkıyor. Özer’in 23 Mayıs 2025’te Silivri’de görülen ilk duruşmasında, tutukluluk halinin devam etmesi yönünde bir karar alınmıştı.

23 Mayıs’taki bu duruşmanın ardından BBC Türkçe’ye bir değerlendirme sunan Özer’in avukatı Hüseyin Ersöz, “Başta gizli tanık beyanları olmak üzere tamamı çelişkilerle dolu iddialara delilleriyle yanıtlar verildi” şeklinde konuşmuştu. Ersöz, karara ilişkin olarak, “Geldiğimiz aşama itibarıyla kuvvetli suç şüphesi ortadan kalkmışken Ahmet Özer’in tutukluğunun devamına karar verilmesi hukuken açıklanabilecek bir durum değildir” yorumunu yapmıştı. Avukat Ersöz, bugünkü duruşmada müvekkili Ahmet Özer’in serbest bırakılması talebini yineleyeceklerini de belirtmişti.

Siyasi kanattan da sürece tepkiler gelmişti. CHP lideri Özgür Özel, 23 Mayıs’taki duruşma sonrası Silivri Cezaevi önünde yaptığı konuşmada, Ahmet Özer’in “suçunun” Kürt olmak ve Esenyurt Belediyesi’ni kazanmak olduğunu ileri sürmüştü. Benzer şekilde, cezaevinde tutuklu bulunan ve bu sebeple İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki başkanlık görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ise, “Seçimle alamadıkları Esenyurt’u kayyımla ele geçirmeye çalışanlar, Ahmet Özer başkanımızı terörle suçlayarak aylardır bir hukuk katliamı gerçekleştiriyor” açıklamasını yapmıştı.

**Savunmasında Neler Söylemişti?**

Ahmet Özer, 23 Mayıs’ta gerçekleştirdiği savunmasında, tutuklanmasının temelinde etnik kimliği ve siyasi başarısının yattığını öne sürdü. “Van’dan gelmiş bir Kürt olarak yönetici olmamı hazmedemeyenler yüzünden buradayım” diyen Özer, iddia makamını batıdaki ve doğudaki Kürtler arasında ayrım yapmakla eleştirerek şunları söyledi: “Bizi bölücülükle suçlayanlar bölücülük yapıyor. Ben hayatımda suç işlemedim, mahkemeye düşmedim. Yüzlerce öğretmen yetiştirdim, aralarında savcı hakim çıktı. Böyle bir kişiden terörist çıkar mı? Yıllarca üniversitelerde çalıştım. Bunca yıl terör örgütü üyesi olmamışım da şimdi mi olmuşum?”

Tutuklanmasının asıl sebebinin Esenyurt Belediye Başkanı seçilmesi olduğunu vurgulayan Özer, “Ben neden buradayım? Ben Esenyurt Belediye Başkanı olduğum için buradayım. Belediye başkanı olmasam, akademide bir görevde olacaktım. Büyük ihtimalle, 10 yıl önce olduğu gibi bugün de Barış Süreci için benimle iletişime geçeceklerdi” şeklinde konuştu. Siyasete atıldıktan sonra bir hedef haline getirildiğini savunan Özer, “Ama işte Esenyurt Belediye Başkanı olunca şimşekler çaktı. Benim birçok hakkım bu nedenle ihlal edildi” ifadelerini kullandı.

Esenyurt’ta seçmenlerin yarısının oyunu aldığını ve AKP’den 25 bin oy geçtiğini belirten Özer, “O zaman bu işin içinde AKP de var” diyerek suçlamaların siyasi olduğuna işaret etti ve ekledi: “Bir barış süreci yürütülüyor. Bir barış süreci bu iddialarla nasıl yürütülecek? Toplumu nasıl ikna edeceksiniz? Bütün operasyonların altında yatan kaybetme endişesidir.”

**Anayasa Mahkemesi’ne Başvuru Süreci**

Davanın hukuki bir diğer cephesi ise Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurudur. İstanbul 9. İdare Mahkemesi, Ahmet Özer’in görevinden alınıp yerine kayyum atanması işleminin iptali için açılan davada, kayyum atamasına olanak tanıyan düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne taşıma kararı aldı. Bu başvurunun temelini, OHAL döneminde Belediye Kanunu’na eklenen ve terör suçlarından soruşturma açılan belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasına imkan tanıyan hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası oluşturuyor. ANKA’nın haberine göre, Özer’in avukatı Hüseyin Ersöz, İdare Mahkemesi’nin, Belediye Kanunu’nun 45. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa’ya aykırılığı yönündeki iddialarını ciddi bularak Anayasa Mahkemesi’ne ‘somut norm denetimi başvurusunda’ bulunulmasına karar verdiğini duyurdu. Avukat, Anayasa’ya aykırılığın tespiti ve ilgili maddenin iptalinin “kayyum kararlarının dayanağını ortadan kaldıracağını” ifade etti.

**Süreç Nasıl Başladı?**

64 yaşındaki Ahmet Özer’in evi, 30 Ekim sabahı şafak vaktinde terörle mücadele polisleri tarafından kapısı kırılarak basıldı ve makam odasında da arama gerçekleştirildi. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Özer’in, “Anayasa’nın 127’inci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’inci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırıldığı” ilan edildi. Bakanlık kararıyla Özer’in makamına İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyum olarak atanırken, Esenyurt Belediyesi’nin başkan yardımcıları da görevden alındı. Bu kararlara tepki olarak CHP, DEM Parti ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, ertesi gün Esenyurt Meydanı’nda bir araya geldi. Mitingde bir konuşma yapan CHP lideri Özgür Özel erken seçim çağrısında bulunurken, DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğlulları, “İç barıştan söz edenler, iç barışın ta kendisi olan kent uzlaşısını hedef aldı” dedi.

**İddianame ve Suçlamalar**

Özer hakkındaki iddianamede, “terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep ediliyor. Kasım ayında avukatı aracılığıyla BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Özer, “PKK/KCK örgütü üyesi olmak suçlamasını” kabul etmemişti. Cezaevinden verdiği yanıtlarda soruşturmayı “daha çok siyasi bir süreç” olarak niteleyen Özer, masumiyetini savunmuştu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ilk açıklamasında, Özer için “terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak – Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi)” hakkında iletişimin dinlenmesi tedbiri uygulandığı belirtilmişti. Savcılık, on yıllık bir süreçte “Özer’in PKK mensuplarıyla çok kez iletişime geçtiği, 14 kez de Kongra-gel eş başkanı Remzi Kartal ile irtibat kurduğunu” iddia etti. Ayrıca, İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden alınan kararla Özer’in konutunda, işyerinde ve araçlarında arama yapıldığı bilgisi paylaşıldı.

Gözaltı işlemine İstanbul Barosu’ndan da tepki geldi. Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giden İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, “Bugün tanık olduğumuz uygulamalar, makam odasına giriş tarzı, kapının kırılarak girilmesi, Anayasa’mız açısından hiçbir biçimde açıklanabilecek bir dayanağa sahip bulunamamaktadır” dedi ve ilgili makamları “Anayasal görev ve yetki sorumluluğuna” davet etti.

**Ahmet Özer Kimdir?**

Prof. Dr. Ahmet Özer, 1960 yılında Van’da dünyaya geldi. 1986’da Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu ve sosyoloji bölümünde yan dal yaptı. 1995’te yine Hacettepe Üniversitesi’nde “GAP’ın Sosyoekonomik ve Politik Boyutları” başlıklı çalışmasıyla doktor unvanını aldı; yüksek lisans ve doktora tezleri kitap olarak yayımlandı. 1980’li yılların sonunda Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bünyesinde yürütülen ve merkezi Şanlıurfa’da bulunan GAP Projesi’nde uzman sosyolog olarak görev aldı. Kürtlerin siyasi kimliği üzerine sosyolojik ve kamusal çalışmalarda bulunan Özer, sonraki yıllarda çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı ve idari görevlerde yer aldı. Dördü roman, biri film senaryosu olmak üzere toplam 38 kitabı bulunan Özer, 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı seçilmişti.