Bir Komutanın Perspektifinden: CHP’nin İktidar Stratejisi İçin Savaş İlkeleri

Savaş ilkeleri, yani harp prensipleri, insanlık tarihi boyunca yaşanan sayısız çatışmadan süzülerek gelen tecrübeler ve çıkarılan dersler sonucunda oluşturulmuştur. Dünya genelindeki orduların askeri doktrinlerinin temelini oluşturan bu prensipler, rekabetin yaşandığı her alanda tatbik edilebilir ve uygulayana zafer getirme potansiyeli taşır. Bu bağlamda, bahsi geçen ilkeler, iktidarı hedefleyen CHP için de önemli bir rehber niteliği taşıyabilir.

**Hedef İlkesi:** Bu prensibe göre, her askeri operasyon net bir şekilde tanımlanmış bir amaca yönelmelidir; zira hedefe hizmet etmeyen girişimler yalnızca lüzumsuz kaynak israfına neden olur. CHP için bu hedef, ister erken ister vaktinde yapılsın, gerçekleşecek ilk genel seçimlerde hem cumhurbaşkanlığını hem de TBMM’deki ekseriyeti elde etmektir. Dolayısıyla, partinin liderliğinin kritik rolüyle, tüm teşkilatın, organların ve üyelerin bu nihai amaca odaklanması ve bu amaca katkı sağlamayan her türlü eylem ve diskurdan uzak durması esastır.

**Taarruz İlkesi:** Savaş sanatında nihai neticeye ancak taarruzla ulaşılır; savunma ise sadece taarruz için uygun şartlar oluşana dek başvurulan muvakkat bir eylem biçimidir. Bu prensip uyarınca, CHP’nin de sözü edilen hedefe varmak amacıyla pasif ve müdafaada kalan bir tutum yerine, demokratik yollarla proaktif bir yol haritası benimsemesi gerekir. Bu bağlamda düzenlenen mitingler oldukça yerinde bir adımdır ve sayısının artırılması ve coğrafi kapsamının genişletilmesi suretiyle devam ettirilmelidir. Zira iktidar kanadının iddialarının aksine, sokak eylemleri sandığın bir alternatifi olarak değil, onu bütünleyen bir unsur olarak görülmelidir.

**Sıklet Merkezi İlkesi:** Bu prensip, daima ve her noktada kuvvetli olmanın şart olmadığını; asıl mühim olanın, belirleyici anda ve doğru yerde netice almayı sağlayacak kafi derecede kuvveti bir araya getirmek olduğunu ifade eder. CHP açısından nihai neticenin alınacağı mekan ve an, yaklaşan ilk genel seçimlerdeki oy sandıklarıdır. Bu doğrultuda, 19 Mart sonrasında gözlemlenen yükselen toplumsal muhalefet dalgasının pekiştirilmesi, ülke geneline yayılması ve planlı bir yaklaşımla seçim gününde zirve noktasına ulaştırılması gerekmektedir.

**Komuta Birliği İlkesi:** Bu ilke, her şeyden mesul ve tüm yetkilerle donatılmış tek bir komutanın varlığını gerektirir, zira komuta kademesindeki herhangi bir muğlaklık, askerlikte yapılabilecek en vahim hatadır. Bu prensibin siyasi yansıması olarak, genel başkanlık pozisyonunun tartışmaya açılması partiye ciddi hasar verir. Bu nedenle, tüm parti teşkilatının tek bir komutan, yani CHP özelinde genel başkan, etrafında bütünleşmesi ve iktidarın partiyi içeriden bölme stratejilerine hizmet etme tuzağından uzak durması elzemdir.

Sonuç olarak, CHP’nin yönetime gelme amacına erişebilmesi için, yakaladığı toplumsal muhalefet ivmesinden azami ölçüde faydalanması ve yukarıda ana hatları çizilen temel savaş prensiplerini stratejik bir şekilde hayata geçirmesi gerekmektedir.

DR. CİHANGİR DUMANLI
EM. TUĞGENERAL, HUKUKÇU