Sana Göre Haber

Akran Şiddetinin Ölümcül Yüzü: Konya’daki Trajedi ve Alınması Gereken Önlemler

Son zamanlarda tırmanışa geçen akran zorbalığı, Konya’da yaşanan trajik bir olayla tekrar ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. 10 yaşındaki Yusuf Taşkın’ın, kendi sınıf arkadaşı tarafından okulda boğazı sıkılarak yaşamını yitirmesi, bu konudaki tartışmaları ve alınması gereken acil tedbirleri yeniden alevlendirdi.

Söz konusu elim olay, 28 Mayıs günü Konya’nın merkez Selçuklu ilçesinde bulunan Dikilitaş Sahip Ata İlkokulu’nda vuku buldu. Yusuf Taşkın, öğretmenin sınıfta olmadığı bir anda sınıf arkadaşı M.İ.Ç. (10) tarafından boğularak nefessiz bırakıldı. Derhal Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alınan küçük Yusuf, yaklaşık 1,5 ay süren yoğun bakım mücadelesini ne yazık ki geçtiğimiz günlerde kaybetti. Ailenin yaşadığı trajedi bununla da sınırlı değildi; Yusuf’un 14 yaşındaki ağabeyi Mustafa Yiğit’in de Nisan 2024’te, yine Selçuklu ilçesindeki Necip Fazıl Kısakürek ortaokulunda bir arkadaşıyla ettiği kavga sırasında fenalaşarak kalp krizi sonucu vefat ettiği öğrenildi.

Okullarda artan akran şiddetinin ölümcül boyutlara ulaşması, hem yasal hem de toplumsal olarak atılması gereken adımların aciliyetini ortaya koydu. Türk Ceza Kanunu’na göre, bir çocuğun suç işlemesi durumunda cezai sorumluluğunun 12 yaşında başlaması, bu tür olaylarda hukuki bir boşluk tartışması yaratıyor. Konunun farklı yönlerini aydınlatmak üzere hukukçular, uzmanlar ve psikologların görüşlerine başvurduk.

**HUKUKİ SÜREÇ VE AİLENİN HAKLARI**

Ceza Avukatı İbrahim Cihat Tanrıkulu, meselenin hukuki çerçevesini şöyle çiziyor: “Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca, bir çocuğun cezai ehliyeti 12 yaşını doldurmasıyla başlar. Bu durum, benzer olaylarda mağdur ailelerin derin bir çaresizlik hissetmesine neden olmaktadır. ‘Çocuğum hayatını kaybetti, fakat fail çocuk olduğu için kimse ceza almayacak’ hissi, anlaşılır bir şekilde bir adalet zedelenmesi yaratabilir. Ancak mağdur ailenin, fail çocuğun ailesine karşı maddi ve manevi tazminat davası açma imkânı vardır. Ayrıca, olayda ihmali bulunan okul yönetimi, öğretmenler veya rehberlik birimleri hakkında da idari soruşturma ve cezai sorumluluk gündeme gelebilir.”

**UZMANLARDAN ÖNLEME VE REHABİLİTASYON ÇAĞRISI**

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Selvi, önleyici tedbirlerin kritik rolüne vurgu yapıyor: “Akran çatışmalarını ve kavgalarını engellemek adına ailelere ve okullara mühim görevler düşüyor. Okullarda mutlaka akran zorbalığını önleme komisyonları tesis edilmeli, bu konuda net kurallar belirlenmeli ve hem öğretmenler hem de öğrenciler bu alanda özel eğitimlere tabi tutulmalıdır.”

Psikolog Azra Eylül Temiz ise zorbalık uygulayan çocuğun rehabilitasyonuna dikkat çekiyor: “Bu tip durumlarda, zorbalık sergileyen çocuğun iyileştirilmesi gerekir. Bu süreç, bir psikiyatri uzmanının desteğiyle başlamalı, sonrasında bir klinik psikolog yardımıyla çocuğun terapiye yönlendirilmesiyle devam etmelidir. Maalesef, bu yaş grubundaki çocuklarda bu tür davranışlarla karşılaşabildiğimizi de bilmemiz gerekiyor.”

Exit mobile version