Görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla yargılandığı davada, yurt dışına çıkış yasağı ve İstanbul il sınırlarını terk etmeme adli kontrol şartları ile tahliye edildi. Ancak Özer, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü dosyası kapsamında tutukluluğu devam ettiği için serbest kalmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü ‘Terör’ soruşturması çerçevesinde 4 Kasım’da tutuklanarak görevden alınan ve ayrı bir yolsuzluk soruşturmasında ‘İhale yolsuzluğu’ suçlamasıyla tekrar tutuklanan CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in davası başladı. ‘Silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen Özer’in davasının ikinci duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Salonun yetersizliği nedeniyle duruşma Silivri Adliyesi’nin 1 numaralı salonuna alındı. Duruşmada tutuklu sanık Ahmet Özer, avukatları ve çok sayıda partili hazır bulundu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen Erdoğan Boz, Ahmet Özer ile aralarındaki para transferine ilişkin, “2022 yılında Ahmet Özer’in kitabı çıkmak üzereydi. Yayıncılıkla uğraştığım için oradaydım. Kendisiyle tesadüfen karşılaştık ve tarih üzerine sohbet ettik. Bir kitap hediye etmek istedim ama kabul etmedi. Bu sebeple daha sonra ödemeyi bana banka yoluyla gönderdi” dedi.
Bir diğer tanık Erkan Çakır, “Ben devletini seven, CHP’nin altı okuna bağlı biriyim. Kürt kökenli bir vatandaşım. Sosyal medyada Sayın Ahmet Özer hakkında yaptığım bir yorum nedeniyle hakaret davasıyla karşı karşıyayım. ‘Sayın Ahmet Özer PKK destekçisidir’ dediğim için iki ayrı dava ile yargılanıyorum. Ahmet Özer’in neden tutuklu olduğunu şu an herkes biliyor. Ben bunu 9 ay önce söylediğim için yargılanıyorum. Partimde terör destekçisi birini istemem. Sayın Ahmet Özer’in özerklik talep eden konuşmaları mevcuttur. Özer ‘Pekeke’ dedi, biz ise ‘Pekaka’ deriz; bu bile onun örgüt üyesi olduğunu gösterir. Ben bir Kürt olarak Türklüğün üst kimlik olduğuna inanıyorum. Doğu Anadolu ve Van’daki insanlarımız bu durumu sürekli ifade ediyordu. Belediye başkanı seçildikten sonraki özerklik yanlısı konuşmaları insanları etkiledi. Ayrıca Özer, uzlaşma teklifi olarak bana 70 bin lira önerdi, ben bunu reddettim” diye konuştu.
Ahmet Özer’in yeğeni olan Muhammet Sertaç Özçoban ise, “Ahmet Özer benim dayımdır. Aramızda bir ticari bağ yoktur. Belediye başkanlığı kesinleşince seçim çalışmalarına destek olmak amacıyla para toplandı. Bu paralar resmi olarak toplanan ve hesaba yatırılan paralardır. Nakit olanlar ise yakın çevreden imece usulüyle toplanmıştır. Paranın kaynağı sorulursa, seçim için dost ve akrabalardan toplanan bağışlardır” şeklinde ifade verdi.
Ahmet Özer ile 2012–2016 yılları arasında çok sayıda HTS kaydı bulunduğu için tanık olarak dinlenen Aladdin Erdoğan, “30 yılı aşkın süredir Mersin’de yaşıyorum ve öğretmenlik yapıyorum. Eğitim-Sen şube başkanlığı yaptığım dönemden Özer’i tanırım. O zamanlar kendisini bir akademisyen olarak biliyordum. Projelerimiz için ondan destek talep ettim. Sonrasında partimiz HADEP’e belediye başkanı aday adayı olmak istediğinde benden destek istedi. Kendisi de projelere katılarak bana yardımcı oldu, hatta birçok projede yer aldı. Ahmet Özer’in yasadışı bir örgütle bağı olduğuna dair hiçbir şey görmedim veya duymadım” dedi.
Tanık beyanlarına karşı söz alan Ahmet Özer, “Yalnızca Erkan Çakır hakkında bir şey belirtmek istiyorum. Bu kişi kamuoyunda meczup olarak tanınır. İddiasına göre uzlaşmak için 70 bin lira istemişim. Böyle bir şey söz konusu değil. Zaten kendisi hakkımda örgüt üyeliği iddiasında bulunduğu için aramızda bir husumet var. Erkan Çakır sadece bana değil, İstanbul, Mersin ve Adana Büyükşehir Belediyelerine karşı da sosyal medyada paylaşımlar yapan biridir. Yalancı ve iftiracı bir kişiliktir. Bütün bu iddialar asılsızdır” dedi.
Özer savunmasında, “Bugün ikinci defa huzurunuzdayım; yargılama sürecim gereksiz yere uzatıldı. Hakkımda asılsız iddialarla suçlamalar yapıldı. Ben ve avukatlarım, tanıkların iddialarını çürüttük. Önceki duruşmada tahliye beklerken, bugün yine buradayım. Bir kişi acı çekiyorsa, aslında birçok kişi acı çekiyordur. 11 Temmuz’da barış süreci adına önemli bir adım atıldı; fakat benim tutukluluğumun sürmesi bir çelişkidir. Ahmet Özer davası, barış konusunda bir samimiyet sınavıdır. En başından beri lekelenmeme hakkım ihlal edilerek suçlu gibi gösterildim. Benim bir terör örgütü üyesi olmadığımı herkes bilir. Sadece barış süreci var diye tahliye olmak istemiyorum; çünkü zaten hiçbir örgüte üye değilim. Bize sadece terörsüz bir Türkiye değil, aynı zamanda demokratik bir Türkiye de lazım” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, yaptığı değerlendirme sonucunda görevden alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, terör örgütüne üyelik suçundan yargılandığı davada, yurt dışı çıkış yasağı ve İstanbul sınırlarını terk etmeme koşullarıyla tahliyesine hükmetti. Özer’in, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü dosyası kapsamında tutukluluk hali devam etmektedir.